ÖNERİLER

“Müzik yapmak benim gerçek duygum.” Christian Löffler Röportajı

Elektronik müzik sanatçısı Christian Löffler, ilham kaynaklarını ve gelecek planlarını anlatıyor. Seni biraz yakından tanıyabilir miyiz? Müziğe olan ilgin nasıl başladı? Bence her zaman müzikle...

Moda Markalarının Olimpiyat Yolculuğu

Covid-19 salgını nedeniyle bir sene ertelemeli olarak gerçekleştirilen Tokyo 2020 Olimpiyat oyunları 23 Temmuz’da başladı. 206 ülkeden 11 binin üzerinde sporcunun 25 farklı dalda...

Röportaj: David Toutain

Michelin tarafından "Parisli yemek tutkunlarının sevgilisi" olarak tanımlanan şef David Toutain, yemek yapma vizyonunu ve ilham kaynaklarını anlatıyor. Seni biraz yakından tanıyabilir miyiz? Mutfağa olan...

52 Yıllık İkon: Adidas Superstar

Minimal tasarımı ve sadeliğin altını çizen detayları ile uzun yıllardır bir spor ayakkabıdan çok daha fazlasını ifade eden adidas Superstar, artık bir stil ikonu...

Kadebostany İle Müzik ve Yaratıcılık Üzerine

İsviçreli pop grubu Kadebostany, kendi yarattıkları hayali ülkelerinde nasıl isterlerse öyle yaşadıklarını ve isteyen herkesin de burada yaşayabileceğini söylüyor. Müziklerinin üretiminde de aynı özgürlüğü...

Sneaker Kültürünün Yükselişi

Sneakerlara olan ilgi şu an en üst seviyede. Hayatında daha önce sneaker giymeyen insanlardan dünya yıldızı sanatçılara ve sokak kültürüne çok uzak markalara kadar...

Seyahatin Yeni Hali: Sanal Deneyimler

Pandemi nedeniyle seyahat planlarımızı bir süreliğine erteledik. Dünya genelinde artan vaka sayıları, güçlükle ilerleyen aşılama süreci ve ülkelerin gündeme aldığı aşı sertifikalı yolculuk izni de göz...

Efsane 34 Yaşında: Nike Air Max

1987’de Tinker Hatfield’ın hayaliyle başlayan Nike’ın ikonik modeli Air Max, bugün 34 yaşında.  İlk kez 34 yıl önce 1987 yılında satışa sunulan Air Max, o...

İLKER AKSUNGAR İLE SNEAKER KOLEKSİYONERLİĞİ ÜZERİNE

Bize biraz senden ve senin dünyandan bahsedebilir misin?  1982 İstanbul doğumluyum, profesyonel olarak yüzme ve su topu yaptıktan sonra spor akademisi okuyup bir süre de...

İLK UZAY OTELİ 2027 YILINDA AÇILIYOR

Uzay’a seyahat hayallerimiz sonunda gerçekleşiyor. ABD’de faaliyet gösteren Orbital Assembly Corporation tarafından geliştirilen Voyager İstasyonu’na kurulacak otel, ilk müşterilerini 2027’de ağırlamayı planlıyor.  Dünya’nın alçak yörüngesinde...

İLKER AKSUNGAR İLE SNEAKER KOLEKSİYONERLİĞİ ÜZERİNE

Date

Bize biraz senden ve senin dünyandan bahsedebilir misin? 

1982 İstanbul doğumluyum, profesyonel olarak yüzme ve su topu yaptıktan sonra spor akademisi okuyup bir süre de antrenörlük yaptım. 2001 yılında DJ’lik yapmaya başladım ve yaklaşık 20 yıldır DJ ve Producer olarak hayatım devam ediyor. Bunun yanında da maalesef tutkulu bir koleksiyonerim, sevdiğim her şey bi noktada aşka dönüşüyor.

Sneaker koleksiyonu yapmaya ne zaman ve nasıl başladın? 

Şu an, retro olmuş modellerin ilk çıktığı yıllarda çocukluğunu geçirmiş biriyim. O yıllardan bu yana spor ayakkabılar en büyük tutkum oldu. O zamanlar erişmek ve satın almak inanılmaz zor olduğu için bir ayakkabıyla uzun zaman geçirirdik ve sanırım bu yüzden bir spor ayakkabı koleksiyoneri oldum diyebilirim. Bu tarz olayların küçük yaşlarda yapılamayan ve insanların içinde kalan şeylerin acısını çıkartmak olduğunu düşünüyorum. 96 yılından bu yana biriktiriyorum diyebilirim. 1997 yılında aldığım ve benim için çok önemli bir yer taşıyan Nike Air Max Uptempo halen benimle.

Koleksiyonunda en beğendiğin sneaker hangisi? Bu aralar eklemek istediğin bir parça var mı? 

Ayrım yapmayı hiç sevmiyorum ama Sean Wotherspoon Air Max 97′ lerimi çok seviyorum ve benden beklenmeyecek şekilde çok fazla giydim. Bunun sebebi yedekte iki tane daha olması olabilir ama sanırım Levi’s Jordan işbirliğinden ilk çıkan Jordan 4’lere bakmaya kıyamıyorum diyebilirim aşırı seviyorum onları hem fikir olarak hem model olarak efsane. Bu aralar koleksiyonuma katmak istediğim parça Clot x Nike Air Max 1 “Kiss of Death”. Bi’ noktada kavuşabilirsek iyi olur.

Koleksiyonuna bir parça eklerken trendleri mi takip ediyorsun yoksa sadece sevdiğin şeylere mi odaklanıyorsun? 

Ben sadece Nike ve Jordan topluyorum. Başka bir markanın koleksiyonuma dahil olma olasılığı Michael Jordan’ın başka bir marka ile anlaşma olasılığı ile aynı oranda. Sevdiğim, hoşuma giden her Nike ve Jordan ayakkabı imkanlar dahilinde koleksiyonumun bir parçası haline gelebiliyor. Trendleri özellikle takip etmiyorum hatta trend olan şeylerden uzaklaşmaya çalışıyorum ama bir süre sonra sevdiğim şeyler bir noktada trend olmuş oluyor. Örnek olarak çok eski bir Dunk fanatiği olarak son zamanlarda Dunk’ların çok popüler olmasından mutlu değilim ulaşmak zorlaşıyor.

Sneaker kültürü son yıllarda ülkemizde büyük kitlelerce benimsenmeye başlandı. Senin bu kültür ile tanışman nasıl gerçekleşti? 

Gözümü kapattığımda hatırladığım ilk sahne 1993’de Süreyya Sinemasında Free Willy’yi izlerken başroldeki çocuğun ayağındaki Nike’lar! Sonrasında oluşan Jordan aşkımdan bahsetmeye pek gerek yok sanırım.

Böyle bir kültürün geniş bir kitle tarafından benimsenmeye başlanmasıyla birlikte, “resell” ve “hype” gibi terimler de gelişti. Bu değişen bakış açısı “gerçek” koleksiyoner dediğimiz insanların bu sevdadan vazgeçmesine yol açıyor mu? 

Başkası adına konuşamam ancak pek hoşlandığım bir durum olduğunu da söyleyemem, başka modellere yer açmak için takas ve belki satış olayına sıcak olabilirim (ki hiç bir ayakkabımı satmadım) ama bunu meslek haline getirenler benim pek saygıyla karşıladığım kişiler değil. Ama bu tarz bir şeyden dolayı da sevdiğim bir şeyden vazgeçmiyorum tabiiki.