Herkese merhaba!
Ağustosla birlikte yaz da bitiyor. Bu beni üzüyor ancak bu yıl sıcaklardan bunaldığımı ve ormanlarımızın durumunun içimi ne kadar acıttığını hatırlayarak Eylül’e hoşgeldin demeye hazırlanıyorum. Apple’ın çocuk istismarı (CSAM) karşıtı sistemini tanıtmasının üzerinden de haftalar geçti. Ancak bu yeni sistemle çalkalanan dünya teknoloji suları durulmuyor, hatta bulanmaya devam ediyor. Bugünkü bültende bu sisteme uluslararası 90 küsur kuruluştan Princeton araştırma görevlileri ve Alman siyasetçilere kadar birçok yerden gelen tepkileri okuyacaksınız.
Dün, Tim Cook CEO görevindeki 10’uncu yılını doldurdu. Bugün de biz Cook döneminin nasıl başladığını, Cook liderliğinde geliştirilen Apple ürünlerini, şirketin kırdığı rekorları ve tabii kendisinin özel hayatının mahremiyetine dair verdiği o tek tavizi aktarıyoruz.
Haberler bununla sınırlı değil. Google da Apple gibi kendi çiplerini üretmeye karar verdi. Twitter, eksikliğini uzun süredir hissettiğimiz çok basit bir özelliğin gelişini duyurdu. Japonya’nın ilk ticari kuantum bilgisayarından Spotify’ın yeni podcast modeline birçok gelişme aşağıda. Bu bültendeki köşesinde ise Çağla Bayrak bizler için TCMB’nin basit ama Türkiye’deki FinTech’i etkileyecek tebliğini inceliyor.
Keyifli okumalar diliyorum!
Ata 🦁 ☀️
GELİŞMELER
Google, kendi işlemcisini üreten teknoloji devleri arasında yerini alıyor. Şirket, Pixel 6’dan itibaren yeni ve kendi üretimi olan Tensor çipleri kullanacak.
Pixel cihazlar şimdiye dek Qualcomm’un ürettiği çipleri kullanıyordu. Bu sonbaharda piyasaya sürülmesini beklediğimiz Pixel 6, Google’ın kendi çipini kullanan ilk telefonu olacak.
Twitter, uzun zamandır talep edilen bir özelliğin yakın zamanda kullanıcılara sunulacağını müjdeledi. Birkaç hafta içinde gelecek güncellemeyle birlikte artık bir Tweet’i paylaşırken tek seferde birden çok kişiyi seçmek mümkün olacak.
Çok basit bir özellik gibi görünse ve Instagram gibi uygulamalarda bulunsa da Twitter uzun zamandır kullanıcıların bir Tweet’i tek seferde ayrı konuşmalara göndermesine izin vermiyordu. Tweet paylaşırken seçilen kişiler bir grup konuşmasında toplanıyordu.
Dün, Tim Cook’un Apple CEO’su oluşunun tam 10’uncu yıl dönümüydü. 24 Ağustos 2011 günü Steve Jobs, ölmeden iki ay önce görevinden istifa etmiş ve yerine daha evvel COO’luk ve Jobs’un tedavi sürecinde geçici CEO’luk da yapmış olan Tim Cook’un geçeceğini açıklamıştı.
Uzun yıllar Apple’da çalışan Cook’un CEO olarak ilk önemli icraatı, 4 Ekim 2011’de düzenlenen etkinlikte iPhone 4S’in tanıtımı oldu. Cook bundan tam 24 saat sonra, 5 Ekim 2011’de ise daha önce karaciğerinin bir parçasını vermeyi dahi teklif ettiği yakın arkadaşı Jobs’un ölüm haberini aldı. O gün Apple kampüsünde Cook’un talimatıyla tüm bayraklar yarıya indirildi. Apple çalışanları ve sevenleri, Jobs’un yasını tuttu; dünyanın tüm Apple Store’ları çiçek ve mumlarla doldu.
