Besi hayvancılığının ve hayvansal besin tüketiminin küresel ısınmanın önemli sebeplerinden biri olduğunu söylesek ne düşünürdünüz? Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Organizasyonu’na göre, çiftlik hayvanları ve besicilik yıllık yaklaşık 7,1 Gigaton karbondioksit salınımı yapıyor ve bu da küresel sera gazı salınımının %14,5’ine tekabül ediyor.
- Hayvanların suçu: En yaygın tüketilen besi hayvanlarından olan sığır ve koyunlar geviş getiren hayvanlardır. Sindirim süreçlerinin sonucunda küresel ısınmaya katkısı karbondioksitten 28-34 kat fazla olan metan gazı açığa çıkar. Şuan dünyada besicilik için yetiştirilen yaklaşık 1,4 milyar inek ve 1 milyar koyun bulunmakta ve her biri ömrü boyunca yıllık 70-120 kg metan gazı üretmekte. Bu da yıllık küresel metan emisyonunun %37’si demek.
- Et uğruna: Et, üretimi en verimsiz olan besinlerden biridir. Sığırlar, tükettikleri kalorinin ancak çok küçük bir kısmını ete çevirirler. Koyun ve keçiler de benzer şekilde yemi gıdaya çevirmekte verimsizlerdir, ancak küresel olarak çok daha küçük ölçektedirler. Bir kilogram et üretmek için, bir ineğin 25 kilo tahıl yemesi ve 15.000 litre su tüketmesi gerekir.
- Alternatif: Bitkisel besinlerin sera gazı emisyonu, hayvansal besinlerden 10-50 kat arası daha az. Sığır eti üretimi, fasulye, bezelye ve mercimek gibi yaygın bitki bazlı protein kaynaklarının üretiminden 20 kat daha fazla arazi gerektirir ve 20 kat daha fazla sera gazı üretimine sebep olur. Günümüzde, dünya üzerindeki tarlaların ortalama %33’ü ve toplam arazilerin %26’sı, çiftlik hayvanlarını besleyecek bitki üretiminde kullanılmakta. Bu bitkiler için gerekli su ise küresel rezervlerin %27’sini oluşturmakta. Sonuç olarak, besi hayvancılığının bize yenilebilir besin ve protein olarak getirisi, kullanılan arazi ve su kaynakları olarak götürüsünün orantısal olarak çok altındadır.
- Çok Yem, Çok Nitrojen: Son 50 yılda üç kattan fazla artan et talebini karşılamak için bitki gelişimini hızlandıran nitrojen bazlı gübreler yaygınlaştı. Tarlalarda veya yem üretiminde kullanılan nitrojen, bitki ve hayvanlar tarafından tüketildikten sonra atmosfere geri salınır. Havadaki her nitrojen atomu, yıllar hatta on-yıllar boyunca aktif kalabilmektedir. Nitrojenli bileşikler sera gazı olmalarının yanı sıra asit yağmuru oluşturup ozon tabakasına da zarar verebilmektedir.
- Tropikal Ormanlar: 2015-2020 arasında, yıllık ortalama 10 milyon hektar ormanın insan faaliyetlerinde kullanılmak üzere yok edildiği tahmin edilmekte ve sadece bu, küresel sera gazı emisyonunun %8’ini oluşturmakta. Yeni tarım arazileri yaratmak ise orman katliamının ve buna bağlı orman biyoçeşitliliği kaybının ana nedeni olarak görülüyor. Büyük ölçekli ticari tarım (öncelikle sığır besiciliği ve sığırlar için yem olarak kullanılan soya fasulyesi ve palmiye yağı tarımı), 2000 ve 2010 yılları arasında tropikal orman katlinin %40’ına sebep oldu.
- Çözüm: Besicilik sektörünün zararlarını azaltmak için izlenebilecek yöntemler arasından ilki, beslenme düzenimizde köklü bir değişime gitme. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, küresel olarak et (sığır, koyun, balık vs.) tüketiminin ayda bire düşürülmesi ile vejetaryen bir beslenmeye geçiş durumunda yıllık 6 milyar ton daha az karbondioksit salınımı mümkün. Küresel olarak hayvansal ürün (et, süt, yumurta vs.) tüketimini tamamen bırakarak veganizme geçmemiz durumunda ise yıllık 8 milyar ton daha az karbondioksit ile 2050’de Paris İklim Anlaşması hedefini yakalayabiliriz. Tabi ki eti tamamen bırakmadan çevreye katkılı olmak da mümkün. Harvard Halk Sağlığı Departmanı’na göre, yemek israfını azaltmak, besinlerimizi yerel üreticilerden almak, hayvansal gıdaların içerikleri ve üretilme yöntemleri konusunda bilinçli olmak gibi basit adımlarla da sürdürülebilir beslenmeye katkı sağlayabilir ve hayvansal gıda tüketimimizden kaynaklı karbon ayak izimizi düşürebiliriz.