Novus Yeşil’den herkese merhaba! Bugün 14 Eylül Salı, saat 10:00. Bitcoin’le ilgili son gelişmelerle karşınızdayız!
Merak etmeyin, yanlış okumadınız. Bu, hala Novus Yeşil bülteni ama madem Novus’un diğer bültenleri kripto paralarla bu kadar ilgileniyor, bizim ne eksik yanımız olabilir ki?
Bu haftanın konuları;
🖥️ Bitcoin’in zararları
♻️ Çöpte üçüncü perde
😨 Sınıfta kalan belediyeler
🚗 Araba karşıtı Paris
⛽ Bir devrin sonu
İyi okumalar,
GELİŞMELER
Plastikte işçi kıyımı: Türkiye genelinde plastik atık geri dönüşümü yapan 1345 lisanslı firmanın %40’ı üretimi durdurdu ve bu yüzden ilk etapta 100 bin kişinin işine son verileceği düşünülüyor. Diğer firmaların da yakında ham maddeleri biteceği için bir aya kadar çalışmalarını durdurmaları bekleniyor. Geçen sene Greenpeace’in hazırladığı bir rapor, Türkiye’nin çok miktarda plastik atık ithal ettiğini ve bunların bir kısmının geri dönüştürülmeden çevreye bırakıldığını tespit etmişti. Bunun üzerine Ticaret Bakanlığı, ilk önce etilen polimerinin ithalatını yasaklamış, temmuz ayında ise mevzuatı değiştirerek %1’den fazla yasaklı madde içermemesi durumunda ithalata izin vermişti. Küresel piyasalarda bu saflıkta plastik atık bulunamadığı için Türkiye’deki geri dönüşüm firmaları artık kontak kapatma noktasına geldi. Çok tartışmalı plastik atık ithalatının üçüncü perdesini oluşturan bu gelişmenin önümüzdeki günlerde nasıl şekilleneceğini merakla bekliyor olacağız.
Paris: Hava kirliliğini ve trafiği azaltmak için Paris’te hız sınırı 30 kilometreye indiriliyor. Bir ankete göre Parislilerin %59’unun desteklediği bu hamleyle şehir, 2024 Olimpiyat Oyunları’na kadar daha yeşil olmayı hedefliyor. Belediye, vatandaşları arabalar yerine toplu taşımaya ve aktif taşımaya yönlendirmek için otoparkları da yarıya indirecek ve yeni bisiklet yolları oluşturacak. Buna karşılık şüpheci bir kesim, hız sınırı uygulamasının araçların trafikte geçireceği süreyi artırdığı için hava ve iklime yararlı olmayacağını düşünüyor.
Kurşun: Cezayir’in kurşunlu petrolü yasaklamasıyla beraber kurşunlu petrol devri tüm dünyada bitmiş oldu. İlk defa 1922’de kurşun, benzinin oktavını artırmak ve içten yanmalı motorlarda vuruntuyu azaltmak için kullanılmaya başlandı. Kurşuna herhangi bir dozda maruz kalmanın çocuk gelişimini kötü etkilediği ve milyonlarca erken ölüme sebep olduğu tespit edildiğinde varlıklı ülkeler 1980’lerde bu maddeyi yasaklamaya başladı. Gelişmekte olan ülkeler ise uzun süre boyunca kurşun kullanmaya devam etti. Birleşmiş Milletler yetkililerine göre kurşunlu benzinin tamamen yasaklanması yıllık 1,2 milyon erken ölümü engelleyecek. Kurşuna karşı savaşı sonunda kazanan BM, bir sonraki hedefin petrollü arabaların sonlanması olduğunu açıkladı.
Belediyeler: 350.org tarafından yayımlanan son raporda Aralık 2019’da “İklim İçin Biz Varız” deklarasyonuna imza atan 10 il ve 14 ilçe belediyesinin son 1,5 yılda iklim alanında attıkları adımlar incelendi. Araştırmaya göre 24 belediyenin icraatları krizin önemine kıyasla çok yetersiz kalmakta. Yerel yönetimlerin en büyük sorunlarının başında; Covid-19 pandemisi, dikey bürokratik idari yapı, kapasite yetersizliği, birimler arası koordinasyonsuzluk ve katılımcılık mekanizmalarında yetersizlikler geliyor. Bu belediyelerden sadece Bornova, Bursa, İzmir, Kadıköy, Karşıyaka ve Tepebaşı belediyelerinin iklim eylem planları mevcut. Son zamanlarda çevreci adımlarıyla ön plana çıkan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise deklarasyona imza atmamış.
