Haftanın Gelişmeleri /////////
*Louis Vuitton’un Virgil Abloh tarafından tasarlanan Yaz 2021 kapsül koleksiyonu, rap yıldızı 21 Savage’nin modelliğinde karşımıza çıktı. İlhamını West Cost sanatçılarından ve kaykaycılarından alan koleksiyonda, monogram çiçeği desenine çivit mavisi ve gökkuşağı renkleri eşlik ediyor.
*Gucci bu kez yeni dijital sneaker’ı “Gucci Virtual 25″ ile karşımızda. AR teknolojisi sayesinde kullanıcıların dijital platformlarda giyebileceği “Gucci Virtual 25”, 12 Dolar karşılığında yalnızca Gucci’nin mobil uygulaması üzerinden satın alınabiliyor. Sektörün son inovatif ürünlerinden olan Gucci 25 ile marka, önümüzdeki yıllar içinde moda markalarının gelirlerinin dijital ürünlerden geleceğine inanıyor. Gucci daha önce de Pokémon Go oyunu ile dijital bir işbirliği için kıyafetlerini dijital ortama taşımıştı.
*Pandemi sebebiyle yaklaşık iki aylık bir ertelemenin ardından, Oscar adayları geçtiğimiz günlerde Nick Jonas ve Priyanka Chopra’nın sunuculuğunda açıklandı. Yönetmen koltuğunda David Fincher’ın oturduğu “Mank” filmi 10 adaylıkla başı çektiği listede yüz güldüren sürprizler de var. Nomandland filmi ile en iyi yönetmen kategorisinde aday gösterilen Chloé Zhao bu kategorinin beyaz olmayan ilk kadın yönetmeni olurken, Promising Young Woman filminin yönetmeni Emerald Fennell ise çektiği tek filmle aday olabilmiş ilk kadın yönetmen oldu. Bu yıl tüm kategorilerde büyük bir çekişmeye sahip olacak Oscar Ödülleri 25 Nisan’da Dolby Theatre’da sahiplerini bulacak. Tüm adayları ve kategorileri incelemek için.
*Queen, 50. yılını “Queen: Rock Tour” adını verdiği özel bir mobil oyunla kutluyor. 50. yılını ses getirecek bir konserle kutlamak isteyen Queen’in bu planı pandemi sebebiyle iptal edilmişti. Grup, bu görkemli kutlama yerine konser deneyimlerini “Queen: Rock Tour” mobil oyunuyla telefonlarımıza taşıyor. Temel olarak Gitar Hero ve Rock Band oyunlarına benzeyen Rock Tour’da, Queen hayranları ünlü konser mekanları arasında gezerek, “Bohemian Rhapsody”, “We Will Rock You”, “Radio Ga Ga” ve “We Are The Champions”ın da dahil olduğu 20 ikonik şarkıyı çalabiliyorlar.
Yazarlar/////////Müzik
THE WEEKND, GRAMMY’Yİ BOYKOT EDİYOR
Yiğit Soner
Kronoloji:
Sahne adı The Weeknd olan Abel Tesfaye, Kasım 2019’un başlarında yeni bir albüm üzerinde çalıştığını duyurdu. 24 Kasım’da yayınlanan Mercedes-Benz reklamında “Blinding Lights” şarkısının bir kesitinin ortaya çıkmasıyla beraber albümün etrafında oluşan heyecan artmaya başladı.
27 Kasım 2019’da “After Hours” albümüne giden yoldaki ilk teklisi “Heartless”ı yayımladı. Metro Boomin, Illangelo ve Dre Moon ile birlikte prodüktörlüğünü üstlendiği şarkı, ilk haftasında US Billboard Hot 100 listesine 37 sıradan girdi, ikinci haftasında listenin 1. Sırasında yerini aldı. The Late Show with Stephen Colbert performansı ile gündeme oturan şarkı, 2 gün sonra yerini takipçisi “Blinding Lights”a bıraktı. 29 Kasım 2019’da albümün ikinci teklisi “Blinding Lights” yayımlandı. Max Martin, Oscar Holter, Belly ve DaHeala’nın da katkıda bulunduğu eser, sanatçının şimdiye kadarki en başarılı teklisi. “Blinding Lights”, 2020’nin en başarılı küresel teklisi oldu. 9 Mart 2021 tarihinde ise Hot 100 listesinin ilk 10’unda bir yıl boyunca bulunan ilk şarkı olarak tarihe geçti.
20 Mart 2020 tarihinde beklenen “After Hours” albümü yayımlandı. Albüm, Apple Music tarihinde en çok önden eklenen albüm rekorunu kırdı. 2020’nin en iyi performans gösteren 4. albümü oldu.
24 Kasım 2020 tarihinde Grammy adaylıkları açıklandı. Beyoncé bu sene en çok adaylığı alan sanatçı olarak öne çıkarken, The Weeknd hiçbir kategoride aday gösterilmedi. Sanatçı, adaylıkların açıklanmasının ardından Grammy ödüllerini ve Recording Academy’yi yolsuzluk ile suçladı ve herkese karşı daha şeffaf olmaları gerektiğini söyledi.
Geçtiğimiz hafta ödül töreninden önce sanatçı, bundan sonra plak şirketinin Grammy ödülleri için eserlerini iletmesine izin vermeyeceğini söyledi ve ödül törenini boykot edeceğini bildirdi. Geçtiğimiz yıllarda Frank Ocean ve Drake’de benzer tepkiler göstermişti.
