Novus Yeşil’den herkese merhaba! Bugün 11 Ocak Salı, saat 10:00. Yeni yılın çoşkusunu geride bıraktık ve belki de 2022’nin geçen seneden çok da farklı olmadığının bilincine varmanın hafif burukluğu içerisindeyiz. Son bültenimizde sıra dışı bir formatımız vardı ve bu yüzden önemli gelişmelere yer verememiştik. Hadi şimdi arkanıza yaslanın ve son dört haftada kaçırdığımız kayda değer gelişmelere bir bakalım.
Bu haftanın konuları;
🥤 Plastikler, plastikler ve plastikler
😲 Sibirya sıcakları
🕴️ MÜSİAD’ın manifestosu
🎵 Çevreci müzik
⚰️ Çevreci cenaze
💧🗺️ Yağmur damlası haritası
İyi okumalar,
GELİŞMELER
Müzik: Dünyanın en büyük müzik yapım şirketlerinden bazıları iklim değişikliğine karşı mücadele etmek için “Müzik İklim Anlaşması”na imza attı. Üç büyük şirket – Sony Music Entertainment, Universal Music Group ve Warner Music Group – ile Warp, Ninja Tune, Beggars ve Secretly Groups gibi bağımsız yapım şirketlerinin vardığı anlaşmaya göre her kurum, 2050’de net sıfır salıma ulaşacak bir hedef belirleyecek. Şirketlerin öncelikli amacı sektörün karbon ayak izini hesaplamak ve müzisyenlerinin iklim üzerine kampanyalara katılımlarını sağlamak. Sektör paydaşları ayrıca Spotify gibi yayım şirketleriyle iş birliği yapıp iklimle alakalı tüketici verilerini kullanmaya çalışacak.
Sibirya sıcakları: Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 20 Haziran 2020’de Sibirya‘nın Verkhoyansk kentinde ölçülen 38℃’lik sıcaklığı doğruladı. WMO bu seneki aşırı sıcaklıklara ilişkin açıklamasında ilk kez kuzey kutup dairesine yer verdi. Sibirya’daki 38℃’lik bu sıcaklık, bölgenin haziran ortalaması olan 18℃’nin üzerinde. WMO’nun verilerine göre kutup bölgesi dünyanın geri kalanından iki kat hızlı ısınıyor ve geçen sene Sibirya’da görülen sıcaklar denizlerdeki buzulların büyük miktarda azalmasına sebep oldu.
Mikroplastikler: Fransız Ulusal Araştırma Enstitüsü CNRS’deki bilim insanları, deniz seviyesinden 2.877 metre yüksekteki Fransız Pyrenees bölgesinde bulunan Pic du Midi Gözlemevi’nde havada mikroplastik tespit ettiler. 2017’nin haziran ve ekim ayları arasında haftada 10 bin metreküp havayı inceleyen araştırmacılar, yerleşim yerlerinden uzakta olduğu için “temiz istasyon” diye nitelendirilen bu merkezde dünyanın dört bir yanından gelen mikroplastik tespit etti. Hava akımları incelendiğinde bu plastiklerin bazılarının Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika’dan geldiği, bazılarının ise okyanuslardan havalandığı belirlendi. Mikroplastikler – yarıçapları 5 mm’den küçük – kıyafetlerden, ambalajlardan, araba lastiklerinden kopan ve vücutta birikmesi sonucu sağlığa zarar veren parçacıklar. Bu araştırma, troposfere ulaşan parçaların dünyanın her yerine yayılabileceğini gösteriyor.
Plastik yiyiciler: İlk kez bakterilerin küresel çapta plastik tüketme seviyesini ölçümleyen bir araştırma, doğal ortamlardan toplanan 200 milyon geni inceledi ve 10 farklı plastik türünü ayrıştırabilen 30 bin enzim tespit etti. Araştırmacılar, okyanuslarda plastik kirliliğiyle örtüşen şekilde sığ sularda daha fazla enzim tespit ettiler. Plastik parçalayan enzimlerin %60’ının bilinen enzim kategorilerine ait olmadığı, bu enzimlerin incelenmesi sonucu plastikleri yok etmek için yeni yöntemler geliştirilebileceği düşünülüyor. Genel olarak da tespit edilen enzimler, o bölgelerdeki yerel plastik atık çeşitleriyle örtüşüyor. Yani doğadaki mikroorganizmaların bileşimleri bizim yarattığımız kirliliğe göre adapte oluyor.
