3 Şubat’tan herkese merhaba!
Manşetler;
📰 Boğaziçi protestoları
📰 Jeff Bezos koltuğunu devrediyor
📰 Spotify rakamları açıkladı
TÜRKİYE’DEN GELİŞMELER
Boğaziçi protestoları hususunda siyasilerin perspektifi:
Twitter hesabından “Türkiye’nin evlatlarını derhal serbest bırakın!” ismiyle bir video yayınlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye’nin böyle evlatları yoktur.” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Boğaziçi Üniversitesi protestolarına katılan öğrencileri hedef aldı.
-
Ne diyor? “Siz talebe misiniz, yoksa siz rektörün odasını işgale kalkışan terörist misiniz? Buna fırsat vermeyeceğiz, gereği neyse yapmaya devam edeceğiz.” beyanında bulunan Cumhurbaşkanı, konuşmasına “LGBT… Yok böyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir. Türkiye terörle mücadele ederken teröristlerin yanında yer almasalar yeter.” sözleriyle devam etti.
İyi Parti Meclis Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cevaben; “Sayın Cumhurbaşkanı. Bu çocuklar terörist değil. Bu çocuklar bizim ve bu çocuklar bizim geleceğimiz.” dedi. Türkkan konuşmasında , “AK Parti Boğaziçi olaylarının büyümesini Gezi’ye dönüşmesini istiyor” yorumunda bulundu.
- Dahası: Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Twitter hesabı üzerinden Boğaziçi eylemleri hususunda “Yetkililerin nefreti ve LGBT bireylere karşı ayrımcılığı teşvik eden homofobik ve transfobik açıklamalarını kınıyoruz” açıklamasını yaptı.
Dilerseniz “Dünden bugüne Boğaziçi’nde yaşananlar” isimli yazımıza kısaca göz atabilirsiniz.
Bursaspor’un 18 yaşındaki forveti Ali Akman, takımına para kazandırmadan Almanya’nın Eintracht Frankfurt ekibine transfer olduğu için kadro dışı bırakıldı. Bir taraftar, Akman’ın hırsızlık yaptığı ve ülkeye döviz girişini engellediği gerekçesiyle CİMER’e şikayette bulundu.
- Detay: Futbolda sözleşmesinin bitimine 6 ay kala tüm futbolcular başka bir takımla anlaşma hakkına sahip.
- Kimdir? Ali Akman, bu sezon TFF 1. Lig’de 10 gol atıp 4 asist yaparak, Avrupa’nın büyük takımlarının radarına girmişti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, mutasyonlu virüsün Türkiye’de de yayılmaya başladığını açıkladı. Koca’nın açıklamasına göre Türkiye’de 196 mutasyonlu vaka mevcut.
DÜNYADAN GELİŞMELER
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, e-ticaret devinin CEO’luğunu 30 yıllık bir kariyerden sonra Andy Jassy’ye devrediyor. 200 milyar dolarlık bir servete sahip olan Bezos, bu hamleyle diğer girişimlerine zaman ayırmak için gerekli “zaman ve enerjiyi” bulacak.
-
Peki Amazon ne yapacak? Esasında Bezos bir yere gitmiyor. Yönetim Kurulu Başkanı ve kurucu statüsüyle oyunun bir parçası. Amazon’un zirveye çıkan bulut departmanının yöneticisi, 24 yıldır şirketin parçası Andy Jassy ise görevi devralıyor.
Çevrim içi müzik dinleme platformu Spotify, aylık 345 milyon aktif kullanıcısı olduğunu açıkladı. İsveç merkezli platform, ücretli abonelik sayılarının 155 milyon, ücretsiz aktif sayısının ise 200 milyondan fazla olduğu duyurdu.
Sosyal medya platformu Instagram, silinmiş gönderilerinizi 30 gün süre içinde geri yükleyebilmenizi sağlayan bir özellik tanıttı.
Moskova Gamaleya Enstitüsü’nde geliştirilen ve test edilen aşının üçüncü aşama deneme sonuçları Lancet isimli tıp dergisinde yayınlandı.
-
Buna göre: Rusya çıkışlı Covid-19 aşısı Sputnik V, semptomlu vakalara karşı %91.6 oranında etkili.
Avrupa Merkez Bankası’nın eski başkanı Mario Draghi, teknokratik bir hükümet kurması için İtalya Devlet Başkanı Sergio Mattarella’dan izni aldı.
