Novus Teknoloji’den herkese merhaba!
📱🖥️ Tahmin edeceğiniz üzere bu sayımız bir “Apple Özel” sayısı. Dün Türkiye saati ile 20.00’da düzenlenen Apple Event’te tanıtılan takip cihazı AirTag, M1 çipli iPad’ler, rengârenk ve incecik iMac’ler ve bilmeniz gereken diğer her şey bu bültende olacak. Ardından Çağla Bayrak bu haftaki köşesinde iş ve teknoloji dünyasına sağlık sektöründeki fırsatları hatırlatarak ses getiren bir Microsoft satın alımını anlatacak.
Dilerseniz sizleri daha fazla bekletmeden yaşanan gelişmeleri, yeni ürünleri ve tabii Türkiye fiyatlarını aktarmaya başlayalım. Bu bülten sizleri aynı zamanda muhtemelen çok yakın zamanda tanık olacağımız “AirTag ve mahremiyet (privacy)” ve “Apple v. Tile: yeni rekabet davası” temalı tartışmalara da hazırlayacak.
Keyifli okumalar!
Ata
AIRTAG
Uzun zamandır beklenen küçük takip cihazı AirTag sonunda çıktı.
AirTag, sabitlendiği nesnenin dünya üzerindeki tüm iPhone, iPad ve Mac üzerinden takip edilebilmesini sağlayan küçük bir cihaz. Kullanıcı tarafından değiştirilebilen bir pile ve su geçirmezlik özelliğine sahip AirTag, tutturulduğu nesne üzerinde sürekli Bluetooth sinyali yayarak, kayıp moduna alındığında ise ses çıkarmaya başlayarak cihazın sahibine haber veriyor. Eğer sahibi yakınlarda değilse (örneğin nesne bir yerde unutulmuş, düşürülmüş veya çalınmışsa), AirTag yakınlarda bulduğu herhangi bir iPhone, iPad veya Mac’e kaybolduğunu haber veriyor ve kayıp nesnenin konum bilgisi iCloud’a yükleniyor. Böylece nesnenin sahibi, dünyanın öbür ucunda olsa dahi kaybettiği eşyayı bulabiliyor.
AirTag’ler kullanılarak istenmeyen takip durumlarının ortaya çıkmasını engellemek isteyen Apple, buna bir çözüm bulduğunu da söylüyor. iPhone’unuz eğer sizi sürekli takip eden ancak size ait olmayan bir AirTag tespit ederse, durumdan sizi haberdar ediyor ve istenmeyen AirTag üzerinde ses çalarak onu bulmanızı sağlayabiliyor. Tabii iPhone sahibi olmayan örneğin bir Android kullanıcısının AirTag ile takip edilmesi durumunda bundan bu bildirimlerle haberdar olması mümkün değil. Yine de, AirTag’ler sahiplerinden 3 gün kadar ayrı kaldıklarında otomatik olarak ses çalmaya başlıyorlar. Apple cihazı olmayan kullanıcılar da bu sayede takip edildiklerini anlayabilecek. Şimdilik “anında” değil; 3 gün içinde…
AirTags tanıtımının hemen ardından, uzun zamandır takip cihazları üreten ve Apple’ın bu alandaki en büyük rakibi olması beklenen şirket Tile bir açıklama yaptı. Açıklamada şirketin “adil bir rekabeti” memnuniyetle karşılayacağı ancak şirketin “Apple’ın geçmişi düşünüldüğünde” konuya temkinli yaklaştığı belirtildi. Açıklamaya göre şirket, ABD Kongresi’nden konu hakkında inceleme başlatmasını talep edecek.
Tile’ın açıklaması ile birlikte Apple’ın AirTags’i tanıtmak için neden bu kadar beklediği de ortaya çıkmış oldu. AirTags’in tanıtımı, Apple’ın cihaz ve kişi bulma uygulaması olan “Find My” platformunu takip edilebilir Bluetooth cihazları üreten tüm şirketlere açmasının ardından geldi. Bu gelişmenin ardından tüm diğer takip cihazları ve uyumlu araçlar (bisiklet vb.) gibi Tile’ın ürettiği takip cihazları da “Find My” uygulamasını kullanabilecek ve iOS üzerinde AirTags ile rekabet edebilecek. AirTag’lerin Türkiye fiyatının tekli alımlarda 299, dörtlü paket şeklindeki alımlarda ise 999 TL olduğunu belirtelim.