ENERJİ
Kazandığımızı düşünürken kaybediyor olabilir miyiz?
Haydar Kepekçi
Bitcoin, 2020’de en yüksek piyasa değeri olan 63 bin dolara ulaşarak tüm dünyada ilgiyi üzerine çekti. Bunun sonucunda da kripto paralar hayatımızın her alanına dahil oldu. Elon Musk tarafından kripto paralarla ilgili atılan bir tweet‘le bile hem ülkemizde hem dünya genelinde gündem bir anda değişebiliyor. Geçtiğimiz günlerde Latin Amerika ülkelerinden El Salvador’un kripto paraları resmi para birimi olarak kabul eden ilk ülke olmasıyla bu ilginin artarak büyüyeceğini görmüş olduk. Rusya ve Amerika’da yakın zamanda gerçekleştirilen hacker saldırılarında korsanlar tarafından fidye istenirken kripto paranın tercih edilmesi, sanal paraların kullanım alanlarının sorgulanmasına yol açtı. Kısacası kripto paraların finansal sektörde büyük bir devrim yarattığı söylenebilir.
Peki nedir bu kripto paralar? Kriptoloji, şifreleme bilimidir. Verilerin belirli bir sisteme göre şifrelenmesi, alıcıya gönderilmesi ve bu şifrelemenin çözülmesi ile verilerin tekrar ortaya çıkma süreci kriptolojinin konusudur. Kripto para, kriptoloji kullanan sanal bir para birimidir. Matematik temelli şifreler kullanılarak bilgisayarlar tarafından üretilir. Herhangi bir hükümetin yönetiminde olmadığı için kolayca takip edilemez ve bilinen para birimlerine göre daha güvenli olabilir. Kripto paraların üretimi de bir çeşit madencilik gerektirir: bilgisayarların uzun süre matematiksel problemler çözmesini gerektiren bir madencilik. Dolayısıyla kripto para üretmek için gerekli olan üç şey güçlü donanıma sahip bilgisayarlar, internet ve elektriktir. Bunlara sahip olan herkes üretici olabilir.
Kripto paraları üretmek bu kadar kolayken yaygınlaşması da gayet doğal bir durum. Tam da bu noktada akıllara gelen soru bu sistemlerin çalışırken ne kadar enerji kullandığı. Kripto paralara olan ilginin artmasıyla beraber, şahısların yanı sıra büyük şirketler de piyasaya girdi. Sonuç olarak madencilik sıradan bilgisayarlar kullanılarak değil, büyük çaplı iş istasyonları kullanılarak yapılmaya başlandı. Bu durum da kullanılan enerji miktarının devasa düzeylere çıkmasına sebebiyet verdi.
İngiltere’de Cambridge Üniversitesi Alternatif Finans Merkezi (CCAF) tarafından hazırlanan bir rapora göre, Bitcoin üreticileri bir ülke olsaydı, dünyanın en fazla elektrik tüketen 30’uncu ülkesi olacaktı. Bu çalışmada kripto para birimlerinin enerji tüketimleri de araştırılmış ve Bitcoin’in toplam enerji tüketiminin, saatte ortalama 130 terawatt olduğu hesaplanmıştır. Elektrik tüketiminin saat başına 121 terawatt olduğu Arjantin ve 108.8 terawatt olduğu Hollanda’nın, Bitcoin madenciliğinden daha az enerji harcadıkları ortaya çıkmıştır. Aynı raporda Bitcoin madenciliğinin enerji kullanım kaynakları da araştırıldı ve bunun yaklaşık üçte ikisinin fosil yakıtlardan elde edildiği tespit edildi. Yani finansal bir devrim olarak tanımlanan kripto paralar, ilginç bir şekilde iklimimize zarar veriyordu.
Peki bu durumun çözümü ne olabilir? Kripto para madenciliğini hayatın olağan akışında bir gerçeklik olarak kabul edip bir takım önlemler almak gerekiyor. İlk seçenek, madencilik için kullanılacak enerjiyi azaltan daha verimli bilgisayar sistemlerinin tasarlanması. Diğer bir seçenek ise madencilik faaliyetlerinde kullanılacak enerjinin yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak elde edilmesidir.