ÖNERİLER

🗞️ Son Bülten

15 Mart'tan herkese merhaba! Bugün sizinle Daily Press'in son bültenini paylaşıyoruz. Yeni yapımızla güçlenerek geri döneceğiz, tüm okurlarımıza teşekkür ederiz!

🗞️ Kavala Açıklaması & Kısa Gündem

14 Nisan'dan herkese merhaba! Daily Press'te bugün Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Dunja Mijatovic'in Osman Kavala açıklaması ve kısa gündem maddeleri var.  Keyifli okumalar!   TÜRKİYE'DEN GELİŞMELER Avrupa...

🗞️ Kısa Kısa: Rusya-Ukrayna

12 Nisan'dan herkese merhaba! Ukrayna Başsavcısı İrina Venediktova, Ukrayna'da işlenen altı bin savaş suçunu araştırdıklarını bildirdi.   RUSYA-UKRAYNA GELİŞMELERİ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "ülkesinin güvenliğini sağlamak...

🗞️ Veriler, Yavaş’ın Açıklaması, Savaş Gündemi

Pakistan parlamentosunda yapılan oylama sonrası, görevden alınan İmran Han'ın yerine rakibi Şahbaz Şerif ülkenin yeni başbakanı seçildi. Keyifli okumalar!

🗞️ Güven Oylaması, Aday Açıklaması, Savaş Gündemi

Daily Press'te bugün; Pakistan'daki güven oylaması, Ümit Özdağ'ın aday açıklaması ve Rusya-Ukrayna gelişmelerine yer verdik. Keyifli okumalar!

🗞️ Borodyanka, Alrosa & United Shipbuilding Corp

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Ukrayna’daki savaşın tahıl ve sebze yağı piyasalarını alt üst ettiğini, bu yüzden de mart ayında küresel gıda fiyatlarının rekor kırdığını açıkladı.

🗞️ Kısa Kısa: Rusya-Ukrayna

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, üye ülkelerin Rusya işgaline karşı mücadele eden Ukrayna'ya daha fazla silah yardımı yapması için çağrıda bulundu.

Avrupa’da İki Seçim ve Musk’ın Twitter Hamlesi

Bu hafta Macaristan ve Sırbistan seçimlerinin yanı sıra Musk'ın Twitter hamlesini ele alıyoruz.

🗞️ Buça

6 Mart'tan herkese merhaba! Fransa merkezli lüks tüketim devi Chanel, Rusya dışındaki mağazalarında “ürünlerini Rusya’da kullanma niyeti olan kişilere” satışları yasakladı.

🗞️ Savaş Suçları, Rusyalı Diplomatlar, Mariupol

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın Ukrayna'nın işgalinden vazgeçmediğini ancak önümüzdeki haftalarda Ukrayna'nın doğusundaki Donbas bölgesini tamamen ele geçirmeye odaklanacağını söyledi.

☁️ Gazlar üzerinden enerji dönüşümü, Hasanpaşa Gazhanesi

Date

Novus Yeşil’den herkese merhaba! Bugün 30 Mart Salı, saat 10:00.

Hava gazı! Kimi için bilimsel bir anlatım bozukluğu, kimi için de boş laf anlamına gelen bir kavram. Fakat büyüklerimize sorarsanız, hava gazı, geçmişimizin nostaljik bir köşe taşı. Geçmişini bilmeyenler geleceğine yön veremez derler. Bu bültenimizde Türkiye’nin ve dünyanın enerji dönüşümünü gazlar üzerinden inceleyeceğiz.

Haftanın konuları;

🏭💨 Hasanpaşa Gazhanesi

🌈 Hidrojenin tüm renkleri

☁️ Gaza gelen Avrupa

İyi okumalar,
Yörükcan

GELİŞMELER

Yeşilin başkenti: Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, yerli üreticilerden tedarik edecekleri 100 bin fidan ile Ankara’da hatıra ormanları oluşturacakları “Yeşilin başkenti” projesini hayata geçirdi. Web sayfası üzerinden 50 liradan başlayan fiyatlarla fide bağışında bulunan vatandaşlara satın aldıkları ağaçları takip ve ziyaret edebilme fırsatı da sunulacak. ANFA koordinasyonunda öncelikli olarak Ankara’nın beş ayrı bölgesine boyları 100-200 santimetre arasında değişen yerli ladin, meşe, sedir, selvi ve karaçam dikilecek.


