Novus Yeşil’den herkese merhaba! Bugün 8 Haziran Salı, saat 10:00. Bu bültende sıklıkla en çevreci ve sürdürülebilir enerji kaynaklarını inceliyoruz. Peki bunca süre çözümü yanlış yerde arıyor olabilir miyiz? Birçok enerji profesyoneline göre dünyadaki bir numaralı enerji kaynağı aslında kullanılmayan enerji, yani yüksek verimlilikle tüketimimizi azaltmak.
Bu haftanın konuları;
🏘️📺💡 Enerji verimliliği
🏭🔥 Türkiye’de kömür skandalı
🌊🐌 Deniz salyası
💵 İklim finansmanı
İyi okumalar,
Yörükcan
İKLİM
İklimle mücadeleye evimizden başlamak
Yusuf Turhan
Sokağınızdaki tüm komşularınızla konuştunuz ve fırınlarını en verimli şekilde kullanmaya ikna ettiniz. Tebrikler! Bu sayede çevreye yapabileceğiniz katkı inanılmaz: karbon salımını 500 ağaç kadar azaltmak veya TEMA’ya 5000₺ bağışlamak kadar.
Bundan neden daha önce haberiniz olmadığını düşünüp kendinizi suçlu hissedebilirsiniz. Ancak araştırmalar gösteriyor ki kişiselleşmemiş önerilerin aklınızda kalması oldukça sınırlı ve herkesi kapsayacak bir verimlilik potansiyeli geliştirmek oldukça güç. Bunun en önemli örneğini Enerji Verimliliği Derneği ve Enerji Bakanlığının beraber yürüttüğü Enerji Verimliliği Bilinç Endeksinde gördük. Propagandası için milyonlarca lira harcanmış ve basılı ve dijital basında sıklıkla yer almış bu kampanyanın bilinirlik oranı sadece %17.
Günlük hayatımızda genelde çevre sorunları, iklim değişikliği gibi kavramlarla karşılaştığımızda çoğumuz sorunun küresel olduğundan dem vurur, tekil bireylerin yapabileceklerini sınırlı addederiz. Bu kavramların somut örneklerini gördüğümüzde ise bir kaç dakika üzülür, sonra tekrar normal yaşantımıza devam ederiz. İşte tam bu noktada bizi çözüme götürecek kavramlar sorumlu üretim ve sorumlu tüketimdir. Kaynakları tüketirken doğaya olan sorumluluğumuzun farkına varmalıyız.
Doğaya karbon salımı söz konusu olduğunda birçoğumuzun aklına büyük sanayi kuruluşları ve onların tüten bacaları gelir. Buna karşın milyonlarca evde tüketilen elektrik ve doğal gazın da bu noktada sorumluluğu büyüktür. Ülkemizde birçok akademik araştırma meskenlerde %30 civarında enerji verimliliği potansiyelinden bahsetmektedir. Kaba bir hesapla bu potansiyelin hayata geçirilmesi durumunda Akkuyu’da inşa edilen nükleer santrale gerek kalmayacağını görebiliriz.
Evlerimizde elektrik tüketiminin iki boyutu vardır. Biri cihaz verimliliği, diğeri de kullanım alışkanlıklarıdır. İki faktörde de biz kullanıcıların farkındalığı önemlidir. Verimlilik sınıfı düşük cihazları değiştirme gerekliliği veya kullanım alışkanlıklarında dikkat edilecek hususlar konusunda tüketiciler bilinçlendirilmelidir. Gelişmiş ülkelerde insanlara enerji etütleri, detaylı fatura analizleri, tüketim ile ilgili içerikler, bölgesel rekabet analizi ve hedefler konulduğunu görmekteyiz. Literatürdeki araştırmalar insanlara verilen düzenli geri dönüşlerin enerji verimliliği motivasyonunu artırdığını ve enerji harcamalarını %5 civarında azalttığını göstermiştir.
