Rusya ve Ukrayna arasında esen soğuk rüzgarlar, geçtiğimiz hafta Rusya’nın Ukrayna sınırına yığınak yapmasıyla yeni bir boyuta taşındı. Uzmanların uyarılarına göre tehlikeli boyutlarda olan bu hareketlilik, bir süredir sakinliğini koruyan Doğu Ukrayna’nın yeniden hareketli günlere sahne olma ihtimalini beraberinde getiriyor. Peki, süreç nasıl bu noktaya geldi? Bunu anlamak için Ukrayna-Rusya ilişkilerinin uzak geçmişini, yakın geçmişini ve bugünün incelemek anlamlı olabilir.
Uzak geçmiş
Ukrayna, 1922’de Sovyet Rusyası’nın parçası olmadan önce 1917’de ve 1921’de Rusya ile iki kere savaşıyor ve ikisinde de yeniliyor. Bu zaferler sonucunda Ukrayna’ya komünizmi getiren Rusya, aynı zamanda ülkeden birçok Ukraynalının da kaçmasına sebep oluyor. Bu kaçışların ve kalan muhalif Ukrayna entelijansiyasının idamlarının on yıllarca sürdüğü biliniyor.
Sovyetler dönemi
SSCB’nin kurulması ve merkezi otoriteyi sağlamasının ardından tüm ülkede yaşanan bir kıtlık sezonu yüzünden gıda kaynaklarının kalkınma planlarına göre kullanılması gerektiği ortaya çıkıyor. Bu sebeple SSCB yönetimi, 1932-1933 yılları arası yaptığı planlamada önceliği ülkenin her yanındaki işçilere veriyor ve aynı yıl Ukrayna’da 3 ila 12 milyon arası insan planlanmış bir kıtlık sebebiyle hayatını kaybediyor. “Holodomor” olarak bilinen bu olay, günümüzde 14’ten fazla ülke tarafından soykırım olarak tanımlanmakta ve uluslararası hukuk kapsamında hala tartışılmaktadır. 2. Dünya Savaşı Sonrası SSCB’nin başına gelen Nikita Khrushchev, 11 yıl Ukrayna Sosyalist Cumhuriyeti’nde görev almış biri olarak Ukrayna dinamiklerini iyi biliyor ve Ukrayna’nın özellikle Doğu bölgelerine önemli yatırımlar yapıyor. Kırım’ı Sovyet Rusyası’ndan alıp, Ukrayna Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlıyor.
Yakın geçmiş
Bu yatırımların yapıldığı ve iyi ilişkilerin sürdürüldüğü yerlerde bugün hâlâ Rusya’ya karşı yoğun bir sempati besleniyor. Harita, 2001 yılına dair bir nüfus sayımına ait. Kırım’da neredeyse %60’a varan Rus oranı, doğu bölgelerde de %30 üzeri bir orana sahip. Aynı şekilde, 2010 yılında gerçekleştirilen bir çalışma Batı Ukrayna’da Rusya’ya olan onayın %15’lere kadar düştüğünü gösterirken, bu rakam Doğu Ukrayna’da %60’ları buluyor. Bu veriler her ne kadar 2021 yılında değişmiş olsa da 2014 senesinde yaşanan Ukrayna Euromaidan Devrimi ve hemen sonrasında yaşananlar hakkında ipucu veriyor.
Yanukovych dönemi
2009 seçimlerinde Ukrayna’nın başına gelen Viktor Yanukovych, Ukrayna’nın 1991-2009 arası izlediğİ batı yanlısı politikaları teker teker yürürlükten kaldırıyor ve Vladimir Putin yönetiminin direktifleri uyarınca hareket etmeye başlıyor. Bu durumdan son derece rahatsız olan Batı Ukraynalılar, neredeyse üç ay sürecek olan 2014 Euromaidan Devrimi’ni gerçekleştiriyor ve Viktor Yanukovych, Rusya’ya kaçıyor.