- Gerisi: Geçtiğimiz haftalarda İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ve hükûmeti istifa etmişti. Hükûmet ortaklarından Italia Viva partisinin koalisyondan çekilmesiyle başlayan kriz, Conte ve hükûmetinin çoğunluğu kaybetme riskini doğurmuştu.
ABD’nin en büyük teknoloji şirketlerinin yıllık kârları
Geçtiğimiz yıl Big Tech şirketleri için normal bir ekonomiden daha iyi olan tek bir şey olduğu açığa çıktı, pandemi veya izolasyon ekonomisi… Amazon ve Apple tek çeyrekte 100 milyar dolar satış yapan şirketler kulübüne katıldı, Alphabet’in satışları ise son çeyrekte 2019’a kıyasla %23 artış gösterdi.
AKADEMİ
Enerji Güvenliğine Giriş
Deniz Tokmakoğlu
Hepimizin sürekli olarak duyduğu ama tam olarak da içini dolduramadığı Enerji Güvenliği konseptini kısaca şu şekilde açıklayabiliriz;
Endüstriyelleşmesini tamamlamış ülkeler için, 19. yüzyılda “kesintisiz petrol erişimi” endişesiyle ortaya çıkan bu konsept, 1973 petrol krizi sonrası kurulan “Uluslararası Enerji Kurumu” ile resmileşti. Eskiden tek amacı, “kesintisiz ve uygun fiyatta petrol erişimini” sağlamak olan kurum, yeni milenyumun gelmesi, oyuna katılan Çin, Hindistan gibi yeni gelişen ülkeler ve hızlıca artan enerji talebi ile kendine çok farklı bir rol çizmeye başladı. Bu noktada kurumun aldığı aksiyonları şekillendiren ve Enerji Güvenliğini tanımlayan ve temelini sırasıyla Siyasal Bilimler, Mühendislik ve Ekonomiden alan üç yaklaşımdan bahsedebiliriz.
Egemenlik
“Dünyada kalan enerji kaynaklarını kim kontrol edecek?” ve “Devletler bu kaynaklara erişim sağlayabilmek için savaşmayı riske alacak mı?” sorularından yola çıkan bu yaklaşım, devletlerin birbirlerinin enerji erişimini tehlikeye atma potansiyelinden ortaya çıkıyor. Bu soruna da çözüm olarak farklı çeşit enerji kaynakları ile tek bir kaynak ve ülkeye olan bağımlılığın azaltılması öneriliyor. Winston Churchill’in de dediği gibi “Söz konusu petrol kaynakları olduğunda, tek ve en önemli çözüm çeşitliliktir.”
Sağlamlık
Sağlamlık, egemenlik yaklaşımının aksine, enerji kaynaklarının yeterliliğini sorguluyor. Eğer Dünya’da yeterince enerji kaynağı yoksa, bu kaynaklara kimin eriştiğinin de pek bir önemi kalmıyor. Enerjiye olan talebin, enerji kaynakları ve teknolojisine göre çok daha hızlı büyüdüğünün altını çizen bu yaklaşım, enerji üretiminde bir yeniliğe gidilmesi gerektiğini savunuyor. Dolayısıyla “Dünya’da ne kadar enerji kaynağı kaldı?” ve “Bu kaynaklara erişmek ne kadar zor?” sorularını sorarak, enerji üretim sistemlerinin sürdürülebilir ve güvenli olması gerektiğini savunuyor. Yenilenebilir enerji ve kaya gazı enerji üretim sistemlerinin bu temele dayandırılarak oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Siber Atakların enerji sistemlerine de yöneltilmeye başlandığı bu dönemde, güvenli ve sağlam enerji sistemleri kurabilmek her devlet için çok önemli.
Dayanıklılık
Son olarak enerji pazarını sorgulayan bu yaklaşım, diğer pazarların aksine enerji pazarının çok belirsiz, dengesiz ve dış tehditlere açık olduğunu sorguluyor. Devlet politikaları, ekonomik krizler, küresel ısınma, hükümet değişikliği vb. gibi çoğu etki, insan hayatında çok önemli bir yeri olan enerjiye erişimi tamamen kapatmaya yönelik tehditler oluşturuyor. Diğer iki yaklaşımın aksine, Dayanıklılık düşüncesi, enerji pazarının bu tarz beklenmeyen değişikliklere karşı esnek ve enerjiye uygun fiyatta erişimi kesinleştirecek kadar sağlam olması gerektiğini düşünüyor. Bu düşünceyi şekillendiren temel sorulardan birisine örnek olarak “Küresel ekonomi ve enerji sistemleri giderek azalan petrol üretimine karşı uygun enerji pazarları kurabilecek mi?” verilebilir.