Apple, Jobs’un kaybının ardından Cook’un yönetimi altında iPhone’ları yeni tasarımlarla güncellemeye devam etti. Cook’un yönetimi altında çıkan ilk yeni Apple cihazı ise 9 Eylül 2014’te tanıtılan Apple Watch oldu. Akıllı aksesuarın başarısının ardından şirket Cook yönetimi altında AirPods ve HomePod gibi yeni cihazlar ve Apple Music, TV+ gibi yeni hizmetler tanıttı. Göreve geldiğinde Jobs’un yerini doldurup dolduramayacağına şüpheyle bakılan Cook, 2018’e gelindiğinde çalışma arkadaşlarının da desteğiyle Apple’ı dünyanın ilk trilyon dolar değerlemeli şirketi yapmayı başardı. 2020’ye gelindiğinde ise Cook’un yönetimindeki Apple’ın piyasa değeri 2 trilyon doları geçmişti.
Diğer teknoloji devi yöneticilerinden çok daha mütevazı bir yaşam sürdüren Cook’un özel hayatı hakkında ise hemen hemen hiçbir detayı bilmiyoruz. Sessiz ve sakin bir yaşam sürmeyi hareketli ve göz önünde bir yaşama tercih ettiğini belirten Cook, bu prensibini bugüne kadar yalnızca bir kez bozdu. Başarılı CEO, Bloomberg Technology’de doğrudan kendisinin kaleme aldığı bir metinde mahremiyetin kendisi için ne kadar önemli olduğunu okuyuculara aktardıktan sonra bundan bir kereye mahsus taviz vermenin önemli olduğuna karar verdiğini belirterek eşcinsel olduğunu açıkladı.
“Apple’ın CEO’sunun eşcinsel olduğunu duymak, kim olduğuyla uzlaşmaya çalışan birine yardımcı olacaksa, kendini çok yalnız hisseden birini rahatlatacak yahut insanlara eşitlik taleplerinde ısrar etmeleri için ilham verecekse, o zaman bu, kendi mahremiyetimden taviz vermeye değer.” – Tim Cook, 30 Ekim 2014
1 Kasım 1960 doğumlu olan Tim Cook, bugün 60 yaşında ve 10 başarılı yılın ardından hâlâ Apple’ın baş yöneticisi.
Spotify, Nisan 2021’de testlerine başladığı podcast abonelik sistemini geçtiğimiz gün ABD’li tüm içerik üreticileri için kullanıma sundu.
Ücretli podcast sistemi, 15 Eylül 2021’de dünyanın tüm podcast üreticilerinin kullanımına sunulacak.
Türkiye’de ve dünyada teknoloji alanında iyi bir ivme yakalayan Xiaomi, “Mi” marka ismini piyasadan çekiyor. Şirket bundan böyle üst seviye cihazları için “Xiaomi”, gençlere yönelik uygun fiyatlı cihazları için de “Redmi” ismini kullanacak.
Japonya’nın ticari amaçlı ilk kuantum bilgisayarı, IBM ve Tokyo Üniversitesi işbirliği ile kullanıma sunuldu.
Bilim ve teknoloji meraklısı okurlarımızı konunun önemini idrak etmek veya yalnızca hafıza tazelemek için Stanford Üniversitesi ve IBM’de kuantum teknolojileri alanında çalışan yazarımız Meltem Tolunay’ın kuantum üstünlüğü, Türkiye’nin kaçırmaması gereken son tren ve kuantum bilgisayarların temel birimi kübitler hakkındaki yazılarını okumaya davet ediyoruz.
Teknoloji dünyası, Apple’ın çocuk istismarına karşı geliştirdiğini ve iOS 15’te kullanmaya başlayacağını açıkladığı sistemi tartışmaya devam ediyor. Konuyu ilk kez bu satırları okurken öğrenen okuyucularımız, bu sistemin detaylarını ve neden olağanüstü bir tartışmaya yol açtığını öğrenmek için geçtiğimiz bültende Ata Aydın Uslu’nun kaleme aldığı Apple’ın Sınavı isimli köşe yazısını okuyabilirler.