Petrol şirketlerinin sırrı: Birleşik Krallık’ta yayın yapan The Guardian gazetesinin derlediği şirket içi gizli belgelere göre; büyük fosil yakıt şirketleri 50 yıl önce bile fosil yakıt kullanımının yarattığı hava kirliliğinin ciddi sağlık sorunlarına sebep olduğunu biliyordu. Bir Exxon iştiraki olan Imperial Oil, iç yazışmalara göre 1967’de hava kirliliğinden endişelenen anneler üzerinde yaptığı çalışmalardan sonra petrol endüstrisinin çevre kirliliğine ciddi katkıları olduğunu tespit etmiş. Shell ise daha da ileri giderek 1968’de petrol endüstrisinin arabaların açık ara hava kirliliğine en çok sebep olan şey olduğunun kabul etmesi gerektiğini söylemiş. Şirket, petrol yakımından çıkan sülfürlü ve azotlu bileşiklerin akciğerlerle zarar verip nefes zorluğu yarattığını belirlemiş.


Yeşil finans: Avrupa Birliği, Nisan ayında yayınlamayı hedeflediği sürdürülebilir finans sınıflandırmasında (taksonomi) bazı doğal gaz elektrik santrallerine sürdürülebilir etiketi vereceğini açıkladı. Bu sınıflandırma çok net bilimsel sınırlar ve tanımlamalar kullanarak hangi teknolojilerin ve yatırımların “sürdürülebilir” olduğunu belirliyor ve özel sektör yatırımcılarını bu alanlara yönlendirmeyi hedefliyor. AB, doğalgaz santrallerinin bu etiketten yararlanmak için en geç 2025’e kadar inşa edilmelerini ve çok yüksek verimlilikle elektriğin yanında ısı üretmelerini şart koşuyor. Polonya gibi kömüre daha bağımlı ülkeler bu kıstasları sert bulurken, Danimarka ve İspanya gibi ülkeler ise kuralların esnetilmemesini savunuyor.


Kentlerde su: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde 22-23 Mart’ta düzenlenen Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi’nde CHP’li 22 il belediye başkanı ortak bir manifesto imzaladı. Belediye başkanları bundan sonra katılımcı bir su politikası izleyeceklerini, arzın değil talebin yönetileceğini, su yatırımlarının havza ölçeğinde planlanacağını, doğanın su döngüsünün korunacağını ve suyun ekosistemlerle sanayi arasında döngüsel kullanılacağını açıkladı.

ENERJİ

Geçmişin Enerjisi – Hasanpaşa Gazhanesi
Muammer Güldemir

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 28 yıldır âtıl duran Hasanpaşa Gazhanesi’nin restorasyon çalışmalarını tamamladı. Alan, yapılan yeni düzenlemeyle çevresinde sergi ve konferans gibi çeşitli etkinliklerin de düzenlenebileceği bir iklim müzesi olacak.

Peki nedir bu Hasanpaşa Gazhanesi’nin önemi?
16. yüzyıla kadar geceleri karanlığa teslim olan İstanbul sokaklarında güvenlik çok büyük bir sorundu. Öyle ki IV. Murad, tarihe geçecek bir kararla geceleri sokağa fenersiz çıkılmasını yasaklamasına rağmen İstanbullular, geceleri ışığa kavuşmak için 19. yüzyılın ortalarında Dolmabahçe Sarayı’nın inşasını beklemek zorunda kaldılar.  Padişahın yaz-kış yaşaması için tasarlanan Dolmabahçe Sarayı’nın ısıtma ve aydınlatma ihtiyacı, Osmanlı’nın yepyeni bir enerji kaynağıyla tanışmasını sağladı. 1855’te sarayın hemen arkasına, Nişantaşı’na uzanan yokuşa yapılan Osmanlı’nın ilk hava gazı fabrikası, İstanbul sokakları için aydınlık bir geleceğin habercisi oldu.

  • Hava gazı: Siyah kömür veya linyit düşük oksijenli ortamda ısıtıldığında hidrojen (H2), metan (CH4) , karbondioksit (CO2), karbonmonoksit (CO) ve su buharından (H2O) oluşan bir karışıma dönüşür. Hava gazı da denen bu gaz karışımı, bina ısıtmasında, gazlı fırınlarda, gaz lambalarında ve elektrik üretiminde de kullanılabilir. Hatta ihtiyaç duyulursa hidrojen oranı zenginleştirilerek hidrojen üretiminde de kullanılabilir.

