Çalışma koşulları
Geçtiğimiz haftalarda ABD Kongre Üyesi Mark Pocan, attığı tweet ile Amazon işçilerinin yeterli dinlenme saatlerine sahip olmadığını ve bu yüzden pet şişelere işemek zorunda kaldığını iddia etmişti. Resmi Amazon twitter hesabı ise bu iddiaya “bu doğru olsaydı kimse bizim için çalışmazdı” cevabını vermişti. Bu olaydan sonra pek çok haber kaynağı Amazon şoförlerinin, çalışırken plastik şişelere çiş yapmaktan başka çarelerinin kalmadığını doğrulayan röportajlar yaptı. Intercept adlı sitede ise Amazon yöneticilerinin bu durumun farkında olduğunu gösteren belgeler yayımlandı. Tüm bu gelişmelerin ardından Amazon, şirketin resmi Twitter hesabının attığı tweet’in üslubunun yanlış olduğunu belirtti ve Mark Pocan’dan özür diledi. Açıklamada “Sürücülerin trafikten veya bazen kırsal yollardan dolayı tuvalet bulmakta zorlanabileceğini biliyoruz, bu sorun özellikle pek çok umumi tuvaletin kapalı olduğu pandemi sırasında ortaya çıktı” denildi ve eklendi: Bu uzun süredir devam eden, endüstri çapında bir sorundur ve Amazon’a özgü değildir. Ayrıca bu sorun için gerekli çözümü en yakın zamanda bulacaklarını belirten Amazon’a FedEx, Uber, Lyft ve Ups’den de pandemi döneminde benzer sorunları yaşadıklarını belirten destek mesajları geldi. Mark Pocan ise özrü kabul etmeyerek, Amazon’un özrü bir kenara bırakıp çalışanların koşullarını iyileştirmesi ve sendikalaşmanın önünde durmaması gerektiğini ifade etti.
İşçi sendikası
Ulusal İşçi-İşveren İlişkileri Kurulu, Amazon’un çalışma koşulları hakkında eleştiriler yapan iki çalışanının misilleme yaparak işine son verdiğini tespit etti. Çalışanlar şirketi, iklim değişikliği üzerinde etkisini azaltmadığı ve depo çalışanlarının koşullarını iyileştirmediği yönünde eleştirmişti. Olay sonrası Elizabeth Warren ve Kamala Harris, Amazon’un potansiyel misillemesi hakkındaki endişelerini dile getirirken Amazon’un eski başkan yardımcısı olan Tim Bray de protesto amaçlı istifa etti. Konuyla ilgili Amazon sözcüsü Jaci Anderson, “Her çalışanın işverenini ve çalışma koşullarını eleştirme hakkını destekliyoruz. Ancak bu, tümü yasal olan iç politikalarımıza karşı genel bir dokunulmazlık getirmiyor” dedi. “Bu, çalışanları, çalışma koşulları, güvenlik veya sürdürülebilirlik hakkında kamuya açık konuştukları için değil, daha çok iç politikaları defalarca ihlal ettikleri için işten çıkardık.”
Alabama’da seçimler
Önceki yazılarımızda Amazon’a, işçiler için yeterli güvenlik önlemlerini ve çalışma koşullarını sağlayamadığı iddiası ile New York Başsavcısı tarafından dava açıldığını sizlerle paylaşmıştık. O yazıya ulaşmak isteyen okurlarımızı şöyle alalım. Ancak süreç içinde Amazon’un işçiler ile olan ilişkileri düzelmedi. Geçtiğimiz yaz şirketin Alabama’da bulunan deposundaki siyahi işçiler, koşullarının düzenlenmesi için sendikalaşmaya karar verdiler. Ücretlerinin, aldıkları riskler ve sürdürmeleri gereken verimlilikle orantılı olmadığını söyleyen işçiler, ülkede George Floyd’un ölümü sonrası yaşanan siyah haklarına yönelik protestolar ve pandeminin işçi haklarına etkisinin gündemi etkilemesinin de etkisi ile siyasetçilerden büyük destek topladı.
İşçilerin sendikalaşma isteği karşısında Amazon, sendikanın işçilerinin çoğunluğunun görüşlerini temsil ettiğine inanmadığını ve şirketin çalışanlarla olan doğrudan ilişkisini bozacağını söyledi. Ayrıca şirket, işçilere saat başı 15 dolar ödediğini ve buna ek olarak sosyal haklar tanıdığını, Alabama eyaletinde ise asgari ücretin 7,5 dolar olduğunu belirtti.
Geçtiğimiz cuma günü sendikalaşmaya yönelik yapılan ve işçilerin posta yoluyla oy kullandığı oylama sona erdi; 738 işçi sendikalaşmaya “Evet” oyu verirken bin 798 “Hayır” oyu verdi. Oy pusulaları, Ulusal İşçi-İşveren İlişkileri Kurulu’nun Birmingham ofisinde sayıldı ve süreci Zoom aracılığıyla 200’den fazla gazeteci, avukat ve gözlemci izledi.
İşçilerin sendikalaşmasına destek veren ve sürecin her anını takip eden Senatör Bernie Sanders, oy sayımının tamamlanması ile işçilere teşekkür etti ve “Alabama’daki Amazon işçilerinin dünyanın en zengin adamını ve sendika karşıtı bir devlette güçlü bir şirketi ele geçirme konusundaki istekliliği bir ilham kaynağıdır” dedi ve ekledi: Ayağa kalkmak ve karşı koymak muazzam bir cesaret gerektirir ve alkışlanmaları gerekir.
Twitter
The Intercept tarafından yayımlanan belgelere göre Amazon’un siber güvenlik ekibi, şirketin resmi twitter hesabının Mark Pocan’a cevaben attığı tweet’i “gereksiz yere düşmanca” işaretleyerek hesabın hacklenmiş olabileceğini raporladı. Recode tarafından yapılan habere göre ise şüpheli tweetler, giderek artan ve Amazon’u töhmet altında bırakan haberlerin yayılması sonucu Amazon CEO’su Jeff Bezos’un emriyle atıldı. Ancak şirketin Twitter hareketlerine yönelik skandallar bununla da sınırlı kalmadı. Yine The Intercept tarafından belgelerle ortaya konulan habere göre, Amazon 2018 yılında şirketi ve yöneticilerini savunmak üzere bir Twitter ordusu yarattı ve onları temsilci olarak adlandırdı. Şirkete göre bu projenin amacı ödeme yapılan temsilcilerin dürüst bir şekilde Amazon’a yönelik düşüncelerini paylaşması; ancak bu sırada yorum yapabilecekleri konular da hassas şekilde belirlenmiş. Ortaya çıkan belgede, temsilcilere, çalışanların “sendikalaşma hakkı ile ilgili konulara” yanıt vermemeleri ve medya kuruluşlarını hedef almamaları gerektiği belirtiliyor. Temsilcilerin mesaisi ise son birkaç gündür yaşanan krizlerle artmış vaziyette. Mark Pocan, Bernie Sanders ve Elizabeth Warren’ın Amazon’u zan altında bırakan tweetlerine cevap vermek için ekstra çaba harcayan temsilciler sosyal medyada dikkatleri üzerine çekti…