9 Temmuz’dan herkese merhaba! Yasakların olmadığı özgür bir hafta sonuna giriş yapıyoruz. Sağlıklı günler!
TÜRKİYE’DEN GELİŞMELER
Yargıtay, 28 Şubat davasında aralarında Çevik Bir ile Çetin Doğan’ın da bulunduğu 14 sanığa verilen hapis cezalarını onadı.
Dairenin kararında, 28 Şubat 1997’de birtakım sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra basın yayın kuruluşları, üniversiteler, sendikalar, sermaye çevreleri, sivil bürokrasi ve yargı mensuplarının desteğiyle, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararların hükümete dayatıldığı ve seçilmiş bir hükümetin işlevsiz hale getirildiği ifade edildi.
- Ayrıntılar: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, 28 Şubat davasında 18 sanığa verilen müebbet hapis cezalarını hukuka uygun buldu. 10 sanık hakkındaki dava zaman aşımı nedeniyle düştü. Çevik Bir, Çetin Doğan, Kelam Gürüz‘ün müebbet hapsi onaylanırken, eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı hakkındaki karar ölüm nedeniyle düştü.
- 28 Şubat: 1 Mart 1997 tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşetiyle anılan 28 Şubat süreci; Necmettin Erbakan’ın başbakan, Tansu Çiller’in başbakan yardımcısı olduğu 28 Şubat 1997’de olağanüstü toplanan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli süreç.
4. Yargı Paketi
Kamuoyunda 4. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Buna göre katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi için kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanması gerekecek.
Tepkiler
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, yargı paketiyle delillerin karartılabileceğini, şikayetçi ve etkin soruşturmanın zorlaşacağını söylüyor. Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği de kanun değişikliğiyle çocuklara yönelik cinsel suçlardan herhangi bir tutuklama yapılmasının neredeyse imkansız hale geleceğini belirtiyor.
Madde 13
#SapıkMadde13 etiketiyle Twitter’da 36 binin üzerinde paylaşım yapıldı. Paketin 13. maddesiyle çocuğun cinsel istismarının bulunduğu katalog suçlarda “kuvvetli suç şüphesi” yerine “somut delil” aranması koşulu getirilmişti.
Uşşaki Şeyhi
12 yaşında bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle Uşşaki tarikatı şeyhi Fatih Nurullah lakablı Eyüp Fatih Şağban, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçundan 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Şağban, 4. Yargı Paketi’ne sığınarak tahliyesini istemişti.
DÜNYADAN GELİŞMELER
Karadeniz’de düzenlenen “Sea Breeze” tatbikatını yöneten ABD Donanması Kaptanı Stuart Bauman, “Gemiler, bir süre daha Karadeniz’de kalmaya devam edecek ancak bu, Montrö Sözleşmesi tarafından öngörülen süre sınırını ihlal etmeyecek.” dedi.
- Ayrıntılar: ABD Donanması’ndan askeri yetkililer, Karadeniz’deki “Sea Breeze” tatbikatının sonuçları hakkında telekonferansla gazetecilere bilgi verdi. Bauman, bu senekinin 1997’den bu yana düzenlenen en büyük tatbikat olduğuna dikkati çekerek 30’dan fazla ülke ve beş binden fazla personelin katıldığı tatbikatın Ukrayna ve diğer ortakların “en yüksek iş birliğiyle” düzenlendiğini söyledi.
Haiti’de polis, Devlet Başkanı Jovenel Moise’ye suikast düzenleyen çoğunluğu eski Kolombiyalı askerlerden oluşan ağır silahlı bir ekibin yakalandığını duyurdu.
- Ayrıntılar: Ulusal Polis Müdürü Leon Charles, Moise suikastının, toplamda 26 Kolombiyalı ve iki Haiti asıllı ABD vatandaşının içinde olduğu yabancı bir tim tarafından yapıldığını söyledi. Operasyonlarda şimdiye kadar ekipten 15 Kolombiyalı ile iki ABD’li gözaltına alındı.
- Gerisi: Geçtiğimiz günlerde Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise, kimliği belirsiz bir grup tarafından öldürülmüştü. Şubat 2017’den beri ülkeyi yöneten 53 yaşındaki Moise, konutuna giren kimliği belirsiz grup tarafından silahla vurularak öldürülmüştü. Saldırı sonucunda başkanın eşi Martine Moise de ağır yaralanmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Afganistan’daki gelişmeler hususunda “Rusya, gelişmeler sadece Afganistan topraklarında yaşandığı müddetçe hiçbir şey yapmayacak.” açıklamasını yaptı.
- Neler oluyor? Geçtiğimiz günlerde Beyaz Saray’ın başat güç konumunda bulunduğu Afganistan’dan çekilmesiyle bölgede bir güç boşluğu oluşmuştu. Taliban’ın bölgede güç kazanmasına ilişkin haberler basında sıkça yer almıştı. Türkiye bölgedeki hava limanını NATO adına korumayı teklif etmişti. Rusya’nın bu açıklaması da sizlere servis ettiğimiz son done oldu.
