Kolombiya, Nisan 2021’in son haftasından beri sivil itaatsizlik eylemlerine ve kalabalık protestolara sahne oluyor. Son günlerde, protestocular ve polis arasında yaşanan olaylar sebebiyle Kolombiya’dan tedirgin edici haberler gelmeye başladı. 6 Mayıs 2021 tarihi itibarıyla Kolombiya hükûmeti iddialarına göre en az 24 kişi yaşanan olaylar sebebiyle hayatını kaybetti. Sivil toplum kuruluşları ise bu sayının 30’dan fazla olduğunu iddia ediyor. Ayrıca aynı sivil toplum kuruluşlarına göre ülkede 90’dan fazla kişi kayıp. Hükûmet ise bu sayının 45 civarında olduğunu iddia ediyor. Eylemler, ülkenin tam 247 şehrine ve kasabasına sıçramış durumda ve bu sayı daha da artacağa benziyor.
Hangi veriler baz alınırsa alınsın, Kolombiya’da son günlerde yaşanan olayların ciddiyetini değiştirmiyor. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere çok sayıda uluslararası kuruluş ve sivil toplum örgütü, iktidardaki Iván Duque hükûmetinin kolluk kuvvetlerinin hukuksuz hareketlerini engellemesi gerektiğini belirterek, tarafları ölçülü olmaya davet etti. Peki, yaklaşık 2 haftadır süren ve son günlerde şiddetini arttıran eylemlerin sebebi ne, ve o günden beri neler yaşandı?
Vergi ve Ölüm
“Bu dünyada sadece iki şeyin varlığından kesin olabiliriz, ölüm ve vergiler.” ABD kurucularından Benjamin Franklin’in bu sözü, Kolombiya’da yaşanan olayları tam olarak özetler nitelikte.
Kolombiya, Latin Amerika’nın hem GDP hem de ekonomik hacim bağlamında en büyük ekonomilerinden biri. Fakat, uzmanlar özellikle 2019 senesinden beri artan ekonomik sıkışmışlığın ve pandeminin etkileri ile beraber giderek kendini belli eden refah seviyesindeki düşüşün, her geçen sene şehirli nüfusu daha da artan Kolombiya halkının tepkisini çektiğini belirtiyor. Bu sebeplerden dolayı 2021 itibariyle ülkenin neredeyse yarısının fakirlik sınırında yaşamaya başladığı da belirtilenler arasında.
Kolombiya’nın bu ekonomik sıkışmışlıktan çıkması için planlanan yasa tasarısı, Nisan 2021’in son haftasında kamu ile paylaşıldı. Özellikle kamu harcamalarını artırmak ve sağlık sistemini reforme etmek isteyen Iván Duque hükûmeti, bu eylemleri finanse etmek için vergileri arttırmayı hedefleyen yasayı tanıtır tanıtmaz, ülkenin dört bir yanında eylemler başladı. Açıklanan yasa tasarısı işçi sınıfının ve orta sınıfın vergiden muaf olduğu eşiği aşağı indirilmesi, vergiden muaf olan bir takım meslek grupları ve kişilere vergi sorumluluğu yüklenmesi ve Kolombiyalı KOBİ’lerin vergi sorumluluğu arttırılması gibi maddeler içeriyor.
Fakat, ülkedeki gelir adaletsizliğinden ve son yıllarda artan ekonomik baskıdan dolayı huzursuz olan halkın, alt-orta sınıfı ciddi boyutlarda etkileyen bu vergilere şiddetli bir şekilde karşı çıktığı ve neticesinde sokağa indiği biliniyor. Ülkenin en büyük işçi sendikalarının toplu grevi, öğrencilerin eylemleri ve toplumun birçok diğer kesiminin sokağa inmesi sebebiyle Iván Duque hükûmeti, eylemlerin birinci haftasında ilgili yasa tasarısını geri çekti ve üzerinde tekrar çalıştığını belirtti.
Protestoların Devamı
Fakat protestocular, eylemin yaşanan adaletsizliklere ve ekonomik sorunlara çözüm olması için devam edeceğini belirtti. Bu durumun neticesinde müdahale şiddetini son derece arttıran Kolombiya devleti ve güvenlik güçleri, özellikle son yıllarda barışçıl protestoculara şiddet uygulaması ile uluslararası alanda kendine nam salmış durumda. Özellikle Iván Duque iktidarının başladığı 2018’den tarihinden itibaren ülke genelindeki çeşitli protestolarda şu ana kadar toplamda 50’den fazla kişinin hayatını kaybettiği biliniyor.
Iván Duque iktidarının konuya dair savunması ise protestocuların içerisinde “radikal sol unsurların” olduğu yönünde. Yakın geçmişe kadar Kolombiya devletinin aktif olarak mücadele ettiği terör örgütü FARC’ın ve ELN’nin eylemlerin sorumlusu olduğunu ve/veya eylemciler içerisinde FARC ve ELN mensupları olduğunu belirten Kolombiya Devleti, eylemlerin hukuksuz olduğunu iddia ediyor. Uluslararası sivil toplum kuruluşları ve uzmanlar, bu iddiaların bir seviyeye kadar doğru olabileceğini fakat Bogota’nın bu kişi ve grupların eylemlerini bahane ederek protestoların ezici çoğunluğunu oluşturan sivil eylemcilerin haklarının ihlal ettiği ve güvenlik güçlerinin müdahalesinin aşırı olduğu konusunda hemfikir.
Bu iddialara kısmi bir destek ise Biden hukûmetinden geldi. ABD’nin Güney Amerika ilişkilerinin önemli bir aktörü olan Batı Yarımküre İlişkileri Ofisi’nin direktörü Juan González, Bogota’nın karnesindeki insan hakları ihlallerinin altını çizerek Kolombiya güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanmaması gerektiğinin altını çizdi. “ABD’nin olaylara dair tüm ayrıntıları bilmeden yorum yapmasının uygun olmayacağını” belirten González’in bu yorumunun, Demokratik Parti’nin tüm kanatlarında kabul edildiği belirtilemez. Geçtiğimiz gün AB ve BM açıklamalarının benzerini Twitter üzerinden kamuya servis eden Senato Dışişleri Komitesi, Kolombiya kolluk kuvvetlerini açık bir şekilde eleştirdi.
Her ne kadar söylem farklılıkları olsa da tüm uluslararası kuruluşların ve devletlerin olaylara dair nihai hedefi ortak: Kolombiya’daki şiddetin bitmesi ve daha fazla sivilin zarar görmemesi.
SPONSORUMUZ
Yetenekli tasarımcılar tarafından hazırlanan şablonlarıyla Elio; fotoğraflarınızı Instagram hikâyelerinizde en “havalı” şekliyle paylaşabilmenizi sağlar. Kullanıcılar, uygulama aracılığıyla fotoğraflarını tek tıkla template’e yerleştirip hikâyesinde paylaşabilir.