  • Gazhaneler: İlerleyen dönemlerde zamanın İstanbul Belediye Başkanı’nın padişah Sultan Abdülmecid’ten rica etmesi üzerine Dolmabahçe Gazhanesi’nde üretilen hava gazı, başta İstiklal Caddesi olmak üzere çeşitli sokakların aydınlatılması için kullanılır. Zaman içinde ülke genelinde, Anadolu yakasının ihtiyaçlarını karşılamak üzere inşa edilen Kuzguncuk Gazhanesi de dahil, pek çok havagazı üretim tesisi kurulur.

  • Hasanpaşa: Osmanlı endüstriyel mimarisinin eşsiz bir örneği olan Hasanpaşa Gazhanesi 19. yüzyılın başlarında Anadolu Yakası’nda ortaya çıkan yoğun gaz talebinin karşılanması için Kadıköy’de inşa edilir. Çeşitli kurumlarca işletildikten sonra bölgede gaz ihtiyacının azalması dolayısıyla 13 Haziran 1993 tarihinde faaliyetleri sonlandırılır. 19. yüzyıl teknolojik gelişmelerini çehresinde en muazzam şekilde yansıtan yapının zaman içinde gazometreleri sökülerek satılır ve tesis bir hurda deposuna dönüşür. Ancak Hasanpaşa Gazhanesi’nin kaderi, yok olup giden diğer gazhanelerden farklı olacaktır.

  • Mücadele: Hasanpaşa halkı ve çeşitli meslek odaları, 1996’da ilk kez bir araya gelerek bu tarihi mirası hayata kazandırmak, fabrika alanının kültür merkezi ve yeşil alan olarak kullanılmasını sağlamak amacıyla çalışmalarını İBB’yle paylaştı. 2005’te İETT bünyesinde olan arazinin mülkiyeti İBB’ye geçirilerek restorasyon çalışmaları başlatıldı. 2011’de Avrupa Kültür Başkenti konseptinde tekrar çıkılan restorasyon projesi ihalesi iptal edilmek zorunda kaldı.

  • Yeniden doğuş: En son enerji müzesi olacağı ilan edilen gazhanenin yeni belediye yönetimi zamanında iklim değişikliği müzesi olması kararlaştırıldı. İBB, 32 bin metrekarelik alanda bulunan iki yapının içinde iklim krizi temalı sergilerin olacağını, aynı temanın alandaki atölye, restoran, kafe, tiyatro, kütüphane gibi diğer yapılara da yansıtılacağını belirtti. Gelecek adımlarda tamamen yeşil konsept ile şekillendirilmesi düşünülen hava gazı fabrikası, yerli tohumların üretileceği bitki, meyve ve sebzelerin de satılacağı çok işlevli bir alan olarak kullanılabilecek.

Restore edilen Hasanpaşa Gazhanesi


HİDROJEN

Kahverengi, gri, mavi, yeşil: geçmişten geleceğe tüm renkleriyle hidrojen
Yörükcan Erbay

Fotoğraf: Unsplash- Pavel Czerwinski

Hidrojen, eskiden kullandığımız hava gazının vazgeçilmez bir parçası olmasına rağmen günümüzde çoğunlukla endüstride çeşitli kimyasalların üretiminde kullanılmaktadır. Fakat, yakıldığında CO2 yerine zararsız su buharı oluşturması onu iklim değişikliğiyle mücadele tartışmalarının ortasına getirmiştir. Eğer sürdürülebilir yollarla üretilebilirse hidrojen, müthiş bir geri dönüş yaparak gelecekte doğal gazın yerini alabilir.

Normalde renksiz bir gaz olan hidrojen, üretim yöntemine göre farklı renklerle anılmaktadır. Gelin geçmişten geleceğe hidrojenin renklerinin nasıl değiştiğine bakalım.

