Yeni bir hafta kapanışıyla daha sizlerleyiz.
12 Şubat’ın manşetleri;
🎹 Chick Corea hayatını kaybetti
🚢 15 denizci kurtarıldı
💂 Myanmar’ın darbe tarihi
Keyifli okumalar!
TÜRKİYE’DEN GELİŞMELER
AK Parti’nin “seçim ve siyasi partiler yasa taslağı” hakkında bilgilendirme.
Hürriyet’ten Nuray Babacan’ın kulis haberine göre, seçim barajının %7’ye düşürülmesi kesinleşti. Ayrıca seçim bölgesinden en fazla beş ila yedi milletvekili çıkması isteniyor.
- Buna göre: Partilerin Meclis’te kazanacağı katip ve komisyon üye gibi görevlerin sayısı vekil sayısıyla orantılı olacak. İstifalar gelse bile partinin görev sayısı değişmeyecek. Seçim sonrası kurulan partiler ise TBMM yönetim ve komisyonlarda görev alamayacak.
Taslağın Cumhur İttifakı ortağı MHP ile gerçekleşecek görüşme sonrasında son halini alacağını belirtmekte fayda var.
Enerji sektöründe iki şirketten halka arz:
Doğan Holding bünyesinde faaliyet gösteren Galata Wind Enerji, halka arzı için Garanti Yatırım ile yetkilendirme sözleşmesi imzaladı. İzmir Demir Çelik de İzdemir Enerji’nin halka arzı için TSKB’yi yetkilendirdi.
Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre Türkiye’nin cari açığı 2019 Aralık’a göre 473 milyon dolar arttı ve 3 milyar 210 milyon dolara ulaştı. 2020’de cari açık 36 milyar 724 milyon dolar oldu.
Mediapart’tan Nicolas Cheviron’un haberine göre Yükseköğretim Kurulu, Galatasaray Üniversitesi’ndeki Fransız öğretim üyelerine çalışma izni için B2 seviye Türkçe şartı getirdi.
-
Nedir? Habere göre şartı yerine getirmeyen akademisyenler, oturma izinlerinden olabilir. Haberde GSÜ’nün Fransalı rektör yardımcısının 23 Aralık’ta gönderdiği e-posta kaynak gösterilmiş…
Nijerya açıklarında korsanlar tarafından kaçırılan 15 Türk denizci kurtarıldı. Sağlık durumu iyi olduğu açıklanan denizciler, şimdi Nijerya’nın Port Harcourt şehrinde.
-
Ne olmuştu? Nijerya’nın Lagos kentinden Güney Afrika’nın Cape Town kentine ilerleyen İngiltere merkezli Borealis firmasına ait Mozart isimli gemideki 19 mürettebattan 15’ini gemiye baskın düzenleyen korsanlar kaçırmıştı.
Milli Eğitim Bakanlığı, 1 Mart’tan itibaren liselerde yüz yüze eğitimin haftada en az 16, en fazla 24 saat olacağını açıkladı.
DÜNYADAN GELİŞMELER
Caz efsanesi piyanist ve besteci Chick Corea, 79 yaşında hayatını kaybetti. Instagram hesabından yapılan açıklamaya göre ünlü müzisyen, nadir görülen bir kanser sebebiyle yaşamını yitirdi.
-
Dilerseniz 23 Grammy ödülü kazanan ve 60 ödüle aday gösterilen duayenin Vigilette trio performansına göz atabilirsiniz.
Londra merkezli danışmanlık şirketi KPMG’nin Birleşik Krallık yöneticisi Bill Michael, çevrim içi bir toplantı sırasında ekibine “Covid-19 salgını hakkında şikâyet etmeyi bırakın” demesi oldukça tepki topladı. Tepkiler üzerine Michael, görevinden istifa etti.
ABD’de Beyaz Saray, ülkedeki otomobil fabrikalarının kepenk kapamasına zemin hazırlayan küresel yarı iletken kıtlığıyla mücadele için aksiyon alacağını açıkladı.
-
Ne olmuştu? ABD merkezli otomotiv devi General Motors çip ve yarı iletken krizinin şirket kârına 1,5 ila 2 milyar dolar zarar verebileceğini söylemiş, üç tesisindeki üretim kesintisini mart ayının ortasına kadar uzatmıştı.