Princeton Üniversitesi’nden Jonathan Mayer ve Anunay Kulshrestha, Washington Post’ta kaleme aldıkları yazıda “daha evvel çocuk istismarına karşı benzer bir sistemi kendilerinin de geliştirdiğini, ancak geliştirme sürecinde fark ettikleri ihtimallerin ardından normalde pek rastlanmayan bir şey yaparak kendi sistemlerinin kullanımına ve tehlikelerine karşı halkı uyarmak zorunda hissettiklerini” belirttiler ve Apple’ı bu sistemi kullanmamaya davet ettiler.
Gelen yeni tepkiler bununla sınırlı değil. 90 küsur uluslararası kuruluşun yer aldığı bir koalisyon, 19 Ağustos’ta doğrudan Tim Cook’a hitaben bir açık mektup kaleme aldı ve Apple’ın bu sistemi kullanmaktan vazgeçmesini talep etti. Ancak Cook’un geçtiğimiz günlerde aldığı tek mektup bu değildi. Alman Federal Meclisi üyesi ve Hür Demokratik Parti (FDP) dijital politikalar sözcüsü Manuel Höferlin, Tim Cook’a hitaben kaleme aldığı mektupta Apple’ın mahremiyet alanındaki çalışmalarını takdirle takip ettiğini, ancak geliştirilen bu sistemin ileride hükümetler ve art niyetli kişilerce birçok kötüye kullanım ihtimali barındırdığını, bunun özellikle de demokratik Batı ülkelerinde yaşamayanlar için hayatlarını tehdit edecek kadar kötü senaryolara yol açacağını belirtti.
IBAN’da değişiklik
FinTech, genel bir bakış açısıyla teknolojinin yardımıyla bireyleri daha kolay ve yenilikçi yollarla finansal hizmetlerle buluşturmayı ifade eden bir kavram. Bu çerçevede Türkiye, hem genç neslin uygulamaları kabullenme hızı hem de güçlü bankacılık sektörü göz önüne alındığında FinTech alanında gelişen ve ilgi çekici bir ülke. Bu ekosistemin büyümesinin önündeyse uzun sürede edinilmiş müşteri alışkanlıklarından düzenleyicilerin katılığına kadar birçok etken bulunuyor.
Geçtiğimiz günlerde bu alanda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın yayımladığı tebliğ ile önemli bir gelişme yaşandı. IBAN (Uluslararası Banka Hesap Numarası) oluşturulurken sahip olunması zorunlu bir alan olan “Banka Kodu” alanı, “Ödeme Hizmeti Sağlayıcı” olarak değiştirildi. Peki bu basit görünen değişiklik, FinTech ekosistemindeki banka veya diğer ödeme sistemi kullanıcılarının hayatında ne değiştirecek?
Öncelikle, IBAN aslında ilgili hesap numaralarının uluslararası bir standart ile belirlendiği “müşteri hesap numarası”dır ve uluslararası para transferi işlemlerinin daha rahat ve az maliyetle gerçekleştirilmesini sağlar. Bu tebliğ yayımlanmadan önce, “banka” olmayan ödeme hizmeti sağlayıcıları yalnızca anlaşmalı oldukları bankaların kodları aracılığıyla IBAN oluşturabiliyorlardı. Bu tebliğle birlikte ise ödeme hizmeti sağlayıcıları Merkez Bankası tarafından belirlenecek kodlar aracılığıyla kendi IBAN’larını tanımlayabilecekler. Bu sayede hem ödeme hizmeti sağlayıcıları ve elektronik para hizmetlerinin uluslararası para hizmetleriyle entegrasyonu önündeki büyük engellerden biri kalkmış oldu hem de kullanıcıların uluslararası alanda para yönetim işlemlerini hızlı ve kolay yapabilmelerinin önü açıldı.
IBAN’lara yönelik yapılan bu değişiklik, FinTech ekosistemini düzenleyen farklı kurallarda da değişikliklere gidilir mi ve kurallar daha esnek hale getirilerek sektörün büyümesi desteklenebilir mi sorularını da akla getirdi. Zira bu düzenlemelerin birçoğu yeni çağın önemli alanlarından kripto para ve blok-zincir teknolojilerine de etki ediyor.