Hidrojen, eskiden kullandığımız hava gazının vazgeçilmez bir parçası olmasına rağmen günümüzde çoğunlukla endüstride çeşitli kimyasalların üretiminde kullanılmaktadır. Fakat, yakıldığında CO2 yerine zararsız su buharı oluşturması onu iklim değişikliğiyle mücadele tartışmalarının ortasına getirmiştir. Eğer sürdürülebilir yollarla üretilebilirse hidrojen, müthiş bir geri dönüş yaparak gelecekte doğal gazın yerini alabilir.
Normalde renksiz bir gaz olan hidrojen, üretim yöntemine göre farklı renklerle anılmaktadır. Gelin geçmişten geleceğe hidrojenin renklerinin nasıl değiştiğine bakalım.
- Kahverengi: Doğal gazın yaygınlaşmasından önce hidrojen, kömürün (veya Linyit) gazlaştırması sayesinde üretiliyordu. Kömür, az miktarda oksijen ile ısıtıldığında sentez gazı da denilen hidrojen, karbonmonoksit, karbondioksit, su buharı ve metan karışımı bir ürüne dönüşür. Bu karışım hava gazı olarak doğrudan kullanılabileceği gibi, çeşitli tepkimelerle hidrojen oranı zenginleştirilerek kahverengi hidrojen elde edilebilir. Eskiden tüm dünyada yaygın olan bu yöntem günümüzde çevre duyarlılığı az ve ucuz kömüre erişimi olan ülkeler tarafından kullanılıyor.
- Gri: Doğal gazın su buharı ile reformasyonu sayesinde üretilen gri hidrojen, kömür bazlı kahverengi hidrojenden biraz daha çevrecidir. Günümüzde en yaygın hidrojen çeşidi olan gri hidrojen, yine de fosil yakıt kullandığı için CO2 salınımına sebep olup küresel ısınmayı arttırmaktadır.
-
Mavi: Mavi hidrojen, kahverengi ve gri hidrojenin daha çevreci yöntemlerle üretilmesine verilen isimdir. Normalde fosil yakıt kullanımı CO2 salınımlarına sebep olmaktadır fakat karbon yakalama ve depolama teknolojileri sayesinde CO2 atmosfere salınmadan filtrelenerek bertaraf edilebilir. Halihazırda dünyada iki aktif örneği olan bu üretim yöntemi, salınımları %90-95 kadar azaltabilir. Mavi hidrojen doğal gaz kullanımını devam ettirebileceği için özellikle fosil yakıt şirketleri tarafından geleceğin yöntemi olarak desteklenmektedir.
-
Yeşil: Hidrojen üretiminin belki de en saf ve basit şekli suya elektrik vererek bileşiklerine parçalamaktır. Elektroliz adı verilen bu yöntem hidrojen ve oksijen oluşturur. Eğer elektrik, güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilirse oluşan hidrojene yeşil hidrojen denir. Tamamen olgunlaşmış olan bu teknoloji, yenilenebilir elektrik fiyatlarının hala yüksek olmasından ötürü henüz çok yaygınlaşmamıştır.
-
Sarı ve Mor: Yeşil hidrojen genellikle geleceğin en ideal düşük karbonlu seçeneği olarak düşünülmektedir fakat elektroliz yöntemi farklı elektrik kaynaklarıyla da gerçekleştirilebilir. Mor hidrojen, nükleer enerjiden elde edilen elektrikle üretilen hidrojendir. Biraz daha pahalı olmasına rağmen oldukça çevrecidir. Sarı hidrojen ise ortalama şebeke elektriğinden üretilen hidrojendir. Fiyatı ve karbon salınımı şebeke elektriğinin kaynağına göre değişiklik gösterecektir ama mor veya yeşil hidrojen kadar çevreci olamaz.
Hidrojenin enerji sistemlerimizde hava gazı olarak başlayan serüveni yakın geçmişimizde doğal gaz bazlı gri hidrojen olarak devam etmiştir. İlkim kriziyle mücadelede özel bir rolü olabilecek bu gaz gelecekte muhtemelen mavi veya yeşil hidrojen olarak karşımıza çıkacak. Bu hikayede hangi rengin üstün geleceği ise ülkelerin doğal kaynaklarına, politikalarına ve özellikle de önümüzdeki on yılda gerçekleşecek teknolojik gelişmelere bağlı olacak.