15 Aralık’tan herkese merhaba!
Manşetler: Türkiye’de bugün ABD’nin S-400 satın almasına ilişkin yaptırımları oldukça konuşuldu. Dünyada ise gündem, AB’nin Big Tech karşısında elini güçlendiren yeni yasa tasarısıydı.
İyi akşamlar!
TÜRKİYE’DEN GELİŞMELER
ABD, Rusya’dan S-400 sistemlerinin alımı sebebiyle Türkiye’ye bazı yaptırımlar uygulayacak.
-
Nedir? ABD Hazine Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve Başkanlık yetkililerinden Mustafa Alper Deniz, Serhat Gençoğlu ve Faruk Yiğit’in yaptırım listesine eklendiğini açıkladı.
-
Gerisi: Mevcut ABD Başkanı Donald Trump, Twitter hesabı üzerinden paylaştığı mesajla, ilgili yasa tasarısını veto edeceğini açıklamıştı.
Anayasa Mahkemesi, Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı ve iş insanı Osman Kavala’nın üç yıldır görüşülmeyi bekleyen başvurusunu karara bağlamadı.
-
Ayrıntılar: Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, Kavala’nın beraat ettiği Gezi olayları davasında haksız biçimde tutuklandığı, hakkındaki diğer suçlamaların da mükerrer olduğu iddiasıyla yaptığı başvuruyu; Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’na sevk etti.
-
Gerisi: Birinci Bölüm, daha önce Kavala’nın hakkında yeni bir iddianame hazırlandığı gerekçesiyle dosyanın görüşülmesini ertelemişti.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türkiye’de günde yaklaşık 1,5 milyon kişinin aşılanmasınınplanlandığını açıkladı. Hedef ise önümüzdeki hazirana kadar 60 ila 65 milyon kişiye aşı yapılması.
DÜNYADAN GELİŞMELER
AB, dijital hizmetler ve pazarlara ilişkin yeni bir tasarı yayımladı. Kısaca, rekabet hususunda tekrarlanan bir aykırılık durumunda Big Tech şirketlerinin parçalanmasının önü açıldı…
-
Yorum: Taslak, Birliğin karar alma sürecinde önemli ölçüde revize edilecek. Fakat, ABD’de devam eden antitröst incelemeleri de denkleme eklenirse Facebook, Alphabet, Amazon ve Apple gibi şirketlerin tabi olacağı düzenlemelerin yavaş yavaş şeklini aldığını söyleyebiliriz.
Uluslararası Enerji Ajansı, küresel petrol talebine ilişkin öngörülerini günlük 100 bin varil düşürdü. Yine de kurum, önümüzdeki yıl günlük 96,9 milyon varil ortalama taleple güçlü bir toparlanma bekliyor.
-
Kaç yazar? Teksas merkezli WTI ve Brent petrol fiyatları sırasıyla 47,02 ve 50,71 dolar seviyelerinde geziniyor…
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’nin 46’ncı başkanı Joe Biden’ı tebrik etti.
-
Detay: Kremlin’den yapılan açıklamada “Putin, küresel güvenlik ve istikrar konusunda özel sorumluluğa sahip Rusya ve ABD’nin anlaşmazlıklara rağmen, dünyanın karşı karşıya kaldığı birçok sorunun çözülmesine katkıda bulunabileceğini vurguladı.” ifadelerine yer verildi.
Almanya, yarın itibarıyla kapanıyor. Eyalet başbakanları ve Başbakan Angela Merkel, pandemi sebebiyle sıkılaştırılmış önlemlerin devreye girmesi hususunda uzlaşı sağladı.
-
Buna göre: 16 Aralık-10 Ocak tarihleri arasında perakende satış yapan tüm işletmeler kapanacak.
HİKÂYE
Devletin Karanlık İşlerini İfşa Eden Yazar
OZG
Birleşik Krallık çıkışlı polisiye yazarı John Le Carré, 89 yaşında hayatını kaybederken akıllarda bir soru doğrulanmadan kaldı: Acaba kendisi de ajan mıydı?
12 Aralık’ta Dorset doğumlu yazar John Le Carré’nin 89 yaşında zatürreden ötürü hayatını kaybettiği haberi yayıldı. John Le Carré, yani Fransızca “sıradan adam”ın. Asıl adı, David Cornwell’di.
