Moda dünyasında şu sıralar en moda kelime sürdürülebilirlik. Öyle bir konsept ki tarz, konfor, dayanıklılık gibi giyim kuşamın olmazsa olmazları ile birlikte anılıyor. Tüketiciler giyim kuşamları ile dünyada bir fark yarattıklarının farkında. Endüstriyel atıkların yol açtığı su kirliliğinin %20’sinden, sera gazı emisyonlarının ise en az %8’inden sorumlu olduğu bilinen “hızlı moda” ise her geçen gün sempati puanı kaybediyor. Hâl böyle olunca, moda markaları da kıyafetlerin tasarım, üretim, satış ve geri dönüşüm süreçlerindeki planlarını yeniden kurguluyor.
Nike
Japonya ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Gelişme Hedeflerinin (SDG) gerçekleşmesi kapsamında Tokyo 2021 Oyunları’nda operasyonel elektrik ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan giderilmesine karar vermişti. Ayrıca, mekânlarda yağmur suyunun geri dönüştürülmüş kullanımı sağlanacak. SDG vizyonunu iyi okuyan Nike da sürdürülebilirlik ile anılmak için başladığı “sıfır karbon ve sıfır atık” çalışmaları kapsamında olimpiyat oyunlarında %100 geri dönüştürülmüş naylon ve polyesterden üretilen performans ürünleriyle görücüye çıkacak.
H&M
Hızlı modanın bir diğer kalesi H&M, pop yıldızı Billie Eilish ile iş birliğine giderek tamamen vegan ve sürdürülebilir malzemelerden 16 parçalık bir koleksiyon üretmişti. Öte yandan “kapalı döngü” stratejisi kapsamında tüketicilerin çöpe atacağı kıyafetlerin geri dönüştürülmesini veya tekrar kullanılmasını hedefleyen İsveç merkezli firma, geri dönüştür modeli sürdürülebilirliği iş stratejisine entegre etmeye çalışıyor.
Inditex
26 milyar avro cirolu İspanya merkezli hazır giyim devi Inditex’in koleksiyonlarında kullandığı kumaşlar 2025’e kadar %100 sürdürülebilir olacak. Zara, Massimo Dutti ve Pull & Bear’ın çatı firması; genel merkezler, fabrikalar ve mağazalarda tüketilen enerjinin %80’inin yenilenebilir kaynaklardan sağlanacağını ve tesislerin sıfır atık üreteceğini açıkladı. Fakat hızlı moda endüstrisinin, bu girişimlerinin “göstermelik” olduğu da öne sürülmüyor değil…
Tüketicinin rolü
Biz dünyalılar her yıl yaklaşık 80 milyar yeni kıyafet satın alıyoruz – bu sayının 2000’lerin başında 20 milyar civarı olduğunu belirtmekte fayda var. Dünyanın en büyük üçüncü sektörü, yarattığı bu talebi karşılamaya çalışırken ürünlerde kimyasal kullanımı, endüstriyel atık ve su kirliliği sorunları hız kazanıyor. Dolayısıyla, sürdürülebilir moda endüstrisinin yaratılmasında tüketicilere büyük rol düşüyor. Etik moda girişimleri de bu noktada devreye giriyor.
Ayrıca: Fashion Revolution’un 2020 Moda Şeffaflık Endeksi ile en büyük 200 hazır giyim markasının tedarikçileri, tedarik zinciri politikaları, uygulamalarının sosyal ve çevresel etkileri hakkında ne kadar şeffaf olduklarına göz atabilirsiniz.