Demokrat Parti adayı Joe Biden, Cumhuriyetçi rakipleri Donald Trump ve Mike Pence’in karşısına Kaliforniya Senatörü Kamala Harris’le çıkma kararı aldı.
112 yıl önce William Howard Taft, 84 yıl önce Franklin D. Roosevelt ve 28 yıl önce Bill Clinton, 3 Kasım tarihinde oval ofisin anahtarlarını teslim almıştı. Yıl 2020 ve 3 Kasım’da sonuçlanacak ABD Başkanlık seçimlerine üç aydan az bir süre kaldı. Beyaz Saray’a giden yolda Demokrat Parti adayı Joe Biden, Cumhuriyetçi rakipleri Donald Trump ve Mike Pence’in karşısına Kaliforniya Senatörü Kamala Harris’le çıkma kararı aldı.
Kimdir Kamala Harris?
Oakland, Kaliforniya doğumlu Harris (55), kariyeri süresince San Francisco’da bölge savcılığı ve ardından Kaliforniya’da başsavcılık görevlerini üstlendi. Geçtiğimiz yıl 18 Ocak’ta, Martin Luther King’in doğum gününde Demokrat Parti ön seçimlerinde Biden’a karşı aday olan Harris’in hızlı başlayan kampanyası, bağıların ve anket sonuçlarının yetersiz gözükemsiyle sona erdi. Ancak Jamaika ve Hindistan kökenli göçmen bir ailenin çocuğu, Senatonun tek siyah kadın üyesi olma özellikleri Kamala Harris’i ülke siyasi tarihinde eşi görülmemiş bir aday yapıyor.
Neden seçildi?
Başsavcılık ve senatörlük görevlerinden gelen hükümetle çalışma deneyimi, Kamala’yı öne çıkaran faktörlerden. Vaşington’da 55 yaşında bir siyasi olmak onu genç nesil bir lider yapıyor. Özellikle Biden’ın önümüzdeki yıl 78 yaşına basacağını düşününce bu karar, Demokratlara gelecek için bir hareket alanı sağlıyor. Tabii Siyah bir kadın siyasi olan Kamala’nın kökenlerinin aynı zamanda Güney Asya’ya uzanması, geçtiğimiz aylarda gerçekleşen protestolar süresince polis reformu hareketinin sesi haline gelmesi ve Demokrat bağışçıların kalesi Kaliforniya’dan çıkan bir aday olması; Biden ve ekibinin kararını şekillendiren önemli faktörler arasında. Üstelik George Floyd’un öldürülmesini takiben patlak veren protestolar, Harris’i bu rol için biçilmiş kaftan yapıyor.
Harris’in Türkiye dosyası
Geçtiğimiz yıl Vaşington’da 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan yasa tasarısına imza koyan Harris, Senatörlüğü süresince Trump hükümetini Orta Doğu’da Suudi Arabistan’la kurduğu ilişki üzerinden eleştirmiş, mevcut başkanın iki yıl önce Cemal Kaşıkçı’nın ölümüne “göz yumduğunu” iddia etmişti. Kamala Harris, Donald Trump’ın Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarına yeşil ışık yakmasını da “Kürtleri sattı” olarak nitelendirmiş, twitter üzerinden paylaştığı mesajda bu kararın yüzlerce IŞİD militanı için hapisten kaçış kartı anlamına geldiğini beyan etmişti.
Harris’in Orta Doğu dosyası
Geçtiğimiz aralıkta seçim yarışından çekilen Harris, eğer başkan seçilseydi, Obama yönetiminin diplomatik terler döktüğü Trump’ın ise ülkesini iki yıl önce bir çırpıda geri çektiği 2015 İran nükleer anlaşmasına yeniden katılmayı düşünüyordu. Ayrıca Harris, ülkesinin Yemen’de İran destekli güçlerle savaşan Suudi Arabistan’a yapılan silah satışına karşı oy kullanmıştı. 1 Haziran’da Senatör ünvanıyla Başkan Trump’a bir mektup da yazan Harris; İsrail-Filistin konusunda iki devletli bir çözümden yana olmaları gerektiğini, tek taraflı ilhakın İsrail’in de güvenliğini riske attığını belirtmişti.
Farklı görüş:
ABD silahlı kuvvetlerinin “yeniden inşası” kapsamında iki partili bütçe anlaşması, 2018’de Pentagon’un bütçesini 716 milyar dolara çıkarmıştı. Başkan adaylığı rekabeti süresince bu durumu Joe Biden memnuniyetle, Kamala Harris ise muhalif bir tavırla karşılamıştı.
Benzer görüş:
Biden’ın galip çıktığı mavilerin aday belirleme süreci, Demokrat adayların ülkelerini fosil yakıtlarından uzaklaştırarak, 2050’ye kadar net sıfır emisyon hedeflediklerini göstermişti. Harris’in de parçası olduğu bu görüş, Trump’a karşı hangi Demokrat galip gelirse gelsin federal hükümetin enerji dönüşümünün masraflarını üstleneceğini beyan ediyordu. Dolayısıyla Demokratların galip geldiği senaryoda ABD’nin yeniden Paris Anlaşması’nın imzacısı olacağını söylemek malumun ilanı olur.