Pekin hükümeti, Birleşik Krallık’ın resmi medya organı BBC’nin ülke genelinde yayın yapan haber ve radyo kanallarını yasakladı. Gerekçe ise Çin Ulusal Radyo ve Televizyon İdaresi’nin BBC Dünya Servisi’nin hazırladığı Çin ile ilgili haberlerin ülke düzenlemelerine aykırı olması.
-
Gerisi: Birleşik Krallık, geçtiğimiz hafta Çin devlet televizyonunun ülkedeki izinlerini iptal etmiş, Pekin-Londra arasında ipler gerilmişti…
Britney Spears’ın babası Jamie Spears’ın, ABD’li şarkıcının serveti üzerinde tam söz sahibi olması talebiyle ilgili karar açıklandı. Yargıç, itirazı reddetti. Yani Spears’ın servetini babası tek başına değil, bir şirketle birlikte yönetecek.
- Ne olmuştu? Vesayeti babasında bulunan Britney Spears’ın “babasının servet kontrolünden” kurtulma isteğiyle açtığı davada mahkeme Bessemer Vakfı adlı özel bir şirket tarafından yönetilmesine hükmetmişti.
- Şimdi ne oldu? İtirazın reddedilmesinin ardından Spears yarım zafer kazandı. Servetinin tümünün babasının kontrolünde olmasını engelledi…
TARİH
Burma veya Myanmar: Bir Ülkenin Darbe Tarihi
Doğaç Özen
1 Şubat 2021 sabahı uluslararası kamuoyu, Güney Asya ülkelerinden birinde gerçekleşen darbeye uyandı. Söz konusu ülke iki isimle birden biliniyor; Myanmar, veya, Burma. Burma, ülkede çoğunluk olan Bamar’ların ülkesi anlamında kullanılıyor. Myanmar ise ülkeye 1989 senesinde demografik yapının çeşitliliği sebebiyle verilen bir isim. İki ismin hem yerel halk, hem de uluslararası toplum nezdinde popüler olduğu ülkenin resmi adı 1989 itibarıyla Myanmar; fakat bu adın resmileşmesi ve günümüze kadar yaşadığı evrim, Myanmar’ın demokrasi ve darbe tarihiyle ilgili önemli ipuçları taşıyor.
Modern Myanmar’ın tarihi de çoğu Güney Asya ülkesi gibi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlıyor. 20. yüzyılın ilk yarısında Japonya ve Birleşik Krallık’ın Asya’da yarattığı etkiler neticesinde Londra’dan bağımsızlık talep eden Burma milliyetçileri, savaşın sonunda, 1948’de bağımsızlıklarını elde ediyor ve Burma Birliği kuruluyor. 1948-1962 yılları arasında sivil liderler tarafından yönetilmeye çalışılan devlet, bu yıllarda anti-komünist retorik ve eylem planı uygulamaya çalışıyor. Fakat merkezi yönetimin başarısızlığı ve Asya’da yükselen komünizm sebebiyle 1962 yılında ülke ilk askeri darbesini tecrübe ediyor. Darbeyi takip eden 49 yıl boyunca ülke, cunta tarafından yönetiliyor.
Cunta yönetimi, 1989’de Burma’nın adını Myanmar olarak değiştiriyor. Bu değişikliğin sebebini Burma’nın sınırlarında yaşayan farklı etnik ve kültürel farklılıklara saygı olarak nitelendiren yönetim, aslında en az 20 yıl sürecek bir isim karmaşasına yol açıyor. Öyle ki askeri yönetim karşıtı kişi ve gruplar Burma’yı kullanmaya devam ederken, hükümet ve ona yakın gruplar, ülkeye Myanmar’ı ismiyle hitap ediyor. Ülkenin ismi, darbelerin yarattığı meşruiyet sorunu yüzünden tartışma konusu oluyor. Bu konuya dair belki de en popüler an, 2007 tarihli bir Birleşmiş Milletler toplantısında ABD elçisinin ülkeden Burma olarak söz etmesi üzerine Myanmar elçisi tarafından uyarılması ve ABD elçisinin bütün bir oturuma “söz konusu ülke” tanımıyla devam etmesidir. Gerçekten de, başta ABD, Kanada ve İngiltere olmak üzere dünyanın önemli devletleri 2010’lara kadar Myanmar ismini kullanmamıştır. Öte yandan, Türkiye’nin 1995 tarihli Resmi Gazetelerinde Myanmar ibaresini kullandığı görülebilir; Türkiye, ülkenin yeni ismini kullanmaya dünyanın çoğunluğu gibi 90’larda başlamıştır. 2010’da emekli reformist general Thein Sein’in seçilmesi ilk kez genel seçimler sonucuyla başa gelen bir yönetimle tanışan Myanmar, ardından gelen senelerde hem demokrasi destekçilerinin hem de askerlerin Myanmar ismini desteklemesiyle beraber uluslararası arenada bu ikilem bir kenara bırakılıyor. Bugün, tüm ülkeler Myanmar ismini kullanmaktadır.
