ÖNERİLER

Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör ataması

Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne, Haliç Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Melih Bulu getirildi. Konunun tepki çekme sebepleri, tarafların açıklamaları ve Türk hukukunda dünden bugüne rektör atama süreçleri...

Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör ataması

Date

Boğaziçi Üniversitesi, 2021 yılına yeni bir rektör atamasıyla merhaba dedi. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yapılan atamada rektörlüğe geçmişte AK Parti milletvekili aday adayı olan, Haliç Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Melih Bulu getirildi. Bu karara başta Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, mezunları ve akademisyenleri olmak üzere birçok farklı kesimden tepkiler geldi. 

Dünden bugüne rektörlük meselesi:
18 Haziran 1946’da Resmi Gazete’de 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu’nun yayımlanmasıyla birlikte rektörlerin göreve seçimle gelmesi kararı alınmıştı. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından 1981 yılının kasım ayında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile YÖK’ün kurulmasıyla birlikte rektörlük seçimleri kaldırıldı. 1992 yılına geldiğimizde Yükseköğretim Kanunu’nun rektörlük seçimleriyle ilgili maddesinde değişikliğe gidildi ve rektörlük seçimleri geri gelirken YÖK’ün ve Cumhurbaşkanının atama yetkisi kısmen korundu. 2016’da 15 Temmuz darbe girişiminin akabinde 20 Temmuz’da OHAL ilan edildi ve 29 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanan 676 sayılı KHK ile rektörlük seçimleri kaldırıldı. 

Gelen tepkiler:
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyeleri tarafından yayımlanan “Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz!” başlıklı bildiride 1980’lerin askeri vesayet rejiminden sonra ilk kez üniversiteye kurum dışından bir rektör atandığından ve üniversitenin akademik özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve demokratik değerlerini açıkça ihlal eden bu uygulamanın kabul edilemez olduğundan bahsedildi.  

“Üniversite senatomuzun 2012 yılında kabul ettiği aşağıdaki ilkelerden vazgeçmiyoruz” denilen bildiride, bu ilkeler şu şekilde sıralandı:

  1. Üniversitelerin herhangi bir kişi ya da kuruluşun etki veya baskısına maruz kalmaması ve siyaset aracı olarak kullanılmaması, bilimsel ve toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir.
  2. Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olması özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil seçimle belirlenmelidir.

  3. Üniversitelerin, özerk anayasal kurumlar olarak, akademik programlarını ve araştırma politikalarını öğretim elemanlarınca ve/veya üniversite kurullarınca kararlaştırılarak belirlemesi, bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır.

Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciği Kurulu ise yayımladığı bildiride “Boğaziçililer olarak asıl sorunumuz Melih Bulu’nun akademik geçmişi ve şahsi duruşundan da ötedir. Sorun isimlerden bağımsız bir demokrasi, akademik özerklik, fikri özgürlük meselesidir. Bu sorunun çözümü ise üniversitelerin kararlarının ve rektörlerin, üniversitelerin iradesiyle belirlenmesidir” ifadelerinde bulunduDiğer bir konu ise Prof. Dr. Melih Bulu’nun akademik çalışmalarında intihal yaptığı iddiası. Bulu’nun doktora tezinde ve Uluslararası Bilgi Tabanlı Geliştirme Hakemli Dergisi’nde yayımlanan makalesinde intihal yaptığı öne sürülüyor.

Melih Bulu’nun Açıklaması:
Kendi Twitter hesabından “Merhaba Boğaziçi” başlığıyla yaptığı paylaşımda, “Boğaziçi’nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi’ne zarar verir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz” diyen Bulu “beni bu göreve layık gören Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın YÖK başkanımıza içtenlikle teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu