Novus Yeşil’den herkese merhaba! Bugün 22 Mart Salı, saat 10:00. Ne yazık ki Rusya-Ukrayna savaşı hâlâ devam ediyor ve bu çatışmanın çevre, enerji ve sürdürülebilirlik üzerinde büyük etkileri var. Bu hafta biz de hızlı atış şeklinde Rusya olayına bağlı olan ve olmayan önemli gelişmeleri özetliyoruz.
Bu haftanın konuları;
🏃 Rusya’dan kaçış
🚂 Kömüre dönüş
🔴🟡 Galatasaray
🌾 Buğday krizi
🏛️ İklim şurası
🧶 Yeşil yıkama
⚡ EPDK ne düşünüyor?
İyi okumalar,
GELİŞMELER
Galatasaray: Enerjisa Enerji ve Galatasaray yönetiminin yaptıkları anlaşma sonucu, kulübün Nef Stadyumu’nun çatısına güneş panelleri yerleştirildi. 4,1 MW üretim kapasitesi ile bu santal dünyada bir futbol stadyumunun çatısına kurulan en büyük güneş enerjisi sistemi oldu. Paneller, Enerji Performans Modeli adı verilen bir finansman modeliyle kuruldu. Buna göre tesisin 2,3 milyon avroluk yatırım masrafının tamamını Enerjisa üstlendi. Şirket 10 yıl boyunca santrali işletecek ve üretilen elektriği Galatasaray’a satacak. Daha sonra santral kulüp yönetimine devredilecek. Stadın elektrik ihtiyacının %60’ı bu güneş enerjisinden elde edilecek ve her yıl 8.000 ağaç dikilmesine tekabül eden 3250 ton karbondioksit salımı engellenmiş olacak.
Almanya’da kömür: Son yıllarda Almanya, güvenlik endişeleriyle nükleer santrallerini ve iklim değişikliği sebebiyle de kömür santrallerini kapattığı için Rus doğal gazına bağlı hâle gelmişti. 8 Mart’ta Almanya Başkan Yardımcısı Robert Halbeck, katıldığı bir basın toplantısında bunun bir hata olduğunu kabul etti ve tüm ülkenin önceliğinin bu bağımlılığı azaltmak olduğunu söyledi. Halbeck’le beraber konuşan Aşağı Saksonya Enerji Bakanı Olaf Lies ise açıkça Almanya’nın bağımsızlık için kömür santrallerini tekrar ateşlemesi gerektiğini söyledi. İki hafta önce Halbeck, Almanya’nın 30 günlük ihtiyacını karşılayacak kadar bir stratejik rezerv oluşturulacağını açıklamıştı. Almanya’nın hâlihazırda 45 GW kurulu kömür gücü bulunuyor ve bu kapasitenin bir kısmı ihtiyaç durumunda kullanılmak üzere hazır bekletiliyor.
Rus gazı: 8 Mart Salı günü Avrupa Komisyonu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sebebiyle Rus doğal gazı kullanımını 2030’dan çok daha erken bitirmeyi hedefleyen bir program açıkladı. “REPowerEU” adı verilen plana göre bu yılın sonuna kadar Rusya’dan alınan 100 milyar metreküp doğal gazın alternatiflerle değiştirilmesi ve AB’nin gaz depolarının önümüzdeki kıştan önce %90 doldurulması öngörülüyor. Planın bir diğer ayağı ise sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG), hidrojen ve yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak. Bunun için blok ülkelerinin yasal izin süreçlerini basitleştirmeleri ve kısa vadede enerji faturalarında aşırı artışları engellemek için geçici fiyat sınırlamaları getirmeleri tavsiye ediliyor.
Yeşil moda: İngiltere’de Rekabet ve Piyasalar Otoritesi (RPO) yeşil ve çevreci olduğunu iddia edip bunu kanıtlayamayan giyim şirketlerinin isimlerini afişe edeceğini duyurdu. Yeşil yıkama olarak da bilinen bu durum, müşterilerin kandırılarak daha fazla para ödemelerine ve sürdürülebilirlik adına atılan adımlara güven kaybetmelerine sebep oluyor. Bu sebeple RPO, moda sektöründen başlayarak tek tek farklı alanlarda ortaya atılan “çevreci”, “ekolojik” ve “yeşil” gibi etiketleri takip edecek. Yanıltıcı olan şirketler gönüllü olarak kendilerini düzeltmezse yargı yolunun da açık olduğu belirtiliyor. Hâlihazırda İngiltere’de, başka pek çok ülkede olduğu gibi, ürünlerin yeşil olarak etiketlenmesini denetleyen kanunlar bulunmuyor.