Süreç:
Grammy ödülleri ve adaylıkları; sanatçılar, prodüktörler, şarkı yazarları ve yapımcılardan oluşan anonim bir komitenin oylaması sonucu sahiplerini buluyor. Bir önceki senenin 1 Eylül tarihinden başlayarak o senenin 31 Ağustos tarihine kadar geçen sürede yayınlanmış ve Amerika Birleşik Devletleri’nde genel dağıtımı sağlanmış eserler ödül töreninde yer almaya hak kazanıyor. Deloitte tarafından denetlenen oylama sürecinde, son oylamanın sonucu zarf açılana kadar bilinmiyor.
2021 Grammy ödüllerinden önce görevinden alınan Recording Academy CEO’su Deborah Dugan, Amerika Birleşik Devletleri Eşit İstihdam Hakları Komisyonu’na (U.S. EEOC) Recording Academy’de yaşanan yolsuzluklar ile ilgili şikayette bulundu. Dugan, Recording Academy’de bazı kurul üyelerinin yeterli oy almamalarına rağmen yakın oldukları sanatçıları aday olarak öne çıkarabildiklerini iddia ediyor.
Röportaj ///
İLKER AKSUNGAR İLE SNEAKER KOLEKSİYONERLİĞİ ÜZERİNE
Yiğitcan Genç
Bize biraz senden ve senin dünyandan bahsedebilir misin?
1982 İstanbul doğumluyum, profesyonel olarak yüzme ve su topu yaptıktan sonra spor akademisi okuyup bir süre de antrenörlük yaptım. 2001 yılında DJ’lik yapmaya başladım ve yaklaşık 20 yıldır DJ ve Producer olarak hayatım devam ediyor. Bunun yanında da maalesef tutkulu bir koleksiyonerim, sevdiğim her şey bi noktada aşka dönüşüyor.
Sneaker koleksiyonu yapmaya ne zaman ve nasıl başladın?
Şu an, retro olmuş modellerin ilk çıktığı yıllarda çocukluğunu geçirmiş biriyim. O yıllardan bu yana spor ayakkabılar en büyük tutkum oldu. O zamanlar erişmek ve satın almak inanılmaz zor olduğu için bir ayakkabıyla uzun zaman geçirirdik ve sanırım bu yüzden bir spor ayakkabı koleksiyoneri oldum diyebilirim. Bu tarz olayların küçük yaşlarda yapılamayan ve insanların içinde kalan şeylerin acısını çıkartmak olduğunu düşünüyorum. 96 yılından bu yana biriktiriyorum diyebilirim. 1997 yılında aldığım ve benim için çok önemli bir yer taşıyan Nike Air Max Uptempo halen benimle.
Koleksiyonunda en beğendiğin sneaker hangisi? Bu aralar eklemek istediğin bir parça var mı?
Ayrım yapmayı hiç sevmiyorum ama Sean Wotherspoon Air Max 97′ lerimi çok seviyorum ve benden beklenmeyecek şekilde çok fazla giydim. Bunun sebebi yedekte iki tane daha olması olabilir ama sanırım Levi’s Jordan işbirliğinden ilk çıkan Jordan 4’lere bakmaya kıyamıyorum diyebilirim aşırı seviyorum onları hem fikir olarak hem model olarak efsane. Bu aralar koleksiyonuma katmak istediğim parça Clot x Nike Air Max 1 “Kiss of Death”. Bi’ noktada kavuşabilirsek iyi olur.
Koleksiyonuna bir parça eklerken trendleri mi takip ediyorsun yoksa sadece sevdiğin şeylere mi odaklanıyorsun?
Ben sadece Nike ve Jordan topluyorum. Başka bir markanın koleksiyonuma dahil olma olasılığı Michael Jordan’ın başka bir marka ile anlaşma olasılığı ile aynı oranda. Sevdiğim, hoşuma giden her Nike ve Jordan ayakkabı imkanlar dahilinde koleksiyonumun bir parçası haline gelebiliyor. Trendleri özellikle takip etmiyorum hatta trend olan şeylerden uzaklaşmaya çalışıyorum ama bir süre sonra sevdiğim şeyler bir noktada trend olmuş oluyor. Örnek olarak çok eski bir Dunk fanatiği olarak son zamanlarda Dunk’ların çok popüler olmasından mutlu değilim ulaşmak zorlaşıyor.
Sneaker kültürü son yıllarda ülkemizde büyük kitlelerce benimsenmeye başlandı. Senin bu kültür ile tanışman nasıl gerçekleşti?
Gözümü kapattığımda hatırladığım ilk sahne 1993’de Süreyya Sinemasında Free Willy’yi izlerken başroldeki çocuğun ayağındaki Nike’lar! Sonrasında oluşan Jordan aşkımdan bahsetmeye pek gerek yok sanırım.
Böyle bir kültürün geniş bir kitle tarafından benimsenmeye başlanmasıyla birlikte, “resell” ve “hype” gibi terimler de gelişti. Bu değişen bakış açısı “gerçek” koleksiyoner dediğimiz insanların bu sevdadan vazgeçmesine yol açıyor mu?
Başkası adına konuşamam ancak pek hoşlandığım bir durum olduğunu da söyleyemem, başka modellere yer açmak için takas ve belki satış olayına sıcak olabilirim (ki hiç bir ayakkabımı satmadım) ama bunu meslek haline getirenler benim pek saygıyla karşıladığım kişiler değil. Ama bu tarz bir şeyden dolayı da sevdiğim bir şeyden vazgeçmiyorum tabiiki.
