Bizi bu güzel havalar mahvedecek…
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son 90 yıllık istatistiklerine göre İstanbul’da ocak ayının ortalama sıcaklığı 5,9 derece. Aralık ayı boyunca 10 derecenin altını görmeyen İstanbul, ocak ayına ise 16-17 derecelik sıcaklık ölçümleriyle girdi. Hava tahmin raporlarına göre de bu ayı ortalama sıcaklığın üzerinde tamamlayacağız. Uzmanlar, yıllardır tüm dünyayı küresel ısınma konusunda uyarıyorlar. Geçtiğimiz haziran ayında Rusya’da küresel ısınmanın etkilerine dair araştırmalar yürüten bilim insanları yılın o döneminde 0 derece olması gereken Khatanga bölgesinde 25 derecelik sıcaklık kaydetti. Bilim insanları, Sibirya’daki sıcaklıkların 130 yıldan beri endişe verici bir şekilde arttığını belirtirken bu artışın sebebinin insan kaynaklı olduğuna da dikkat çekiyor.
Küresel ısınma sonucu şehirlerde ölçülen olağandışı sıcaklıklar kuraklığa, orman yangınlarına, kıtlığa, su kaynaklarının azalmasına ve dolayısıyla çölleşmeye ve susuzluğa neden olacak. Tüm bu olumsuzlukların toplumsal, siyasi ve ekonomik pek çok soruna yol açacağını tahmin etmek zor değil. Ayrıca küresel ısınma kaynaklı hızla eriyen buzullar sebebiyle deniz seviyelerinin yükselmesi bugün bildiğimiz dünyanın coğrafi olarak değişime uğrayacağına da işaret ediyor. Bu coğrafi değişim ne yazık ki toplumsal, siyasi ve ekonomik sorunları da beraberinde getiriyor. Zira yok olacak olan sadece bir coğrafi bölge değil, insanların yaşadığı şehirler.
Batan Şehirler
Dünya Ekonomi Forumu’nun yayımladığı bir rapora göre 2100 yılı itibarıyla bugün şehir olarak bildiğimiz birçok alan sular altında kalacak. Afrika kıtasının en kalabalık kenti ve Kıta’nın en büyük finansal merkezi Lagos (Nijerya) bu şehirlerin başında geliyor. Şehrin alçak kıyı şeridi her yıl yavaş yavaş sular altında kalıyor. Yüzyıl sonuna kadar kıyı şeridindeki su yükselişinin şehirdeki insan faaliyetlerini sona erdirebileceği tahmin ediliyor. İtalya’nın turistik şehri Venedik de iklim krizinden nasibini alan şehirler arasında. Şehir her yıl geri dönüşü olmayan bir şekilde sular altında kalıyor. İtalya devleti, 2003 yılında su yükselişi sebepli taşkınları önlemek amacıyla 6,5 milyon dolarlık bir proje başlattı. Projenin 2022 yılında biteceği öngörülüyor. Bangladeş’in başkenti Dhaka da en hızlı batan şehirlerden biri. Araştırmacılara göre, 2050 yılına kadar Dhaka’nın içinde bulunduğu Bangladeş topraklarının %17’si sular altında kalacak ve yaklaşık 18 milyon Bangladeş vatandaşının iç kesimlere göç etmesine sebebiyet verecek. Hollanda’nın Rotterdam kenti, ABD’nin New Orleans ve Virginia Beach şehirleri ile Mısır’ın İskenderiye kenti de yükselen deniz sularının etkisiyle yüzyıl sonuna kadar haritadan büyük oranda silinecek şehirler arasında yer alıyor.
Batan şehrin malları bunlar
Ekonomisi güçlü devletler kendi sınırları içindeki sular altında kalma riski olan şehirlere yatırımlar yapıp su baskınlarının olumsuz etkilerini minimuma indirmeye çalışıyorlar. Ancak ekonomik ve teknolojik açıdan dezavantajlı devletlerin bu tür imkanları ne yazık ki her zaman bulunmuyor. Bunun sonucunda da dünya gündemini önümüzdeki yıllarda baskınlar sebebiyle oluşacak iç ve dış göçler, kuraklık, kıtlık, ekonomik çöküşler ve siyasi çalkantılar meşgul edebilir. Tabii daha kısıtlı bir alanda hızla artan bir insan nüfusu da düşünüldüğünde, batan şehirler haritadan silinirken dünya sistemini de kendileriyle birlikte dönüştürecekler…