Pandemi ile gıda sektöründe başlayan kriz, yemek sipariş uygulamaları için büyük bir fırsata dönüştü. Teslimat uygulamaları büyük yükselişler gösterirken pek çok kişiye de istihdam sağladı ancak şimdi de akıllarda tek bir soru var: bu yükselişi pandemi sonrası da koruyabilecekler mi?
Koronavirüs pandemisi sırasında daha fazla kişi paket ve yiyecek sipariş ettikçe, teslimat uygulamaları da hem işletme sahipleri hem de müşterileri için daha önemli bir hale geldi. Günümüzde müşteriler, geleneksel yöntemlerle alışveriş yapma konusunda tereddüt ediyor. Bu durum ise çevrim içi siparişlerin günlük toplam sayısında bir artışa neden oldu.
Yine de teslimatlardaki artışın ne kadar süreceği ve uzun vadede gıda dağıtım uygulamalarının mali başarısı için ne anlama geldiği henüz belirsiz. Şirketler işlerinde bir artış görürken, maliyetleri herhangi bir sürekli kar için çok yüksek. Restoranlar ve sürücüler gibi dahil olan diğer paydaşlar, şirketlerin gelirlerinden adil paylarını almak istiyorlar. Ancak yine kısa vadede, birçok restoranın uygulamalar üzerinden teslimattan başka seçeneği yok. 2 bin 500 tüketicinin katıldığı bir Cowen & Co. anketi, tüketicilerin %52’sinin, yasakların kalkmasından sonra bile restoran ve barlardan uzak duracaklarını gösterdi. MKM Partners analistlerinin bildirdiğine göre ise “Restoranlar teslimat platformlarından başka yaşam çizgileri olmayan korkunç bir sürece giriyor.”
Edison Trends’e göre bu trend, %50 pazar payıyla ABD endüstri lideri DoorDash’e ve diğer büyük oyunculara fayda sağlayacak. DoorDash, 2020 izahnamesinde, yılın ilk dokuz ayındaki 543 milyon toplam siparişinin, bir önceki dönemdeki 181 milyon siparişe kıyasla üç katına çıktığını söyledi.
Komisyon
Teslimat uygulamalarının çoğu, pandemi sırasında kendilerini restoran endüstrisinin kurtarıcıları olarak gördüler ancak bu durum pek de doğru olmayabilir. Bu uygulamalar, salgın sırasında daha önce paket servisi olmayan veya teslimat yapmayan restoranlara salgın sırasında çalışmaya devam etmenin bir yolunu sunarken, komisyon ücretleri bazı restoranların hizmet dışı kalmasına neden oldu. Teslimat uygulamaları bazen siparişin %40’ına kadar komisyon alıyor ve bu, eğer devam etmek istiyorlarsa başka bir seçeneğe sahip olduklarını düşünmeyen restoran sahipleri için büyük bir masraf anlamına geliyor.
İşçi hakları
Bu süreçte yüzbinlerce kişi de yemek dağıtım uygulamaları için çalışmaya yöneldi. Ancak teslimat şoförlerinin zaten zor ve belirsiz olan çalışma koşulları daha da kötüleşti. Özellikle vakalardaki son artış, günde yüzlerce kişiye teslimatı daha riskli hale getirdi. Sürücüler ayrıca sağlık sigortalarının olmamasından ve düzenli maaş alamamaktan da şikayetçi. Sektörde artan rekabet koşulları ise mali zorlukları artırıyor. Yalnızca Uber, pandeminin başından bu yana sadece New York’da 36 bin kurye işe aldığını ifade ediyor. Uber’in teslimat hizmeti, geçen yılın aynı dönemindeki 645 milyon dolara kıyasla temmuz ve eylül arasında ABD çapında 1,45 milyar dolarlık satış getirdi.
Öngörüler
Her ne kadar teslimat uygulamaları bu zor dönemde büyük bir çıkış yakalasa da pandemi sonrası öngörüler, uygulamaların gerekli yasal düzenlemeler yapılmaksızın ilerleyişini mümkün göstermiyor. Harvard Business School’da doçent olan Scott Duke Kominers ise bu geleceğe dair “İnsanlar, dağıtım hizmetleri yoluyla yiyecek ve diğer ürünleri sipariş etmeye çok alıştılar. Elbette, bir şeyleri şahsen yapmak güvenli olduğunda bunların bir kısmı azalacak ancak yeni alışkanlık oluşumu güçlüdür.” ifadesinde bulunuyor.