IMAC
Apple’ın masaüstü bilgisayar kullanıcılarına hitap eden ürünü iMac, yepyeni bir tasarıma ve şirketin kendi üretimi olan yeni çipi M1’e kavuştu.
iMac’lerin yeni özelliklerini özetleyecek olursak:
-
Apple üretimi M1 çip ve sağladığı performans
-
M1 çip sayesinde iPhone ve iPad uygulamalarını çalıştırabilme
-
İkisi Thunderbolt standardını destekleyen toplam dört USB-C portu
-
İki TB’a kadar depolama alanı
-
1080p kalite sunan FaceTime kamerası
-
Altı hoparlörlü ses sistemi ve “Hey Siri” desteği
-
Masaüstü kalabalığını önlemek için ethernet girişi sunan güç adaptörü
-
Yedi renk seçeneği
-
Sunulan renk seçenekleriyle uyumlu yeni klavye ve aksesuar tasarımları
Yeni iMac’ler, 11,5 milimetre kalınlıklarıyla eski modellere göre %50 daha az hacim kaplıyor ve ağırlıkları 4,48 kilogram. Yeni renk seçenekleriyle sunulan Magic Keyboard klavyeler ise üzerlerindeki Touch ID sensörü ile parmak izi okuma desteği sunuyor.
Yeni iMac’lerin Türkiye’deki giriş modeli fiyatı 14 bin 499 TL. Ancak giriş modelinde yalnızca mavi, yeşil, pembe ve gümüş renk seçenekleri sunuluyor. Bu dört renge ek olarak sarı, turuncu ve mor seçenekleri de sunan bir üst model iMac ise 16 bin 699 TL.
IPHONE
iPhone cephesinde yeni renk seçenekleri dışında bir yenilik bulunmuyor. iPhone’ları ilgilendirmesi beklenen değişiklikler Haziran ayında, yapılması beklenen bir sonraki Apple etkinliğinde tanıtılacak yeni iOS ile bekleniyor. Yeni iPhone’lar ise muhtemelen eylül ayında tanıtılacak. Apple yine de dünkü etkinlikte bir sürpriz yaparak iPhone 12 modellerine, iPhone 11’in sevilen renklerinden olan mor seçeneğini eklemiş.
iPhone 12 için mor renk seçeneği sunmaya başlayan şirket aynı zamanda sunduğu kılıf renklerini de güncelledi.
IPAD
Apple’ın dünkü etkinliğinde yenilenen cihazlardan biri de iPad Pro. Cihaz artık Apple’ın bilgisayarlarında kullanılan M1 çipleri kullanıyor ve ilk kez 8GB’tan 16GB’a artırılabilen RAM seçenekleri sunuyor.
iPad Pro’lara gelen yeni özellikleri özetleyecek olursak:
-
5G desteği
-
Eski sürüme kıyasla %50 daha fazla performans sunan M1 çip
-
2TB’a kadar artırılabilen depolama seçenekleri
-
128, 256 ve 512GB modellerde 8GB RAM
-
1 ve 2 TB modellerde 16GB RAM
-
Rendeye benzeyen tasarımlarıyla çok konuşulan Pro Display XDR monitörlerden tanıdığımız Liquid Retina XDR ve mini-LED ekran teknolojisi
-
Thunderbolt standardıyla saniyede 40Gb veri aktarım hızı sunan USB4 teknolojisi
-
“Ana Sahne” özellikli 122 derece görüş açısına sahip ultra geniş açılı ön kamera
Liquid Retina XDR, yalnızca 12,9 inç iPad Pro’larda mevcut. Sözü edilen Ana Sahne özelliği ise videolu görüşmeler sırasında konuşan kişi hareket ettikçe ön kameranın kişiyi takip etmesini sağlayan bir teknoloji. iPad Pro’nun Türkiye fiyatı 11 inç modeller için 8 bin 599, 12,9 inç modeller içinse 11 bin 999 TL’den başlıyor. Son olarak, iPad’ler için sunulan Magic Keyboard için beyaz renk seçeneği de artık mevcut. Ürünün Türkiye fiyatı 2 bin 999 TL’den başlıyor.
