ÖNERİLER

Frankfurt Kitap Fuarı 73. Yılında Fiziksel Olarak Gerçekleşti 

Düzelen koşullar ve aşılanmalar ile birlikte kitap fuarları da kapılarını yavaş yavaş okur ve yayıncılık profesyonellerine açmaya başladı. Bunlardan en çok bekleneni ise hiç şüphesiz dünyanın en büyük uluslararası kitap fuarı olarak anılan Frankfurt Kitap Fuarı’ydı.

Pandemiyle Şekillenen Edebiyat Toplulukları

Pek çok etkinlikten mahrum kaldığımız şu günlerde başvurulan yollardan biri de hiç şüphesiz bu etkinliklerin dijitalleştirilmesi yönünde oldu. Yayıncılık dünyası da pandemi dönemi boyunca...

Geçmişten Günümüze Gezi Yazını – Serdar Kölürbaşı Röportajı

Geçmişten günümüze gezi yazıları, Türk ve Dünya edebiyatında büyük yere sahip. Peki gezi yazıları günümüzde yerini gezi videolarına mı bırakıyor? Gelişen teknoloji ile birlikte...

Yükselen İskandinav Edebiyatı ve Beş Çağdaş Eseri

İskandinav ülkeleri gerek iklimleri gerek dilleri, gerek insanları, yaşam tarzları olarak kültür ve coğrafyamızdan bir hayli uzak bir bölge. Peki bu ülkelerin edebiyatları hakkında...

Ünlü İsimlerin Kitap Kulüpleri ve Sektöre Katkıları

Özellikle pandemi döneminde artan kitap okuma oranı ile birlikte, kitapseverlerin okuduklarını tartışacakları kitap kulübü arayışları da artıyor. Önceden kafelerde, kütüphanelerde ya da evlerde toplanan...

Geçmişten Günümüze Gezi Yazını – Serdar Kölürbaşı Röportajı

Date

Geçmişten günümüze gezi yazıları, Türk ve Dünya edebiyatında büyük yere sahip. Peki gezi yazıları günümüzde yerini gezi videolarına mı bırakıyor? Gelişen teknoloji ile birlikte değişen dünyadan seyahat yazarları da payını aldı diyebilir miyiz? 
Bu ve bunun gibi soruları, turist rehberliği yaptığı dönemlerde hobi olarak başlayan yurtdışı seyahatleri, zamanla  gezdiği 133 ülke ile birlikte, profesyonel hayatına yansıyan Serdar Kölürbaşı’na sorarak günümüzde seyahat yazarlığını konuştuk.

Öncelikle neden seyahat yazarlığı? Çağdaş edebiyattan seyahat yazarlığını nasıl ayırırsınız?

Ben seyahat ederken bir yeri anlayabilmek adına çok fazla not tutuyorum. Bu notları öncesinde ve sonrasında yaptığım araştırmalarla, seyahat ederken ki duygularımı da mümkün olduğunca sentezleyerek edebi yönünden ziyade bilgi tarafıyla, sıkmadan okuyucuya aktarmaya çalışıyorum. Çağdaş edebiyatta yazar kendi duygularını dilediği gibi karşıya yansıtırken seyahat edebiyatında yazarın okuyucunun hislerine ya da hissedebileceklerine çok aykırı şeyler yansıtmaması gerekiyor.

Eskisi kadar okumadığımız, fakat daha çok izlediğimiz bir dünya inşa etmeye başladık. Seyahat yazarlığının seyahat videolarına dönüşümünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gezi videolarının, gezi yazısı ya da gezi kitaplarının yerine tek başına geçebileceğini düşünmüyorum ancak mükemmel bir tamamlayıcı.

Herhangi bir gezi yazısını okurken size yazarın öznel olarak sunduğu duygularından sentezlediklerinizi bu videolarla destekleyerek o yere gitmeden kendi duygularınızı oluşturabiliyorsunuz. Ama tabii ki o yere fiziken gidip elle dokunarak, çıplak gözle görerek tamamen kişisel tecrübeleri,  duyguları oluşturmak gibisi de pek mümkün değil.

Değişimden bahsetmişken, siz de bu dönüşüme ayak uyduruyor musunuz? Sosyal medyada görünürlüğünüzü ve profilinizi bu değişimleri göz önünde bulundurarak şekillendiriyor musunuz?

Elbette dönüşüme bir şekilde uyum sağlamak lazım. Ne en güçlümüz ne en akıllımız sadece ve sadece en iyi uyum sağlayabilenimiz geleceğin bir parçası olacak. Ben de unutulmak istemiyorum.

2021’de Peru: İnkaların Günümüze Mirası isimli bir seyahat kitabınız yayımlandı. Son bir buçuk seneyi göz önünde bulundurduğumuzda özellikle böyle bir zamanda gezi kitabı yayımlamanızın ardında yatan neden nedir?

Pandemi öncesi yaklaşık iki yılımı Peru da geçirmiştim ve çok fazla notum,  yazım vardı. Bu sakin dönemde bu notları derleyip hazırlama şansım oldu. Yayıncım da bu evlere hapsolduğumuz dönemde bir gezi kitabının üzerimizdeki olumsuz havayı biraz olsun değiştirip bizi uzaklarla ilgili hayal kurmaya sevk edeceğini düşündü. Kitap bu sayede vücut buldu.

Pandemi ile birlikte gelen seyahat kısıtlamasını bir seyahat yazarı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Pandemi sonrasında seyahat yazınını neler bekliyor?

Benim gibi yılın 300 gününü uçakta geçiren biri için evde kalmak zor. Elbet bu günler geçecek. Daha görülecek çok yer yazılacak çok fazla şehir, ülke var.

Yayımlanmış üç kitabınız var. Bunlar sırasıyla Japonya, Güney Afrika ve Peru’yu konu alıyor. Gezdiğiniz 133 ülke arasında bu ülkeleri seçmenizdeki nedeni öğrenebilir miyiz?

Elbette bir kaç kere gittiğiniz bir ülke ile ilgili kitap yazamazsınız. Bu 3 kitap benim ayrı ayrı uzun yıllarımı geçirdiğim ülkelerle ilgili. Japonya ve Peru da 2 şer sene Güney Afrikada 1, 5 sene kaldım.

Son olarak seyahat yazarlığını tecrübelemek isteyen yazar adayları için neler söylemek istersiniz? Ve dördüncü bir kitap gelecek mi bunun da müjdesini verebilir miyiz buradan okurlarınıza? 

İranda yaşadığım yıllar boyunca tuttuğum notlarım var kimbilir belki bir gün onlar da kitap halini alır. Gezmek bir virüs, vucuda girdikten sonra hızla yayılıyor. Gezme virüsünü vucuduna almış olanlar tekrar gezmeye kısa süre içinde başlayacaklardır ben buna eminim. Gezerken özellikle gezilen yerin adetleriyle alışkanlıklarıyla  ilgili bol bol not tutulup bunların kişiye hissettirdikleriyle ilgili yazılar yazılmasını öneririm.

Serdar Kölürbaşı’nın Küsurat Yayınları’ndan yayımlanmış üç kitabı bulunmakta:
Japonya: Modern Bir İmparatorluğun Anatomisi (2017)
Güney Afrika: Kıtanın Gökkuşağı (2018)
Peru: İnkaların Günümüze Mirası (2021)