21 Ekim Çarşamba’dan herkese selamlar! Bu hafta ABD siyasetine dair gelişmeleri yakından incelerken Biden yönetiminin neden bazı yasa tasarılarını geçirmekte zorlandığını tartışıyoruz. Aynı zamanda Çin’de şiddetini artıran enerji krizi, Kraliçe Elizabeth ve İtalya’daki Covid-19 protestoları da gündemimizde!
İyi okumalar!
ABD’DEN GELİŞMELER
Biden’ın Mirası: Altyapı ve Sosyal Güvenlik Yasaları
Doğaç Özen
2020’de gerçekleşen ABD seçimleri sonrası Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden ABD Başkanı seçilmiş, ABD Senatosu Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti arasında 50-50 paylaşılmıştı. Bunların sonucunda Demokrat Parti, Temsilciler Meclisinde az da olsa bir üstünlük sağlamayı başarmıştı. Bu durum ilk bakışta Demokratların yasa yapıcı kuvvetlerin 2/3’ünü kontrol etmesi olarak algılanabilir. Fakat ABD Anayasası gereği Başkan Yardımcısı (Demokrat Partili Kamala Harris) Senatoya liderlik ettiği ve oy hakkı bulunduğu için Demokratlar pratikte 50+1 üye ile Senato’da da üstünlüğü sağladı. Yani anlaşılacağı üzere 2020 seçimi sonucu neticesinde Yasama ve Yürütme erklerinin tamamı bugün itibarıyla Demokratların elinde.
Fakat bütün bunlara rağmen Demokrat Parti üyeleri, Biden’ın en büyük vaatlerinden biri olan altyapı ve sosyal yardım paketini bir türlü yürürlüğe sokamıyor. Biden’ın oy oranlarının giderek düştüğü bu dönemde paketin önemi giderek artarken, Demokratların kendi aralarında yaşadığı çekişmeler ise 2022 Ara Seçimleri ve 2024 Başkanlık Seçimleri sırasında yaşanabilecek gelişmelere ışık tutuyor.
Paketlerin İçeriği Ne?
- Tartışmaların ortasında iki adet önemli harcama tasarısı bulunuyor. Bunlardan ilki hem Cumhuriyetçi Parti hem de Demokrat Parti’nin desteğini almış ve yürürlüğe girmesi an meselesi olan Altyapı Paketi. Yollar, köprüler, güçlendirilmiş internet hizmetleri, su ve atık tesisleri, elektrikle çalışan ulaşım araçlarına yatırım, havalimanlarının iyileştirilmesi, limanların yeniden inşası gibi pek de tartışmaya mahal vermeyecek unsurları içeren bir trilyon dolarlık paket, geçtiğimiz ay Cumhuriyetçi ve Demokrat Senato üyelerince onaylandı ve kabul edilmesi için Temsilciler Meclisine yollandı. Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan tasarılar Başkan’ın imzası ile yasa oluyor.
- Fakat, Temsilciler Meclisindeki progresif Demokratlar bu tasarının oylanmasını şu an için reddediyor. Sebebi ise bu tasarının yasa olması halinde genellikle daha merkezde yer alan Demokrat Partili Senato üyelerinin, sosyal devleti kuvvetlendirmeyi hedefleyen ikinci tasarıdan çok sayıda maddeyi keseceklerine dair duyulan endişe. Bu yüzden iki tasarının da Temsilciler Meclisinin önüne beraber gelmesi gerekiyor.
- Sosyal Güvence Paketi ise tam 3,5 trilyon dolar değerinde ve bir Amerikalının doğumundan ölümüne kadar faydalanacağı birden çok değişiklik içeriyor. Ailelere yapılacak olan ödemelerin ve desteklerin ciddi boyutta artırılması, iki yıllık bedava üniversite imkanı, genişletilmiş sağlık hizmetleri ödemeleri, iklim değişikliği ile mücadelede vitesin yükseltilmesi, şirketlere ve yüksek gelir sahiplerine uygulanacak vergilerin artırılması gibi önlemler içeren paket henüz Senato’dan geçmiş değil.
Sinema ve Manchin Engeli
Sosyal Güvence Paketi’nin Senato’dan Progresif Demokratların istedikleri boyut ve şekilde geçmemesinin ana sebebi olarak, Arizona ve Batı Virginia eyaletlerinin Demokrat Parti’den temsilcileri Krysten Sinema ve Joe Manchin gösterilebilir. Zira bu iki senatörün tasarıya RET oyu vermesi durumunda 50+1 üstünlüğü olan Demokratlar, 52-48+1 ile üstünlüklerini kaybediyor.
