Michelin tarafından “Parisli yemek tutkunlarının sevgilisi” olarak tanımlanan şef David Toutain, yemek yapma vizyonunu ve ilham kaynaklarını anlatıyor.
Seni biraz yakından tanıyabilir miyiz? Mutfağa olan ilgin nasıl başladı?
Dürüst olmak gerekirse, bir arkadaşım şef olmaya karar vermişti. Ben de ondan etkilenerek yemek yapmaya başladım. Bunun eğlenceli olacağını düşündüm ve öyle de oldu.
Kendi mutfağını nasıl tanımlıyorsun, yemeğin senin için anlamı ne?
Mutfağımın cömert ve gurme olmasını aynı zamanda doğadan etkilenmesini amaçladım. Yemeğin benim için anlamı da bu elementlerin bir tabakta toplanması.
Dünya mutfaklarını keşfetmek için uzun bir dünya turuna çıktığını biliyorum. David Toutain bu seyahatte neler öğrendi?
Seyahat etmenin bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Ülkeleri ve kültürleri yemek yolu yemek yoluyla öğrenme ve keşfetme fırsatına sahip olduğum için şanslıyım.
Restoranınızı açarken önceki deneyimlerinizi kullanmak yerine, yerel kültüre uygun bir mutfak oluşturdunuz. Menünüzü oluştururken nelere dikkat ettiniz?
Dikkat ettiğim şey, günün sonunda yaptığımız tabakların ve oluşturduğumuz menünün lezzetli olması. Güzel bir ekiple çalışıyorum ve onlar yanımda olduğu için şanslıyım. Menüyü birlikte oluşturuyoruz, her zaman sürpriz unsurlara ve lezzete dikkat ediyoruz.
Kendi kuşağından örnek aldığın şefler var mı?
Anmam gereken çok fazla isim var. Hepimizin birbirimizden öğrenebileceğini ve birbirimize yardım edebileceğini düşünüyorum.
İki Michelin’in yıldızına sahip olmak nasıl bir duygu?
Michelin ailesinin bir parçası olmak her şef için büyük bir onur. Bu benim için gurur duyulacak en ön önemli şeylerden biri.
Michelin yıldızına sahip olmak üzerinizde baskı mı oluşturuyor, yoksa bu mutfağınızda her şeyin doğru yapıldığının bir kanıtı mı?
Mütevazı kalmak ve işimize odaklanmak mutfağımızın temeli. Mükemmel değiliz ancak mükemmel olmak için zorlamaya devam ediyoruz.
Son olarak, gelecek planların neler? Topraktan tabağa, öze dönme misyonun devam edecek mi?
Tabiat Ana gerçek bir sanatçı olduğunu düşünüyorum. Büyükannem ve büyükbabamın bahçesinde büyüdüm. Toprak her zaman benimle oldu ve ben onu parlatmaya devam edeceğim.