TEKNO-SAĞLIK
Microsoft’tan Sağlık Sektöründe Güçlü Adım: Nuance
Çağla Bayrak
Microsoft, geçtiğimiz pazartesi 19,7 milyar dolar karşılığında Nuance’ı satın alarak LinkedIn’den sonraki en büyük alımını gerçekleştirdi. Nuance, ses teknolojileri ve bu teknolojilerle sağlık sektöründe sunduğu çözümlerle tanınan bir firma. Hatta en bilinen çözümlerinden biri de Siri. Nuance, bir zamanlar Siri’nin mucidi olan şirket olarak biliniyordu. Tabii Apple tarafından yapılan değişikliklerden sonra Siri şu an Nuance’ın yazılımını ne kadar kullanıyordur; bilinmiyor.
Nuance’ı ses teknolojisinde bu kadar iyi yapan özelliklerinden biri kullandığı derin öğrenme teknolojisi. Bu teknoloji sayesinde modeller ürünü kullanan kişinin sesi ile öğrenmeye devam edebiliyor ve bu sese göre kendilerini geliştirerek daha iyi ve doğru bir çözüm sunabiliyor. Yani kendi kendine öğrenmeye devam ediyor.
Nuance’ı ses teknolojisinde bu kadar iyi ve önde gelen bir firma yapan diğer özelliği ise “sektör spesifik” olarak çalışması. Firma, stratejisi doğrultusunda bir ürünü seçip sonrasında da seçtiği bu ürünü tek bir sektöre yönelik geliştirerek sunduğu ürünün performansını ve güvenilirliğini zirvelere taşıyarak sektörde lider hale gelmiş durumda. Bahsettiğim ürün, sesleri metne çeviren bir yazılım. Firma, bu ürünü sağlık sektörüne odaklayarak modelini sağlık sektöründen toplanan tonlarca data ile eğitmiş. Uyguladığı bu stratejiyle de şu anda “Dragon” adını verdiği yazılım sektörün lideri konumunda. Müşterileri arasında Athena Health, Johns Hopkins School of Medicine, Cerner, Epic, Vanderbilt University Medical Center ve Yale New Haven Health gibi kurum ve kuruluşlar bulunuyor.
Bugün Nuance sadece sesi metne çeviren teknolojisiyle değil analitik araçlardan sanal/sesli asistanlara; otomatize dokümantasyondan radyoloji alanında tanılamaya kadar birçok alanda farklı çözümler sunuyor ve bu çözümleriyle de çalıştığı partnerlerine müşterilerinin deneyimlerini iyileştirerek kazanımlar sağlatmayı ve verimliliklerini artırmayı vadediyor.
Gelişmelere Microsoft açısından baktığımızda ise ne sağlık sektörü yepyeni bir alan ne de Nuance yeni bir oyuncu. Geçtiğimiz yıllarda Microsoft, sağlık sektöründeki organizasyonların kendi verilerini yönetebileceği, hastalarının tedavi sürecindeki deneyimini iyileştirebileceği, doktor-hasta ilişkisini farklı bir boyuta taşıyacak ve sektördeki operasyonel verimliliği artıracak çözümler sunan bulut tabanlı bir platform sunmaya başlayarak adeta “bulut sağlık sektöründe ben de varım” demişti. Nuance ise sektörde önde gelen Dragon yazılımı ile bu atılımın bir parçası olarak Microsoft ile yakından çalışmaya başlamıştı. Tüm bu çalışmaların ardından geçtiğimiz hafta Microsoft, firmanın hisse bedelinin üstünde bir fiyat teklifi ile Nuance’ı bünyesine dahil etmiş oldu.
Covid ile tanıştığımız bu son dönemde, ses ve yapay zekâ teknolojileri normalde hızlı (ve bazen riskli) teknolojileri geriden takip eden sağlık sektöründe hızla gelişiyor ve henüz ele alınmamış birçok fırsat sunuyor. Nuance ile birlikte Microsoft’un yeni dönem yatırımları ve ürün portföyünün eğilimleri ise odaklanılması gereken potansiyel alanlar bakımından sağlık sektöründe yer alacak teknoloji girişimlerine birçok ipucu veriyor. Tüm bu ipuçlarının yanı sıra Microsoft, son dönemde iş dünyasında bolca konuşulan çok sayıda satın alım ve sektöre yönelik izlediği strateji ile de birçok şirkete örnek teşkil ediyor.