Teknolojik ürünleri incelediğimizde çoğunda ortak bir tarihsel gelişim ya da strateji görüyoruz: ürünlerin boyutları küçülüyor fakat yetkinlikleri artıyor. Aynı tarih SIM kartlarda da tekerrür ediyor. 85,6 mm boyutundaki ilk SIM kart 1991 yılında Giesecke & Devrient adında bir Alman üretici tarafından geliştirildi. 1996’ya geldiğimizde 25 mm’lik Mini SIM’ler, 2003’te 15 mm’lik Mikro SIM’ler ve 2012 başlarında ise 12,3 mm’lik Nano SIM’ler hayatımıza girdi. Geçtiğimiz günlerde ise yerli e-SIM ile tanıştık ve uluslararası ilk telefon görüşmesi gerçekleştirildi.
Peki nedir bu e-SIM?
E harfinin temsil ettiği “embedded” (“gömülü“) ifadesinden de anlayabileceğimiz gibi e-SIM, cihazlarınızın içerisinde gömülü olan ve operatörünüzün size sunduğu planı kullanmanızı sağlayan bir dijital SIM. Kısaca artık telefonla bir arama yapmak ya da Internet’e girmek için fiziksel bir SIM karta ihtiyacınız yok.
Kullanıcılarına neler vadediyor?
En basitiyle başlayalım; öncelikle fiziksel bir SIM kart üretimine gerek olmadığı için çevre dostu.
Kaybolma derdi yok. Cihazınız kaybolduğunda veya çalındığında bulması daha kolay, çünkü artık filmlerde gördüğümüz SIM kartı çıkararak iz kaybettirme sahneleri yaşanamayacak. Tabii bu bir yandan da kesintisiz bağlantı anlamına geliyor. Çünkü e-SIM, kullanılabilir olması için operatör ile sürekli bağlantı hâlinde olmayı gerektiriyor. Bu durum bir güvenlik açığına neden olur mu ya da bu alanda yeni düzenlemeleri beraberinde getirir mi? Göreceğiz.
Bunlarla birlikte e-SIM özünde bir yazılım olduğu için uzaktan yetkilendirilebilir. Yani operatör değiştirme (“numara taşıma”) gibi talepleriniz ya da normalde bayiye giderek hallettiğiniz işleriniz, uzaktan çözülebilir. Ayrıca, birden fazla profil tanımlama işlemi yapılabildiğinden örneğin yurt dışına çıkarken yaptığınız bir çok gerekli ayar değişikliğini sadece profil değiştirerek yönetebilirsiniz.
Bu teknolojiden faydalanabilmek için yapmanız gereken çok sayıda işlem de yok. Cihazınızı e-SIM destekleyen bir cihazla değiştirmeniz ve operatörünüze başvurmanız yeterli. Ancak cihaz ücretlerine baktığımızda bu değişiklik herkes için çok da kolay olmayabilir. Bu noktada da e-SIM teknolojisinin müşterilerinin kullanımına nüfuz etmesini isteyen firmalara görev düşüyor… Bakalım hem cihaz sağlayıcıları hem de teknoloji firmaları bu ürünün Türkiye’deki tarihini ne gibi stratejilerle yazacaklar.