Dünya Sağlık Örgütü üçüncü doz COVID-19 aşısının bağışıklığa faydası konusunda yeterli verinin bulunmadığını açıkladı.
- Gerisi: BioNTech’in ortağı Pfizer, altı ay sonra COVID-19 aşılarının etkisinin azaldığını belirtip üçüncü doz aşı uygulaması için başvuru yapacaklarını duyurmuştu.
GÖÇ
Uluslararası Göçün Kaynak Ülkesi: Afganistan
Kerem Renda
Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri güçlerinin geçtiğimiz hafta bir sabah Afganistan’dan apar topar ayrılmasıyla birlikte on yıllardır savaş, kaos, bombalamalar ve intihar saldırılarıyla anılan Afganistan tekrar dünyanın gündemine oturdu. ABD güçleri hızla ülkeden çekilirken ülkede etkinliği zaman zaman azalıp artan Taliban ise saldırılarını artırmış durumda. Kimilerine göre bu durum, Afgan ordusu ve Kabil hükümetinin yakın zamanda çöküşüne sebep olabilir.
Tüm bu sürecin hükümetler ve askeri güçler açısından neler getireceğini önümüzdeki aylar gösterecek olsa da meselenin toplumsal ve insani yönünün nereye gideceğini öngörmek çok da zor değil. Öyle ya da böyle, ülke kaotik durumundan kısa sürede kurtulamayacağı için halihazırdaki toplumsal korku ve baskıların daha da yükselmesi kaçınılmaz. Üstelik uzun yıllar doğrudan ya da dolaylı olarak ABD üslerinde ya da ABD güçleri için çalışan ve geçim kaynaklarını sürdüren insanlar Taliban korkusunu çok daha fazla hissetmeye başladı.
Afganistan’ın Göç Tarihi
Önemli göç yollarının üzerinde bulunması sebebiyle ülke yüzyıllar boyunca önemli göç hareketlerine tanıklık etti. Ancak bu yazının konusu ne Afganistan’ın jeopolitik konumundan dolayı kaynaklanan göçler ne de tarihi göç yolları. Modern zamanların Afganistan’ında ilk önemli göç hareketinin 1979 yılında olduğu ve Sovyet işgali sebebiyle başladığı belirtiliyor.
1992 yılında Taliban’ın ülkede politik ve askeri bir güç olarak yükselişinin ardından modern Afganistan’ın ikinci büyük göç dalgası gerçekleşiyor. Büyük çoğunluğunu kadınlar, çocuklar ve dini azınlıkların oluşturduğu bu göç dalgasının bir diğer önemli özelliği de ülkeyi terk eden göçmenlerin büyük bir kısmının aynı zamanda kentli ve eğitimli orta sınıfa mensup kişiler olması. Bu göç dalgasında da göçün durak noktası yine İran ve Afganistan.
Üçüncü ve son büyük göç dalgası ise ABD ve Afganistan arasında 2001 yılında başlayan savaşın etkisiyle gerçekleşiyor. Bu göç dalgasının ilk iki göç dalgasından farkı ise hem halen devam ediyor olması hem de etkisinin sadece çevre ülkeleri değil, Türkiye dahil daha geniş bir kapsamı etkileyen bir küresel soruna dönüşmesi. Afganistan uluslararası göçün en uzun soluklu ve en yoğun kaynak ülkesi olma özelliğini sürdürüyor. Birleşmiş Milletler, ABD’nin ülkeden çekilmesi ve Taliban’ın yeniden güç kazanması sebebiyle büyük bir göç dalgasının yaşanabileceğine dikkat çekiyor.
Türkiye’deki Afgan Göçmenler
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) verilerine göre İran ve Pakistan’da toplamı 2 milyonu aşan sayıda Afgan mülteci bulunuyor. 2020 yılının sonunda yayınlanan bir rapora göre ise Türkiye’de kayıtlı olarak bulunan Afgan sığınmacıların sayısı 116 bin civarında. Türkiye’ye, İran sınırı üzerinden giren Afgan sığınmacıların ilk varış yeri ise Van ancak Van, sığınmacıların Türkiye’deki hedef şehri değil. Genellikle Ankara veya İstanbul’a ulaşmayı hedefleyen sığınmacılar Van’da ya insan kaçakçılarını ya da başka kaçak yollarla kendilerini büyük şehirlere götürecek araçları bekliyorlar.
Türkiye’de mültecilik statüsü edinme hakları olmadığından dolayı büyük şehirlere varmayı başaran Afganlar da tıpkı diğer milletlerden oluşan sığınmacılar gibi sınır dışı edilme korkusuyla güvencesiz ve riskli işlerde kayıtsız çalışarak hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Daha iyi bir hayatın hayaliyle Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerine gitmeyi planlayanlar ise insan kaçakçılarına büyük meblağlar ödeyerek deniz ya da kara yoluyla göç yolculuklarına devam ediyorlar.