Aralarında Margaret Atwood gibi ünlü yazarların “Sadece günümüzün en iyi casus romanlarının yazarı değil, aynı zamanda çizdiği dünya ile 20. yüzyılın gizli tarihçisi” olduğunu tweetlediği yazar hayatı boyunca Soğuk Savaş’ı, Alman siyasetinde aşırı sağın yeniden yükselmesini, Sovyetler Birliği’ni, İsrail-Filistin Savaşı’nı, yakın zamanda ABD-Irak Savaşı’nı konu alan kitaplar yazdı, açıklamalar yaptı. Bu sebepten yıllarca yasaklı olduğu Rusya’ya ancak 1990’larda kabul edildi. 19 Ekim 1931 doğumlu olduğu için yüzyılın gözü olarak birçok savaş ve müdahaleye şahit olmuştu. Hayatındaki sır perdesini besleyen ise, onun asıl adını yıllarca gizlemesine sebep olan göreviydi: David Cornwell, Birleşik Krallık istihbaratında çalışıyordu.
Aslen Bir istihbarat çalışanı:
Bir gizli servis ve istihbarat çalışanının bir ülkenin istihbarat yapısından, demokrasilerde istihbarat ve propagandanın nerelere varabileceğinden söz etmesi, bizi alışageldiğimiz polisiye yazarlarının hayal gücünden hiç bilgi sahibi olamayacağımız gizli devlet kararlarının arkasındaki gerçeğe taşıyor; bu da John Le Carré’yi diğer yazarlardan ayıran bir yan oluyordu. Yazar, ömrü boyunca hayatı hakkında hiç konuşmadığı, röportajları reddettiği, ajan olduğu iddialarını ne reddettiği, ne kabul ettiği, Kraliçe’nin Sir unvanı vermesi gibi ödülleri kabul etmediği için hakkındaki gizem büyüdü de büyüdü. Peki anlattıklarının hepsi gerçek miydi, ne kadarı kurmacaydı sorusu hakkında ise Amerikan askeri tarihinin en uzun süreli savaş tüfeği grubu MI6’nın yöneticisi Sir John Scarlett BBC’ye şöyle açıklama yapıyordu: “Benim deneyimlere dayanarak söylersem hem gerçeklik payı var hem de kurgu yanları.” Polisiye yazarı Ahmet Ümit de onun hayatını kaybetmesinin ardından şöyle bir tweet attı: “John Le Carré’yi 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri yapan, romanlarında devletlerin karanlık işlerini şahane kurgularla ifşa etmesiydi.”
Margaret Atwood onun en ünlü karakteri George Smiley başta olmak üzere ajan kahramanlarının “James Bond’un antitezi” olduğunu söylerken haklı: John Le Carré, bu şekilde James Bond gibi kadınlara düşkün, iyi giyinen, lüks otomobillere binen bir ajanın “erkeklerin ve kadınların rüyası” olmaktan öteye geçmeyeceğinin sinyalini veriyor olabilir miydi? Çünkü onun ajan kahramanları, tıpkı hayattaki gibi, doğru olduğu kadar yanlış da karar alabilen, son derece sıradan adamlardı (Filmlerde oynayan oyuncular ise o kadar sıradan sayılmazdı: Ajanlarından birini Richard Burton oynamıştı).
John Le Carré, Türkiye’de polisiye edebiyata duyulan merakın dışında kalmadı, Soğuktan Gelen Casus, Bahçıvan, Köstebek, otobiyografik eseri Güvercin Tüneli gibi birçok kitabı Türkçeye çevrildi. Ona göre The Looking Glass War, çalıştığı istihbarat biriminin en realist tasviriydi, yazar eserin o yüzden başarı kazanmadığını savunuyordu.
Birini Polisiye Yazarı Yapan Nedir?
John Le Carré’yi (David Cornwell) gizli servis hakkında casusluk romanları yazmaya iten asıl şey ise işi değil, babasıydı. “Bir dolandırıcı” olan babası Ronnie ve ona dayanamayan annesinin evi terk etmesinin ardından 5 yaşındaki Cornwell, babasının evdeki uzun yokluğunu gizli serviste görevleri olmasına dayandıran hikâyeler uydurarak atlatabilmişti.
ÖNERİLER
SPONSORUMUZ: Atelier Satsuma, zamansız ve heyecan uyandıran seramik objelerle mekanınıza yeni bir dokunuş getiriyor. Özenle el işçiliğiyle boyanan her bir mini-koleksiyonda kendinizden bir parça bulabilirsiniz. Her bir obje tek stokla sınırlı olsa da tasarımcılarımız, sizler için sipariş üzerine de üretim yapıyor. Dilerseniz Atelier Satsuma’ya Instagram üzerinden göz atabilirsiniz!