  • Kahverengi: Doğal gazın yaygınlaşmasından önce hidrojen, kömürün (veya Linyit) gazlaştırması sayesinde üretiliyordu. Kömür, az miktarda oksijen ile ısıtıldığında sentez gazı da denilen hidrojen, karbonmonoksit, karbondioksit, su buharı ve metan karışımı bir ürüne dönüşür. Bu karışım hava gazı olarak doğrudan kullanılabileceği gibi, çeşitli tepkimelerle hidrojen oranı zenginleştirilerek kahverengi hidrojen elde edilebilir. Eskiden tüm dünyada yaygın olan bu yöntem günümüzde çevre duyarlılığı az ve ucuz kömüre erişimi olan ülkeler tarafından kullanılıyor.
  • Gri: Doğal gazın su buharı ile reformasyonu sayesinde üretilen gri hidrojen, kömür bazlı kahverengi hidrojenden biraz daha çevrecidir. Günümüzde en yaygın hidrojen çeşidi olan gri hidrojen, yine de fosil yakıt kullandığı için CO2 salınımına sebep olup küresel ısınmayı arttırmaktadır.
  • Mavi: Mavi hidrojen, kahverengi ve gri hidrojenin daha çevreci yöntemlerle üretilmesine verilen isimdir. Normalde fosil yakıt kullanımı CO2 salınımlarına sebep olmaktadır fakat karbon yakalama ve depolama teknolojileri sayesinde CO2 atmosfere salınmadan filtrelenerek bertaraf edilebilir. Halihazırda dünyada iki aktif örneği olan bu üretim yöntemi, salınımları %90-95 kadar azaltabilir. Mavi hidrojen doğal gaz kullanımını devam ettirebileceği için özellikle fosil yakıt şirketleri tarafından geleceğin yöntemi olarak desteklenmektedir.

  • Yeşil: Hidrojen üretiminin belki de en saf ve basit şekli suya elektrik vererek bileşiklerine parçalamaktır. Elektroliz adı verilen bu yöntem hidrojen ve oksijen oluşturur. Eğer elektrik, güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilirse oluşan hidrojene yeşil hidrojen denir. Tamamen olgunlaşmış olan bu teknoloji, yenilenebilir elektrik fiyatlarının hala yüksek olmasından ötürü henüz çok yaygınlaşmamıştır.

  • Sarı ve Mor: Yeşil hidrojen genellikle geleceğin en ideal düşük karbonlu seçeneği olarak düşünülmektedir fakat elektroliz yöntemi farklı elektrik kaynaklarıyla da gerçekleştirilebilir. Mor hidrojen, nükleer enerjiden elde edilen elektrikle üretilen hidrojendir. Biraz daha pahalı olmasına rağmen oldukça çevrecidir. Sarı hidrojen ise ortalama şebeke elektriğinden üretilen hidrojendir. Fiyatı ve karbon salınımı şebeke elektriğinin kaynağına göre değişiklik gösterecektir ama mor veya yeşil hidrojen kadar çevreci olamaz.

Hidrojenin enerji sistemlerimizde hava gazı olarak başlayan serüveni yakın geçmişimizde doğal gaz bazlı gri hidrojen olarak devam etmiştir. İlkim kriziyle mücadelede özel bir rolü olabilecek bu gaz gelecekte muhtemelen mavi veya yeşil hidrojen olarak karşımıza çıkacak. Bu hikayede hangi rengin üstün geleceği ise ülkelerin doğal kaynaklarına, politikalarına ve özellikle de önümüzdeki on yılda gerçekleşecek teknolojik gelişmelere bağlı olacak.

 
BİLİYOR MUSUNUZ?

Doğal gaza kıyasla hidrojen, düşük özkütleli ve hızlı yanan bir gaz. Dolayısıyla gaz altyapımızı hidrojene çevirebilmek için kombi, fırın, gaz sensörü ve gaz sayacı gibi ekipmanlarınızı yenilememiz veya bu cihazları şimdiden hidrojene hazır halde üretmemiz gerekiyor. Ayrıca hidrojene geçiş için yeni veya paralel yüksek basınçlı gaz iletim boru hatları inşa edilmesi gerekiyor. Öte yandan gazı binalarımıza kadar getiren dağıtım hatları değişiklik gerektirmeden de aynen kullanılabilir.

Avrupa Birliği, temmuz ayında açıkladığı hidrojen stratejisinde gelecekte hidrojene özel bir altyapı tasarladıklarını açıkladı. Hidrojen talebi yüksek olan varlıklı bölgeler için bu yaklaşım etkili olsa da sektör temsilcileri bu yeni altyapıyı finanse edemeyecek bazı ülkelerde hidrojenin %20 oranında doğal gaz hattına katılarak kullanılmasını öneriliyor. Şüpheciler ise gazları bu şekilde karıştırmanın karbon salınımını sadece %7 azaltacağını ama uzun süreler doğal gaz kullanımının devam etmesi için bir bahane teşkil edeceğini iddia ediyor.