ÖNERİLER

3 Nisan 2022: Bir Pazar İki Seçim

Geçtiğimiz hafta Avrupa'nın iki ülkesinde gerçekleşen genel seçimler iki ülkede de mevcut iktidarın devam etmesi ile sonuçlandı.

Gözden Kaçan Güney: Ukrayna Savaşı Işığında Güney Amerika Ülkelerine Bakış

Ukrayna savaşının başlamasıyla beraber birçok ülke son derece ilgi çekici pozisyonlar almaya başladı. Güney Amerika'da bulunan ve yıllardır Rusya ile yakınlıklarıyla bilinen bazı ülkeler de bu listede kendine yer buluyor.

Fotoğraflarla Ukrayna-Rusya Savaşı

Son bir haftadır dünyanın gündemini haklı olarak işgal eden Ukrayna-Rusya savaşına dair çok sayıda profesyonel ve amatör fotoğraf gün yüzüne çıktı.

Ukrayna Krizinin Çin ve Türkiye’ye Etkileri

Geçtiğimiz hafta Rusya'nın açıklamaları ve eylemleri ile birlikte Ukrayna Krizi yeni bir boyuta taşındı. Peki, Ukrayna ve Rusya arasında yaşanacak çatışmalar ve Ukrayna'nın stabilizasyonunu kaybetme ihtimali çevre ülkeler için ne anlama geliyor?

Covid-19 Salgınında Doğu-Batı Ayrımı

Covid-19 salgının belki de son evrelerinden birine girdiğimiz bu dönemde Asya ve Batı ülkeleri arasında önemli farklılıklar ortaya çıkmaya başladı.

DOSYA: Dünyanın Gözü Rusya’da

Kripto düzenlemeleri, doğal gaz açıklamaları ve tabii ki giderek ciddileşen Ukrayna süreci: Geçtiğimiz hafta Rusya kanadından çok önemli açıklamalar paylaşıldı.

Teknolojinin Austin’e Göçü 

2020 yılından başlayarak ABD'nin Kaliforniya ve özellikle San Fransisco merkezli şirketleri takip edildiğinde önemli bir trend göze çarpacaktır: Çok sayıda şirketin Teksas eyaletine göçü. Peki bu neden gerçekleşiyor?

Oyun Sektöründe Global Yarış 

Geçtiğimiz hafta açıklanan dev satış, bir anda tüm dünyanın gündemine oturdu. Oyun sektörü ile doğrudan ilgilenmeyen insanların bile önemini fark ettiği bu satış, Call...

2022’de Takip Edilecek Seçimler

2022, çok sayıda önemli seçime ev sahipliği yapacak gibi duruyor. Biz de bu seçimlerin bazılarını detaylı bir şekilde inceleyip, olası sonuçları elden geçiriyoruz.

12 Ay 12 Olay

2021 yılının bitimi için artık saat saymaya başladık. Biz de Politika Bülteni olarak pek az kişinin keyif aldığı, bir değil de 10 yılmışçasına uzun süren bu ilginç yıla son bir kez dönüp bakmak istedik!

Uluslararası Vergi Reformu Dosyası

Date

Man Adası, Bermuda, Cayman Adaları gibi ada-ülkeler zaman zaman her toplumda gündeme gelen yolsuzluk skandalları ile karşımıza çıkıyor. Bunun sebebi bu ülkelerin gözde tatil merkezleri olmalarından ziyade, ülkesinde ofisi olan şirketlere sağladıkları vergi indirimleri. Her yıl çeşitli sektörlerden elde edilen milyarlarca doların usulsüz bir biçimde vergilendiril(me)diği bu ülkelerin arasında her ne kadar medyada kendine genişçe yer bulamasa da İrlanda, Malta, Hollanda, Lüksemburg ve Singapur gibi ekonomik hacmi daha gelişmiş ülkeler de yer alıyor. Örneğin geçtiğimiz yıllarda yayımlanan bir rapora göre İrlanda’da kurumlar vergisi %12,5 olarak belirlenirken, bu oran fikri mülkiyet hakkıyla korunan değerler için %6’ya kadar inebiliyor.  Benzer bir durum Malta ve Hollanda için de geçerli. Singapur ise yabancı şirketlere uyguladığı %8 vergi oranı ile yüzlerce çok uluslu şirketin Asya operasyonlarını yürütmek için seçtiği ülke konumunda.

Bu durum ve yarattığı sorunlar başta G-7 ülkeleri ve IMF, Birleşmiş Milletler gibi çeşitli uluslararası kuruluşların uzun bir süredir ajandasında. 2021 yazının uluslararası vergi hukukunda son 100 yılda yaşanacak en önemli olaylardan birine tanıklık etmesi bekleniyor. Haziran ayının ikinci haftasında gerçekleştirilecek olan G-7 toplantısında çıkacak bir karar ile uluslararası kurumlar vergisinin ilk aşamasının tamamlanması işten bile değil.

