31 Mart 2022’den herkese merhaba!
Yılın ilk çeyreğini geride bıraktığımız bu hafta sizlere insanlığın karanlık yüzlerinden birini ve yaşananlara dair iyi haberleri aktarıyoruz: insan kaçakçıları. Ukraynalı mültecilerin Avrupa’ya ilticaları sırasında yaşanan sorunları anlattığımız yazı serisinin bu kısmında pusuda bekleyen insan kaçakçılarına değindikten sonra İsrail’i sarsan terör saldırılarını inceliyoruz.
Herkese sağlıklı haftalar!
DÜNYADAN GELİŞMELER
Ukraynalı Mülteciler-Kısım 2: İnsanlığın Karanlık Yüzü
Doğaç Özen
Bugünlerde herhangi bir orta-büyük ölçekli Avrupa kentinin merkez tren garına gittiğinizde göreceğiniz görüntü hemen hemen aynı olacaktır: Ukraynaca veya en azından Rusça, İngilizce konuşan sarı iş yelekli devlet gönüllüleri, çalışanları ve trenden inen göçmen Ukraynalılar.
Savaşa dair diplomasi kapıları gergin beklentiler eşliğinde aralanmaya devam ediyor. Savaş hâlinden ve şiddet olaylarından kaçmaya, hayatlarını güven içerisinde yaşamaya çalışan Ukraynalı mültecilerin Avrupa’da yaşadıkları sorunlar da yaşananların perde arkasını anlamaya ve savaşın gerçek yüzünün görünmesine yardımcı oluyor.
Bu sebeple bu yazı dizisinde Ukraynalı mültecilerin Avrupa’ya göç ederken karşılaştıkları sorunlara odaklanıyoruz. Geçtiğimiz hafta Ukrayna Grivnası ile yaşanan kur krizini inceledikten sonra bu hafta insanlığın daha karanlık bir yüzüne, krizi fırsat bilen insan kaçakçılarına göz atmak durumun ciddiyetini kavramayı kolaylaştıracaktır.
Kartona Yazılı Yalanlar
Belirtilenlere göre işgalin ilk birkaç günü, savaştan kaçan göçmen kadınların bu karanlık planlardan en çok etkilendiği zaman dilimini oluşturuyor.
Polonyaca veya İngilizce bilmeyen genç kadınları ellerinde Berlin, Londra, Barselona gibi dikkat çekici şehirlerin yazdığı kartonlar ile bekleyen örgüt üyelerinin savaştan kaçan bu insanların masumiyetinden yararlanmaya çalıştığı aktarılıyor. Ellerine düşen kadınları ve çocukları çeşitli illegal şebekelere aktarmaya çalışan kaçakçıların, bölgesel ve uluslararası otoriteler tarafından sıklıkla durdurulduğu fakat yine de bazı dramların önüne geçilemediği belirtiliyor.
Bu duruma katkıda bulunan en büyük etkenlerden biri ise şu an Ukrayna’da devam eden seferberlik hâli. 24 Şubat 2022’de başlayan işgalin yarattığı dramatik sonuçlardan biri ise Ukrayna hükûmetinin 18-60 yaş arası tüm erkekleri askere alması oldu. Her ne kadar seferberlik hâli ile silah altına alınan bu acemi askerlerin Donbas, Kiev gibi daha kritik cephelere aktarıldığına dair haberler duyulmasa da bu kişilerin ailelerinin yine de bir hayli endişeli olduklarına şüphe yok. Hele ki süreci yurt dışından mülteci olarak takip etmek zorundalar ise.
Belirtilenlere göre devam eden seferberlik sonucu ülkeden çıkamayan erkeklerin eşleri, çocukları, kardeşleri veya bu kişilerin hayatlarında yeri olan başka kadınlar ülkeden göç eden 3,5 milyon Ukraynalı mültecinin büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor. Bu durum da organize suç örgütlerinin dikkatini çekmişe benziyor: Uzmanlar, çocuklarına güvenli bir gelecek sunmak isteyen Ukraynalı annelerin cinsel istismarcıların en önemli hedefi olduğunu belirtiyor.
Mücadele edilen kötülüğün boyutu işte tam olarak bu.
Fakat haberler iyi, durum daha iyiye gidiyor. Aktarılanlara göre gönüllüler ve STK’ler Ukraynalı mültecilerin geçiş yaptığı sınırlarda güvenliği sağlamak için 7/24 nöbet tutuyor ve polis ile koordinasyon sağlama çalışmaları meyvesini vermeye başladı. Yine de bu müdahalelerin sürekliliğinin sağlanması gerekiyor. Her ne kadar çeşitli mülteci kamplarından ve sınır kapılarından gelen raporlar geçişlerin ve asayişin giderek normale döndüğünün haberlerini aktarsalar da, kadın hakları temsilcileri bu bölgelerde hâlâ önemli sorunların olduğunun altını çiziyor.
GELİŞMELER
İsrail bu hafta üç terör saldırısı ile sarsıldı.
Geçtiğimiz hafta içerisinde IŞİD ile bağlantısı olduğu varsayılan iki münferit terör saldırısının ardından dün İsrail’in başkenti Tel Aviv’de yaşanan saldırıda beş kişi hayatını kaybetti. Saldırganın rastgele ateş açtığı saldırıya dair görüntüler kameralara da yansırken olay yerine taziye ve terörle mücadele mesajları vermek için gelen Kamu Güvenliği Bakanı Omar Barlev, yoğun protestolara maruz kaldı. Barlev, artan terör tehdidini yok edeceklerini belirtti.
Tel Aviv’de yaşanan saldırı ile beraber İsrail’de 21-29 Mart tarihleri arası üç farklı saldırıda toplam 11 İsrail vatandaşı ve yerleşik göçmen hayatını kaybetti.