Dünya değişiyor. Her ne kadar alışılagelmiş bir cümle olsa da, eylül ayında dünyanın dört bir yanında gerçekleşen seçimlerde alınan sonuçlar seçmenlerin ortak bazı talepleri olduğuna işaret ediyor. 26 Eylül Pazar günü gerçekleşecek Almanya genel seçimleri ile beraber bu ay Norveç, Rusya ve Kanada’da genel seçimler gerçekleşti. Rusya’ya dair durum ve anketler mevcut iktidarın devam edeceğini gösterse de Norveç ve Kanada seçimlerinin sonucu son güne kadar gizemini korudu ve Almanya için 23 Eylül 2021 itibarıyla hala koruyor.
Sonuçlar ise aynı yönü işaret ediyor: Norveç’te mevcut muhafazakâr iktidar yerini sosyal demokratlara bırakırken büyük ihtimalle Almanya’da da genel seçimler aynı şekilde sonuçlanacak. Kanada’da çok zor bir seçime rağmen progresifler pozisyonlarını korudu ve Rusya’da komünistler tarihi bir kazanım elde etti.
Geçtiğimiz on yıla darbe vuran popülizm ve merkez sağ hareketleri bir nebze de olsa yavaşlamış görünüyor. Peki, bu neden oldu ve önümüzdeki seçimlerde bizi neler bekliyor?
Farklı ama Aynı
Norveç, Almanya, Kanada ve Rusya. Bambaşka dinamiklere sahip, bambaşka ülkeler. Fakat 2021 Eylül ayında yaşanan seçimleri ve bu sonuçlara nasıl gelindiğini ülke bazında incelemek, aslında ortak bazı noktaların olduğunun da işaretçisi olacak.
- Norveç: Önceki hafta paylaştığımız Politika Bülteni’nde de bahsettiğimiz üzere Norveç seçimlerini sosyal demokratlar kazanarak iktidardaki muhafazakârların görevine son verdi. Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Norveç’te gerçekleşen seçim, ülkenin kuvvetli petrol sanayisi ve bu sektörün geleceği üzerine tartışmalar ekseninde gerçekleşti. İklim değişikliğinin darbe vurduğu tartışmalarda daha makul kararları daha hızlı bir şekilde almayı hedefleyen sosyal demokratlar seçimi kazandı.
- Kanada: İktidarın Kanada tarihine göre aslında pek de alışılmamış bir isteği ile erken seçime giden Kanada halkı, son haftalara kadar iktidardaki progresif partiyi cezalandırmaya hazır gibi duruyordu. Türkiye’de de son derece ünlü olan Kanada Başbakanı Justin Trudeau için işler hiç de iyi gitmezken muhafazakâr partinin kalesi Alberta eyaletinde Covid-19 salgının son iki yılın en yüksek seviyesine erişmesi ile işler bir anda tersine döndü. Zira muhafazakâr parti, Covid-19 yasakları ve aşı zorunluluğuna pek de sıcak bakan bir oluşum değil. Uzmanlar Alberta’nın Covid-19 ile çalkalanmasının halkı temkinli sulara ikna ettiğini ve yeniden Trudeau’ya başbakanlık yolunu açtığını belirtiyor.
- Rusya: Rusya da, her ne kadar hile ve usulsüzlüklerle adı anılsa bile, geçtiğimiz hafta genel seçimlerini gerçekleştirdi. Bir çok muhalif parti ve siyasetçinin muhtelif sebeplerle seçime girmesinin engellendiği ve katılım oranının %52’de kaldığı Rusya 2021 Genel Seçimleri’nde her şeye rağmen kayda değer sonuçlar ortaya çıktı: Putin’in partisinin oyunun %10’a yakın düşmesi ve komünistlerin oy oranını 1,5 katına katlaması. Uzmanlar, komünistlerin yükselişini ülkede giderek artan sosyal adaletsizlik ve ekonomik sorunlara bağlıyor.
- Almanya: Yine geçtiğimiz hafta yayımlanan bültende bahsettiğimiz üzere 26 Eylül Pazar günü gerçekleşecek Almanya genel seçimlerinde de sosyal demokratlar ve yeşiller darbe vuracak gibi duruyor. İklim krizi ve sosyal eşitsizlik konularının seçimin gündeminde olduğu ve seçmenlerin, partilerin bu konulardaki söylemlerine dikkat ettiği vurgulanıyor.
Geçtiğimiz hafta yayımlanan bültenin üzerine yaşanan birkaç gelişmeyi eklemek gerek: Sosyal demokratlarla yakın ilişkileri olan komünistlerin üçlü koalisyon sayesinde (sosyal demokratlar / yeşiller / komünistler) iktidar ortağı olma ihtimalinin hiç de az olmamasının merkeze yakın çevreler için korkutucu olduğu belirtiliyor. Bu sebeple 18 Eylül tarihli bülten hazırlanırken sosyal demokratlar ve muhafazakârlar arasında 6-8 puan fark görünürken bu fark şu an 4-6 puana inmiş durumda, yeşiller ve komünistlerin oy oranları ise sabit.