Fakat öncelikle bu aşamaya neden gelindiğini ve uluslararası toplumun neleri konuştuğunu incelemek gerekiyor.

Sorun tam olarak ne?
Özellikle Karayip ülkeleri (Bermuda, Cayman Adaları ve İngiliz Virgin adaları. Bu ülkeler yurtdışı sihirbazlık üçgeni olarak da biliniyor) aracılığı ile gerçekleştirilen işlemlerde söz konusu olan vergi kaçakçılığı, çoğu ülkenin aktif olarak mücadele ettiği bir suç. Fakat kimi ülkeler tarafından dış yatırımcıların ilgisini çekmek için düzenlenen vergi indirimleri ile vergi kaçakçılığını aynı kapsamda değerlendirmemek gerekiyor. İlk olarak G-7 ve sonrasında OECD kapsamında değerlendirilecek olan uluslararası asgari kurumlar vergisi tartışması ise tam olarak ikinci durum ile mücadele etmeyi amaçlıyor.

Aslında ülkelerin yabancı yatırımcılara vergi indirimi veya avantajları sunması alışılmadık bir durum değil. Her ne kadar dış yatırımların artıları ve eksileri yıllardır tartışılsa da, ülkelerin dış yatırımcılara özel vergi oranları sunmasının çok uluslu şirketlerin bölgedeki benzer ülkelere yatırım yapmasını zorlaştırdığı bir gerçek. Bu durum aynı zamanda şirketlerin genellikle vergi oranı yüksek olan gelişmiş ülkelerden, daha düşük vergileriyle bilinen gelişmekte olan ülkelere taşınmasının sebeplerinden birini de oluşturuyor.

Gelişim ekonomileri bir yana bırakılırsa, homojen olmayan vergi oranlarının çoğu ABD menşeili çokuluslu şirketlerin ciddi bir biçimde işine geldiği biliniyor. Özellikle Hollanda ve İrlanda aracılığı ile AB ve Singapur ve Hong-Kong aracılığı ile Asya bölgelerinde düşük vergilerle hareket etmeye alışan çok uluslu ABD şirketlerinin ciddi bir kısmı yıllık cirosunun büyük bölümünü yurtdışı operasyonlarından elde ediyor. Aynı durum AB üyesi ve Asya menşeili çokuluslu şirketler için de geçerli.

Dolayısıyla kabul edilecek bir uluslararası asgari kurumlar vergisinin bu ülkelerde vergi yükünü tabandan tavana yayması, yani bireylerden ziyade şirketlere vergi sorumluluğunun yüklenmesi de beklentiler arasında.

Ortak paydada buluşuluyor
Covid-19 döneminde çok uluslu şirketlerin KOBİ’lere kıyasla önemli miktarda büyümesi ve bunun sonucunda artan gelir adaletsizliği, özellikle Batı uluslarının altyapı yatırımlarında geri kalmaları, ulusal sınırlar içerisindeki üretimin ve tedariğin stratejik değerinin artması ve artan uluslararası iş birliği talepleri gibi isteklerden dolayı geçtiğimiz seneden beri ciddi bir biçimde tartışılan uluslararası asgari kurumlar vergisi düzenlemelerinin kısa bir süre içerisinde yürürlüğe girebileceği öngörülüyor.

Biden yönetimi ve ABD Hazine Bakanı Yellen’ın öncülüğünü ettiği bu proje, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, ABD, İtalya ve Birleşik Krallık’tan oluşan G-7 ülkeleri tarafından da destekleniyor. Biden yönetiminin ilk olarak %21 oranını teklif etmesinin ardından sürdürülen görüşmeler neticesinde Haziran 2021 G-7 toplantısında %15 oranı üzerinde anlaşılması bekleniyor. İrlanda, Macaristan, Singapur gibi ülkelerin ise %15 oranından rahatsız oldukları fakat müzakereye açık olduklarının anlaşıldığını da belirtilenler arasında. Bu aşamadan sonra ise 37 adet OECD ülkesi ve sayıları 135’ten fazla olan OECD Geniş Müzakere Çerçevesi ülkeleri ile birlikte çalışarak tam anlamıyla kapsayıcı bir uluslararası vergilendirme reformunun kabul edilmesi hedefleniyor.

Bu durumun özellikle Apple, Amazon gibi teknoloji şirketlerini de yakından ilgilendirdiğini belirtmek gerekiyor – bu tip teknoloji şirketlerinin bulundukları ülkelerde sınırlı sayıda mal varlığı olması ve esas olarak sundukları servisler sayesinde gelir elde etmeleri, fikri mülkiyet vergilerinde indirim öngören ülkelerde ticaret yapmayı oldukça cazip hale getiriyor. Dolayısıyla ülkelerin genel olarak pozitif baktığı bu düzenlemeye en ciddi muhalefet ABD menşeli çok uluslu şirketlerden gelecek gibi duruyor.

bh