Yukarıdaki haritada da görüleceği üzere, Kırım’da çoğunlukla Ruslar yaşıyor. Vladimir Putin hükümeti, Euromaidan eylemlerinde ortaya çıkan karışıklık sebebiyle bir ay içerisinde;
- Kırım Eyalet Binasını kuşatıp hükûmeti deviriyor,
- %4’den az oy alan Rusya’yla Birleşme Partisi temsilcisini başa getiriyor,
- Kırım Eyaletinin bağımsızlığına ve ardından Rusya’ya katılmasına dair referandum yapılıyor,
- Bağımsızlık kararı çıkan referandum Rusya tarafından tanınıyor ve bu sayede Rusya, Kırım’ın ilhakını gerçekleştirmiş oluyor. Bugün, Kırım’ın Rusya’nın toprağı olduğunu BM üyelerinin sadece %13’ü tanımaktadır. Türkiye, birçok ülkenin aksine tarafsız kalmayı değil, tanımamayı seçmiştir. Türkiye’nin bu tutumunun Kırım Türkleri’nden de kaynaklandığı belirtilebilir.
Ayrıca, aynı eylemler neticesinde yine Rusların çoğunlukta olduğu Luhansk ve Donetsk şehirleri de bağımsızlıklarını ilan ediyor. Bu iki bölge, Donbass bölgesi olarak da biliniyor. Donbass, bugün hala bağımsızlık talep eden milisler tarafından yönetilmektedir.
Günümüz
2014 tarihinde yaşanan olaylar neticesinde yönetime gelen Volodymyr Zelensky yönetimi ile NATO sıcak ilişkiler içerisinde. Aynı tarihten bu yana yalnızca ABD’den 2 trilyon doların üzerinde savunma ve silah yatırımı alan Ukrayna, geçtiğimiz sene de savunma envanterine Patriot Füzelerini katmıştı. Ukrayna, NATO üyeliği için gerekli adımları atıyor ve geçtiğimiz şubat gerçekleştirilen NATO toplantısında halihazırda Ukrayna’nın NATO Üyelik Eylem Planı çerçevesinde olduğunu ve “eninde sonunda bir NATO üyesi olacağını” belirtiyor.
Bu durum, Rusya’yı oldukça rahatsız ediyor. 2014’ten beri bölgede çok sayıda insanın ölümüne yol açan bu çıkmaz için taraflar birbirlerini suçluyor. Rusya, Ukrayna’yı bölge insanının taleplerine sırtını dönmek ile suçlarken, Ukrayna ise Rusya’nın iç işlerine karıştığını ve ayrılıkçı unsurları silahlandırdığını belirtiyor. Fakat uzmanlar, bu silahlanma yarışının kısa vadede bir çatışmaya sahne olmayacağını düşünüyor. Zira Ukrayna eskisi kadar kolay lokma değil ve Batı ittifakı ile yakın ilişkiler içerisinde. Rusya, askeri yığınağın kendi ulusal güvenliğini koruma altın almak için olduğunu iddia etmekle beraber, NATO’nun Rusya sınırına aynı yığınağı yapması halinde tansiyonun ciddi boyutlara çıkabileceğini belirtti. Bu açıklama, ABD Savunma Bakanlığı’ndan gelen ve Ukrayna’ya tam destek açıklayan bildiri ile aynı gün yayımlandı.
Son sözler
Unutulmaması gereken bir nokta ise 2021 Rusya Seçimleri. Putin’in onay oranı her ne kadar %60’ın üzerinde olsa da Covid-19 tedbirleri sonucu doğal olarak yavaşlayan ekonomi ve Navalny olayları gibi sebeplerden dolayı geçtiğimiz senelere göre düşüş eğiliminde. Uzmanlar, Rusya’nın ABD ile yaşadığı gerginlikte elini güçlendirmek istemesi ve Putin’in seçimlere daha popüler girebilmesi gibi sebepler yüzünden de gerginliğin tırmandırılmış olabileceğini ifade ediyor.