Günlük hayatta belki de zihnimize dair en yoğun olarak kullanılan kavramlar: Stres ve kaygı. Kaygıdan farklı olarak stres kavramı objelere, kişiye, organa veya ruhsal yapıya yönelik güç, baskı veya zorlama olarak tanımlanabilir. Bir uyaran algılandığında, sonraki aşama olan bilişsel değerlendirme ile uyaranın stres yaratıcı olup-olmadığına karar verilir.
Bilişsel değerlendirme süreci etmenleri:
- Kişisel geçmiş,
- Kültürel yetişme ve tutumlar,
- Doğuştan gelen veya öğrenilen korkular,
- Kişisel yapı ve yargılar,
- Değer sistemleri,
- Ahlaki ve dini eğitim,
- Günlük durumlar…
Bütün bu faktörler farklı insanların aynı olayı değişik şekillerde yorumlamalarına neden olur. Yani bir birey için çok ciddi stres yapıcı olan olay, bir başka kişiyi etkilemeyebilir.
Kaygı
Psikolojide anksiyete olarak da bilinen kaygı, tehlikeli durumlarda, vücuda meydan okumaya hazır olması gerektiğini haber veren sinyaldir. Bilişsel değerlendirme sırasında karar verilirken psikosomatik canlanma olur, yani doğal ve gerekli olan kaygı hissedilmeye başlanır. Böylelikle nefes alış-verişi ve kalp atışı hızlanarak kaslara daha fazla oksijen gitmesi sağlanmaktadır; vücut, tehlikeli durumlara kendini hazırlar. Tehlikeli durumların farkına varmak gerektiğinde kişi bu dürtüyle tetikte beklemektedir. Doğal anksiyete olarak adlandırılan bu dürtü, trafikte yaşanacak herhangi bir tehlikeli durumda direksiyona ani müdahale etme, sınavlarda veya spor müsabakalarında daha iyi performans sergileme gibi durumlara yardımcı olur. Aslında kaygılanmak, günlük hayatta sorunlarla baş edebilmek ve hayati durumlarla karşılaşıldığında hızlı karar verebilmek için gereklidir.
“İnsanoğlunun, yolunu kaybettiğinde daha hızlı koşmak gibi ironik bir alışkanlığı vardır.”
Rollo May
Rollo May, kariyerindeki çalışmalarda önemli bir yer tutan kaygı kavramını hayatın anlamını keşfetme yolunda önümüze açılan kapı olarak tanımlar. May, normal kaygıyı insanın yaratma motivasyonu olarak yorumlar ve yaşama dair pozitif bir değer olarak görür. Nevrotik kaygı ise “sağlıksız” kaygıdır; anca işlevselliğin ve farkındalığın azalması ile dengelenir. Kişi nevrotik kaygıyı dengelemek için inançlarında kesin bir tavırla güvenlik duygusu sağlasa da bu güvenlik öğrenme ve gelişimden vazgeçme pahasına elde edilen bir güvenliktir.
Nasıl başa çıkılır?
Varoluşsal boyutu bir kenara bırakacak olursak kaygıyı dengelemek için giriş seviyesi olarak kullanılan en yaygın yöntemlerden biri nefes egzersizidir. Uygulamasında varyasyonlara gidilebilecek bu egzersiz temel olarak şu aşamalarla denenebilir:
- Öncelikle rahat bir biçimde oturun.
- Burnunuzdan midenize doğru dörde kadar sayarak derin bir nefes alın.
- Nefesinizi yine dörde kadar sayarak ağzınızdan yavaş yavaş verin.
- Bunu birkaç kez tekrarlayın.
- Bu uygulama kan basıncınızı dengelemeye yardımcı olarak mental kontrolünüzü yeniden kazanmanızı sağlar.
- Kendinizi rahatlamış hissettiğinizde nefes egzersizini artırabilirsiniz.
Bu yöntemi kapsadığı da düşünülebilen “grounding” oldukça efektif bir uygulama olarak denenmeye değer alternatifler arasında yer alır. Mindfulness öğretisiyle de yakından bağlantılı olan bu yöntem özellikle travma bazlı durumlarda “şimdi ve burada” yaklaşımını adapte etmek için işlevsel teknikler arasındadır. Bu tekniğe göre fiziksel olarak bulunulan alanda duyularla bir arayışa gidilir ve zihinsel olarak gelecek veya geçmişten mevcut ana doğru bir geçiş yapılır.