ABD Başkanı Joe Biden, 22-23 Nisan’da kendi ev sahipliğinde düzenlenen ve 40 ülke liderinin katıldığı sanal iklim zirvesinde devletlere beraber hareket etme çağrısı yaptı. Konuşmasında küresel ısınmayı sınırlandırabilmek için en önemli on yılda olduğumuzu hatırlatırken; hiçbir ülkenin planının tek başına yeterli olmayacağını, tüm devletlerin ortak bir stratejiye ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Zirve, 1 Kasım’da İskoçya’da yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP) ön hazırlığı niteliğinde. Bu yıl 26.’sı düzenlenecek olan COP, 2015’te imzalanan Paris Antlaşması’nın önemli ölçüde güncellenmesini sağlayacak. ABD’nin ev sahipliğini yaptığı zirve ise COP 26 öncesi ülkelerin iklim krizi ile mücadele stratejilerini belirlemede önemli bir adım.
Başkanlığa adaylık sürecinde iklim krizini sık sık vurgulayan Biden, geçtiğimiz aralıkta küresel ısınmayla mücadelenin Covid-19’a karşı verilen mücadele gibi uluslararası boyutta ve ciddiyette olması gerektiğini belirtmişti. Bu yöndeki kararlılığını ise ofiste geçirdiği ilk gün, selefi Trump’ın ayrıldığı Paris İklim Anlaşmasını tekrar imzalayarak gösterdi.
- İstihdam: Zirvedeki konuşmasında halkına istihdam sağlamanın öneminden bahseden Biden, gelişme potansiyeli büyük olan temiz enerji ve teknoloji sektörlerinde büyük altyapı yatırımları yaparak binlerce kişiye iş yaratacaklarının sözünü verdi. Bu yatırım ve istihdamın da Şubat ayında Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile ortak açıkladığı 2050’de net sıfır emisyon hedefine ulaşmada yardım edeceğini belirtti. ABD ve diğer ülkelerin sıfır emisyon politikaları ile ilgili detaylı bilgileri geçen ay yayımlanan “Sıfır Emisyon” yazımızda bulabilirsiniz.
- Finansman: Biden zirvede ayrıca ABD’nin ilk uluslararası iklim finansmanı planını açıkladı. Obama ve Trump yönetimlerinde iklim değişikliği için yeterli kaynağın ayrılmadığını itiraf eden Biden, Obama’nın ikinci dönemindeki finansmanı ikiye katlayacaklarını söyledi. Kamunun yanı sıra özel sermayeyi de teşvik edeceklerini belirten Biden, fosil yakıt projelerinin bundan sonra desteklenmeyeceğini duyurdu. Son olarak, ABD Hazine Bakanlığının iklimle ilgili finansal stratejileri belirlemek için yoğun çaba harcayacağını ve tüm sürecin şeffaf yürütüleceğini açıklayan Biden, 2023’de planın etkinliğinin gözden geçirilerek güncelleneceğini de sözlerine ekledi.
- Avrupa Birliği: İklim zirvesinden hemen önce yeni karbon hedeflerini belirleyen AB üyesi ülkeler ve Avrupa Parlamentosu, sera gazı emisyonlarını 2050’ye kadar sıfırlama konusunda geçici bir anlaşmaya vardı. Anlaşma AB’nin sera gazı emisyonlarının 1990’a kıyasla 2030’a kadar %55 azaltılmasını öngörüyor. Avrupa Parlamentosu üyesi Peter Liese hedefleri destekleyerek “Anlaşmanın zamanı gelmişti. Avrupa’nın ABD ve Çin’de meydana gelen pozitif gelişmeler karşısında nerede durduğunu göstermesi gerekiyordu” ifadelerini kullandı. Avrupa Parlamentosu ve Almanya Yeşiller Partisi üyesi Michael Bloss ise anlaşmayı Biden ile aynı fotoğrafa girmek için yapılan bir çaba olarak değerlendirdi ve %60’ın altında olan her hedefin krize karşı yetersiz olacağını savundu.
- Karşılıklı Sözler: İklim zirvesi dünyanın dört bir yanındaki liderler tarafından desteklendi. Almanya Şansölyesi Merkel, ABD’nin tam da ihtiyaç anında sağladığı bu katkının kritik bir adım olduğunu söylerken Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson da Biden’ın finans planını iklim değişikliği ile mücadelede bir dönüm noktası olarak nitelendirdi. Japonya ve Kanada da zirvede yeni iklim hedeflerini duyurdu. Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ülkesinin sera gazı salınımını 2030’a kadar %40-45 oranında azaltacağını, Japonya Başbakanı Yoshihide Suga ise önceki hedeflerini ikiye katlayarak salınımları %46 azaltmayı hedeflediklerini duyurdu.
- Rakipler: Dünyanın en yüksek kömür kullanıcısı Çin ise ülkede kömüre dayalı enerji tüketimini ancak “aşamalı olarak azaltabileceğini” söyledi. Aynı şekilde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de 2050’ye kadar emisyonları yalnızca “önemli ölçüde” azaltma sözü verdi. ABD ile ilişkileri son aylarda çalkantılı olan Rusya ve Çin’in zirveye katılması tarafların gelecek yıllarda ortak bir temelde anlaşmaya varabileceklerinin sinyalini verdi.
- Tepkiler: ABD Enerji ve Doğal Kaynaklar Komitesi üyesi Cumhuriyetçi Senatör John Barrasso, İklim Zirvesi’ni takiben yaptığı açıklamada Biden’ı ülkeyi tek taraflı olarak sert ve zararlı bir emisyon taahhüdüne bağlamakla eleştirdi. Ayrıca iklim krizinde Rusya ve Çin üzerine düşeni yapmazken bu yükü ABD’nin omuzladığını ifade etti. Batı Virginia Başsavcısı Patrick Morrisey de Biden’ın kararlarını “anlaşılmaz boyutlarda bir iç ve dış politika hatası” olarak değerlendirdi.
- Türkiye: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da zirvede konuşma yaptı. Erdoğan, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için “yoğun çaba harcadıklarını” ve 2030’a kadar sera gazı salınımındaki artışı %21 azalmayı bekledikleri söyledi. 197 ülkenin imzaladığı Paris Anlaşmasını hala onaylamayan 10 ülkeden biri olan Türkiye, geçtiğimiz yıllarda da iklim krizine yönelik etkin bir plan yürütmediği için eleştirilmişti. Ülkeleri gelişmişlik düzeylerine göre ayıran anlaşmayı onaylamayan Türkiye, gelişmiş ülke olarak sınıflandırıldığı için ekonomik yardım alamamaktan şikayetçi. Ancak, AB’ye girme yönünde kararlılığını her fırsatta tekrarlayan hükümetin uyum süreci kapsamında iklim krizi hedeflerini de son alınan AB kararlarına uydurması gerekecek.