Evlerde enerji verimliliğini sağlamak için tüketim kültürünü iyileştirmek ve bu konuda farkındalık yaratmak gerekmektedir. Bu noktada politika yapıcıların, evlerimize elektrik getiren servis şirketlerinin ve son tüketiciler olarak bizlerin sorumluluk alması gerekmektedir. Günümüzde kişiselleştirilmiş ve dijital hizmetlerle bu adımlar kolaylaştırılabilir.
GELİŞMELER
Deniz salyası: İstanbul boğazı da dahil olmak üzere tüm Marmara Denizini etkisi altına alan deniz salyasının temel sebebi aşırı hızlı büyüyen mikroorganizmaların salgıladıkları organik bileşikler. Uzmanlara göre bu mikroorganizmaların sayılarının artmasının temel nedeni on yıllardır evsel ve sanayi atıklarının serbestçe denize boşaltılması. İklim değişikliğine bağlı olarak deniz sıcaklığının normalin üzerinde seyretmesi de salyanın yoğunluğunu arttıran bir diğer etken.
- Yorum: Kimi kişilere göre iklim değişikliği bizim kontrolümüz dışında gibi gözükse de küresel ısınmanın etkilerini kolayca takip edebiliriz. Uzun zamandır denizlerin ısındığını biliyorduk. Bize düşen görev iklim değişikliği yavaşlatmak için çabalamak ve onun tahmin edilebilir yan etkilerine karşı iş işten geçmeden önlem alabilmek.
Kömür skandalı: İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği’nin yayımladığı son rapor Türkiye’de devlet kontrolünde olan ve özelleştirilmiş toplam 13 kömür termik santralinin çevre mevzuatlarına uygunluğunu inceliyor. Rapora göre 2020 başında kapandığı düşünülen ve gerekli çevre yatırımlarını yapmama konusunda direnen santrallerin 1,5 yıldır izin belgesiz çalışmaya devam ettiği gösteriliyor.
- Gerisi: 2019 yılında belli kömür santrallerinin çevreyi kirleterek çalışmaya devam edebilmesi için AKP tarafından mecliste kabul edilen kanun, gelen tepkiler sonucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından veto edilmişti.
Zenginler: 11-13 Haziran’da İngiltere’de yapılacak G7 liderler zirvesinden önce 100 en zengin İngiliz ailesine ve 100 büyük hayır kurumuna iklim alanındaki bağışlarını artırmalarını rica eden mektuplar gönderildi. Halihazırda ülkedeki tüm hayırsever bağışlarının sadece %4’ü iklim alanına ayrılıyor. Yetkililer, mektuplarda belirli bir meblağ belirtmese de 2025’e kadar bir milyar sterlin toplamayı hedefledikleri söyleniyor.
Yapı Kredi: Banka, bundan sonra kömür madenciliği ve kömür elektrik santrallerini finanse etmeyeceğini açıkladı. Yurtdışındaki birçok büyük bankanın son yıllardaki kararlarına uyum sağlayan Yapı Kredi, yakın zamanda sürdürülebilirlik kriterlerine bağlı, 962 milyon dolar değerindeki, ilk sendikasyon işlemini yapmıştı. Şirketin CEO’su Gökhan Erün, yaptığı açıklamada finansman sağladıkları projelerle şu ana kadar 4 milyon ton karbon salınımını engellediklerini açıkladı.
HAFTANIN ŞİRKETİ
İstanbul merkezli start-up, Massive Energy, evlere donanım kurulumu gerekmeksizin sadece fatura verisiyle kişiselleştirilmiş elektrik tüketim analizi sunuyor. Evlerimize elektrik getiren servis şirketleri ve bankalar aracılığıyla bu sayede son tüketiciler, karbon ayak izini takip edebiliyor ve verimlilik için aksiyonlar alabiliyor. Ayrıca, geliştirdikleri ileri tahmin algoritmaları ile kaçak elektrik kullanım yapan aboneleri de tespit edebiliyor.