Buğday: ABD’nin en çok buğday üretilen eyaleti Kansas’da ekim ayından beri yağış olmadığından şiddetli bir kuraklık yaşanıyor. Özellikle ekmeklik un üretiminde kullanılan ve ABD’nin tüm buğday üretiminin yarısını oluşturan kış buğdayının sonbaharda ekilip kışın uygun nemli ortamda beklemesi gerekiyor. Kansas’la beraber Teksas ve Oklahoma’nın da yarısından fazlasını etkileyen kuraklık, 2018’den beri yaşanan en kötü kuraklık olarak nitelendiriliyor. Rusya ve Ukrayna gibi büyük buğday üreticilerinin savaşı sebebiyle küresel piyasalarda buğday son 14 yılın zirvesine çıktı. Öte yandan önemli bir tahıl üreticisi olan Çin’de de aşırı yağışlara bağlı verimsizlik bekleniyor. Bu koşullar ABD’li buğday üreticilerinin ön satış anlaşması yapmasını engelliyor ve küresel gıda enflasyonunun artmasını sağlıyor.
AB Karbon Vergisi: Bir süredir Avrupa’da tartışılan Karbon Sınırı Düzenleme Mekanizmasının (KSDM) detayları mutabakata varılması sonucunda Avrupa Konseyi tarafından açıklandı. 1 Ocak 2023’de devreye alınacak sistemle AB’ye çimento, alüminyum, gübre, elektrik ile demir ve çelik ürünlerinin ithalatında bu ürünlerin karbon ayak izi kadar vergi ödenmesi gerekecek. Konsey, KSDM’nin kapsamını 2026’nın başında genişletebilecek. KSDM, 150 avronun altındaki ürünlere ve İzlanda, Liechtenstein, İsviçre ve Norveç’ten gelen ürünlere uygulanmayacak. Konsey ayrıca KSDM’dan bağımsız olarak karbon fiyatlandırma politikalarının tartışılmasını teşvik etmek için bir iklim kulübü kurmayı öneriyor.
İklim şurası: 21-25 Şubat tarihlerinde Konya’da düzenlenen iklim şurasında yedi komisyonun çalışmaları sonucu ortaya çıkan 76’sı öncelikli olmak üzere 217 maddelik tavsiye karar kabul edildi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sonuç bildirgesinin Cumhurbaşkanı tarafından açıklanacağını söyledi. Öte yandan pek çok STK, bu maddelerin çok zayıf olduğundan ve komisyondan oy çokluğuyla çıkan bazı maddelerin yönetim tarafından iptal edildiğinden şikayet etti. Şurada en çok eleştirilen konuların başında kömür ve diğer fosil yakıtlara verilen teşviklerin sonlandırılmaması ve fosil yakıtlardan çıkışın öngörülmemesi geliyor.
EPDK: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), yaptığı yazılı açıklamada artan enerji fiyatları karşısında arz güvenliğini sağlamak ve fiyatların tüketiciye olan etkilerini azaltmak için serbest piyasa koşulları içerisinde altı ay gibi bir süre içerisinde bir düzenleme yapılabileceğini belirtti. Açıklamada fiyat artışları uluslararası piyasalara bağlandı. EPDK, normal koşullarda Türkiye’de çeşitli elektrik üretme yöntemlerinin maliyetlerinin yakın olduğunu, fakat mevcut koşullarda kömür ve doğal gazdan üretilen elektriğin yenilenebilir enerjiye göre çok pahalandığını söyledi. Bu durumda uluslararası piyasalardan etkilenmeyen bu üretim tesislerinin aşırı kar elde ettiği ifade edildi ve bu konuda bir düzenleme yapılabileceğinin sinyali verildi.