Google: Dünyanın en ünlü ve büyük arama motoru Google, her sene internette en çok aranan kavramları açıklıyor. 2021 yılında öne çıkan aramalar arasında etkisini gittikçe daha fazla hissettiren iklim krizi de yer aldı. Şirkete göre “yeşil” ve “daha iyi” bir yaşam öne çıkan kavramlar arasında. Ayrıca “nasıl korunur” ve “sürdürülebilirlik” kavramları da önceki senelere göre artış göstermiş. Çevre sorunlarının etkisini artırması karşısında dünyanın dört bir yanından “iklim değişikliğinin etkileri”nin aratılması da beklenen bir gelişme. Başka ilginç bir gözlem de bu ifadenin iklim değişikliğinden en çok nasibini alan ülkelerden Fiji’de aratılmış olması.
MÜSİAD: Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), aralık ayında düzenlediği Vizyoner ‘21 zirvesinde “İklimi Fark Et” başlığı altında 10 maddelik iklim manifestosunu açıkladı. Bu vesileyle MÜSİAD; yenilenebilir enerjiyi, enerji verimliliğini, döngüsel ekonomiyi, hidrojen kullanımına geçişi, karbon yakalama ve pil teknolojilerini, sanayide su verimliliğini ve sıfır atık politikasını destekledi. MÜSİAD ayrıca Türkiye’de, Avrupa’da olduğu gibi bir Emisyon Ticaret Sistemi kurulması ve ülkemizin iklim diplomasisinde etkin rol oynaması gerektiğini savundu. Küresel gıda israfıyla mücadele ve iklim mülteciliğinin önüne geçilmesi de altı çizilen diğer önemli sorunlar oldu.
Aquamation: 26 Aralık’ta 90 yaşında hayatını kaybeden Güney Afrikalı insan hakları aktivisti ve Anglikan Piskoposu Desmond Tutu’nun cenazesi, geleneksel yakılma yöntemlerinden daha çevreci olduğu düşünülen suyla eritme (aquamation) yöntemiyle yok edildi. Son zamanlarda popülerleşen aquamation yöntemi, su akışı, sıcaklık ve bazik çözeltiler kullanılarak vücuttaki organik maddelerin çözünmesini sağlıyor. Klasik ateşle yakma yöntemine göre %90 daha az enerji harcayan yöntem aynı zamanda %32 daha fazla toz kalıntısı üretiyor. Nobel Barış Ödüllü Tutu vasiyetinde; çevreci, küçük ve mütevazı bir cenaze talep etmişti.
Yeşil teknoloji: İngiliz The Guardian gazetesi iki yıldır yayınladığı teknolojik ürün incelemelerinde sürdürülebilirliğe de yer veriyor. Bu sene hatırı sayılır bazı gelişmeler olsa da markaların üzerine daha çok iş düştüğünü tespit ettiler. Apple’ın iPad’leri ve birçok bilgisayarı, Google’ın Pixel 6 telefonu ve Amazon’un kendi markası olan pek çok cihazı geri dönüştürülmüş plastikten üretiliyor fakat elektronik cihazların çevresel etki raporları oldukça yetersiz. Öte yandan Oppo gibi bazı markalar cihazlara sadece iki-üç yıllık yazılım desteği sunduğu için iyi durumda olan telefonların çöpe atılmasını teşvik ediyor. 2021’de cihazların tamir edilebilirliğinde de bazı gelişmeler yaşandı. Hollanda merkezli Fairphone modüler telefonları sayesinde bu alanda en iyi hizmeti sunarken, Google’ın Surface Laptop’ı da daha iyi bir tamirat olanağı sunuyor. Ne yazık ki piyasanın daha ucuz bazı ürünleri (kulaklıklar ve giyilebilir ürünler) bu konuda oldukça eksik ve pilleri bitince çoğunlukla çöpe atılıyor.
Yağmur damlası haritası: ABD’li Veri Analisti Sam Learner’ın geliştirdiği River Runner programı, dünyanın herhangi bir noktasına bırakılan bir damla yağmur suyunun harita üzerinde seyahatini gösteriyor. Geçen sene ABD için geliştirilen bu program, şu an Türkiye dahil tüm dünyada kullanılabiliyor. Learner’ın bu aracı geliştirmesinin sebebi sadece birkaç santimetre uzağa düşen iki damlanın binlerce kilometre uzaktan okyanusa dökülebilmesi. River Runner sayesinde üç boyutlu olarak suyun akış rotasını takip ederken sol üst taraftaki haritadan da genel olarak nerede olduğunuzu görebiliyorsunuz.