Hem Sinema hem de Manchin, 2022 yılında gerçekleşecek Ara Seçimler’de aday olan iki isim. Arizona ve Batı Virginia eyaletlerinin “mor eyalet”, yani Cumhuriyetçi veya Demokrat Parti üyelerinin ikisinin seçilme olasılığının yüksek olduğu eyaletler olması ve nüfuslarının görece az olması bu adayların seçimi etkileyebilecek kararları desteklemesini olanaksız kılıyor.
Örneğin Manchin’in temsil ettiği Batı Virginia bölgesi kömür sanayisinin çok kuvvetli olduğu bir bölge. Dolayısıyla iklim değişikliğinde vitesin ciddi boyutta artırılması Manchin’in seçimlerde alacağı oyu direkt olarak etkileyecektir. Sinema ise Cumhuriyetçilerin bir hayli popüler olduğu bir başka eyalet olan Arizona’yı temsil ediyor. Cumhuriyetçilerin ve temsilcilerinin genel olarak düşük vergi + düşük devlet harcaması taraftarı olduğu da göz önüne alınırsa bu iki siyasetçinin de dikkatli davranmasının nedeni anlaşılacaktır.
Biden ise her iki tarafı mutlu etmeye çalışıyor ve görünüşe göre başarıyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan basın açıklamasında Demokrat Partideki progresif ve merkez kanatların buluştuğu ve Sosyal Güvenlik Paketi’ne dair orta yolu bulmaya yakın oldukları belirtildi. Bu açıklama ile beraber uzmanlar ilk başta 3,5 trilyon dolar olarak açıklanan paketin şu an 1,7-1,9 trilyon dolara kadar indiğini işaret ediyor.
Biden yönetiminin 2022 Ara Seçimleri öncesi bu paketleri geçirmesi Demokratların seçime giderken nefes almasını sağlayacaktır. Paketlerin akıbetinin ise gelecek haftalarda iyice belli olması bekleniyor.
GELİŞMELER
İtalya, dünyada eşi benzeri az görülmüş sertlikte bir Covid-19 önlemini yürürlüğe soktu. 2020 yılında Covid-19’dan en çok etkilenen ülkelerden biri olan İtalya’da yeni yayımlanan önergelere göre pozisyon, meslek fark etmeksizin hiçbir çalışan sağlık belgelerini sunmadan iş yerine giremeyecek. Çalışanların ilgili sağlık belgelerinde yer alması gereken bilgiler arasında aşı olup olmadığı, olmadıysa yakın tarihte negatif sonuçlanan bir test sonucuna sahip olup olmadığı, o da yoksa son altı ay içerisinde Covid-19’a yakalanıp yakalanmadığı bulunuyor. Uzmanlar bu belgenin çok sayıda insanı kapsadığını ve makul kabul edilmesi gerektiğini belirtirken, göstericiler ve bu uygulamaya karşı olanlar ise bu uygulamaların anayasayı ihlal ettiğini iddia ediyor.
Geçtiğimiz hafta Çin’de yaşanan karartmalar ve enerji kesintileri ile gündeme gelen enerji krizi, şiddetini giderek artırmaya devam ediyor. Krizin boyutunun azalmayacağını tahmin eden Çin Komünist Partisi yönetimi, ülkedeki kömür üretiminin artırılması için ellerinden geleni yapmaya hazır gibi. Bu hedef doğrultusunda alınan bir karar ile ülkedeki bütün kömür madenlerinde ve ilgili tesislerde ciddi yatırımlar gerçekleştirilmesinin, var olan tesislerin kapasitelerinin artırılmasının ve yeni doğal kaynak madenleri aranmasının önü açıldı. Her ne kadar bu durum ülkenin yeşil dönüşüme dair verdiği sözlere aykırı olsa da Çin, önceliklerini ulusal enerji krizini yenmek üzere konuşlandırmış durumda.
Bu hafta gündem sık sık Birleşik Krallık Kraliçesi Elizabeth’e dair gelişmelere sahne oldu. İlk olarak geçtiğimiz hafta İngiltere tarihinin en yaşlı hükümdarı Elizabeth, rutin bir Kuzey İrlanda gezisini sağlık sorunları sebebiyle iptal etmek zorunda kaldı. Covid-19’a dair bir endişenin olmadığını belirten yetkililer, Kraliçe’nin enerjisinin yüksek olduğunu da ekledi. Bu olaydan birkaç gün sonra ise Elizabeth kendisine takdim edilen “Yılın Yaşlısı” ödülünü reddetti. Kraliçe, “hissettiği yaşta olduğu için yaşlılık kriterini karşılamadığından dolayı” bu ödülü reddederken, ödülün yeni sahibinin kim olacağı ise henüz açıklanmış değil.