Arap Baharı’nı tetikleyen devrimden 10 yıl sonra Tunus geniş yankı uyandıran bir siyasi krizle karşı karşıya. Arap Baharı döneminin ardından demokrasiye geçiş konusunda başarılı olan yegâne ülke konumundaki Tunus, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Kais Saeid’in meclis yetkilerini dondurması, milletvekili dokunulmazlıklarını askıya alması ve kendi atayacağı başbakanla yürütme yetkilerini devralacağını açıklaması üzerine karıştı. Saeid’in bu açıklaması öncesi iktidarda olan ılımlı İslamcı parti Ennahda, cumhurbaşkanını darbe teşebbüsüyle suçladı.
Tunus’ta Neler Oluyor?
Tunus’ta yaşanan bu kriz aslında biri yakın zamanlı diğeri ise daha uzun bir sürece dayanan iki farklı olaylar silsilesinin doruk noktası.
2019 yılında bağımsız bir aday olarak cumhurbaşkanlığı yarışını ezici çoğunlukla kazanan Kais Saeid, o günden beri kendisini, iktidarda bulunan ve mecliste çoğunluğu elinde tutan ılımlı İslamcı Ennahda partisi ve devrim sonrası yürürlüğe sokulan güçler ayrılığı ilkesi arasında sıkışmış bir vaziyette buldu. Ülkenin 2014 anayasasına göre siyasi gücün cumhurbaşkanlığı ve meclis kurumları arasında bölünmesi ve olası anlaşmazlıkların Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanması gerekiyor. Ancak mahkeme, atamalar konusundaki anlaşmazlıklar ve Saied’in mahkemeyi kurmak için meclisten geçen yasa tasarısını onaylamayı reddetmesi nedeniyle hiçbir zaman oturmadı.
İkinci olarak ise Afrika’da koronavirüs konusunda en kötü karneye sahip ülkede, aşıların piyasaya sürülmesinin başarıyla ele alınmadığı konusunda halk arasındaki yaygın öfkenin ortasında Saied, orduya sağlık krizine verilen yanıtın sorumluluğunu üstlenmesini emretti. Bu emrin üzerinden bir hafta geçmemişti ki cumhurbaşkanı meclisin yetkilerini feshederek yürütmeyi kendi makamında topladı.
Şimdi Ne Olacak?
Cumhurbaşkanlığı tarafında yapılan açıklamanın ardından ülke ikiye ayrılmış durumda. Bir kısım Saied’in kararını coşkuyla karşılayıp sokaklarda kutlamalar yaparken, özellikle iktidar yanlısı diğer bir kısım ise kararın demokrasiye yapılan bir darbe olduğu inancıyla sokaklarda protesto gösterileri yapmaya başladı.
İktidar partisi Ennahda tarafı protestoculara taşkınlıktan kaçınlamarı ve olayların kötüye gidişini engellemeleri çağrısında bulundu. Kimilerine göre bu çağrı, Ennahda’nın daha önce Mısır’da benzer siyasi görüşteki Müslüman Kardeşler oluşumuyla aynı kaderi paylaşmak istememesinden kaynaklanıyor. Protestoculara karşı ılımlı olmaları konusunda çağrılarda bulunan Ennahda Partisi, yine de cumhurbaşkanının darbeye teşebbüs ettiğini ve demokrasiye set çektiğini söylemekten geri durmadı.
Cumhurbaşkanı Saied ise verdiği kararı anayasanın 80. Maddesine dayandırdığını söyleyerek bu olağanüstü durumun 30 günle sınırlı olduğunu iddia ediyor.
Taraflar arasındaki çekişmenin ve anlaşmazlığın çözümünde sivil toplumun diyalog çağrılarının önemi büyük. Bölgedeki diğer ülkelerin aksine Tunus’ta sivil toplumun siyasi ve toplumsal önemi büyük. Bu sebeple önümüzdeki haftalarda sivil toplum kuruluşlarının siyasi tansiyonu düşürmek için adım atacağı beklentisi yüksek.
Şu an en çok merak edilen konu ise cumhurbaşkanının atayacağı başbakanın kim olacağı ve bu kişinin toplumda ne kadar kabul göreceği.