Yine 1988 senesinde ordu, ülkenin her tarafında gerçekleşen geniş çaplı sivil eylemler sonucu Myanmar’ın ekonomisini bir nebze de olsa liberalleştiriyor ve eski yönetimin totaliteryen sosyalist anlayışından uzaklaşmak için hamleler yapıyor. Öyle ki, ordunun popülaritesine ve son 2 senede ülkeye az da olsa giren dış yatırıma güvenen Myanmar Ordusu, 1990 senesinde seçimler düzenliyor; fakat 1988 senesinde Suu Kyi tarafından kurulan Ulusal Demokrasi Partisi oyların %56’sını alarak yönetimi tek başına devralmaya hak kazanıyor. Ordu, seçimleri kabul etmiyor, ve 2011 yılına kadar daha sürecek totaliter rejimin temelleri atılıyor. Aynı sene Suu Kyi ev hapsine alınıyor ve 2010 senesinde çıkan af kararına kadar aradaki 30 senenin çoğunu ev hapsinde geçiriyor. 2015 senesinde seçimlere Suu Kyi liderliğinde katılan Ulusal Demokrasi Partisi %60 oy alarak tek başına hükümet kuruyor, 2020 Kasım’da da benzer bir oy oranı ile iktidarını koruyor. 1 Şubat 2021 darbesi ile tutuklanan Myanmar Hükümet Lideri Suu Kyi, 1991 senesinde Myanmar’ın demokratikleşmesine verdiği katkılardan dolayı Nobel Barış Ödülü’ne de layık görülmüştü. Suu Kyi, 1988 tarihinden seçildiği 2015 tarihine kadar demokratikleşme talebini her fırsatta belirten Myanmar halkının liderliği rolünü üstlendi ve neredeyse 50 yıl boyunca askerlerin kontrolünde olan Myanmar’a 2015 senesinden itibaren yarım yüzyıl sonra ilk kez sivil bir lider tarafından yönetilme deneyimini yaşattı.
2021 senesinde gerçekleşen darbeye halkın vereceği tepki, son 60 yılın 50 yılını cunta yönetimlerle; 4 senesini de askeri kabinelerle geçirmiş Myanmar’da gerçekleşen demokratikleşmenin sağlamlığı hakkında bir fikir verecek. Bugün itibariyle AB ve BM tarafından şiddetle kınanan bu darbeye ABD daha yüksek perdeden cevap vererek, ambargo gibi yaptırımların da gündeminde olduğunu açıkladı. Myanmar’ın komşusu, ticaret ve savunma ortağı Çin de darbe yönetiminden memnun olacağa benzemiyor. Şimdiden otoritesini kurmaya başlayan Myanmar darbeci yönetiminin artacak baskılara nasıl tepki vereceği ileriki haftalarda daha da belirgin olacaktır.
Bir not – Güney Asya’da Myanmar ile benzer karakteristiklerde bazı ülkeler bulunuyor; Tayland, Kamboçya ve Laos. Çin ile ekonomik ve politik boyutta çok yakın ilişkilere sahip bu ülkelerde demokratik kurumlar varlıklarını ya gösteremiyor, ya da bu kurumlar bulunmuyor. Artan jeopolitik rekabet gereği Güney Asya ülkelerinde etkilerini arttırmak isteyen ABD, Japonya ve Avustralya gibi ülkelerin bu tip anti-demokratik ülke ve yönetimlerle ilişkilerinin 2020’lerde önemli bir sınavdan geçeceği belirtilebilir.
Myanmar Darbesi, bu sınavların ilkini temsil ediyor.
ÖNERİLER
Yetenekli tasarımcılar tarafından hazırlanan şablonlarıyla Elio; fotoğraflarınızı Instagram hikâyelerinizde en “havalı” şekliyle paylaşabilmenizi sağlar. Kullanıcılar, uygulama aracılığıyla fotoğraflarını tek tıkla template’e yerleştirip hikâyesinde paylaşabilir.