Novus Teknoloji bülteninden herkese merhaba! Yılın sonuna yaklaşırken takvimlerimiz 9 Aralık 2020’yi, saatlerimiz ise 10.00’u gösteriyor. Güncel teknolojik keşif ve inovasyonların arasından zamanın ruhuna yön veren gelişmeleri aktarıyoruz.
Haftanın başlıkları:
💉 Covid-19 aşısı neden Antarktika’dan daha soğuk koşullara muhtaç?
🔥 İnceleme: TBMM’nin lastik ve plastik yakmayı teşvik etmesi
🎧 AirPods Max: Apple’ın yeni üst sınıf kulaklığı ve dudak uçuklatan fiyat
💬 WhatsApp: “Bu mesaj kendini 7 gün içinde imha edecektir.”
Keyifli okumalar!
COVID-19
Covid-19 aşısı ve Antarktika’dan daha soğuk taşıma/saklama koşulları: Sebebi nedir ve bizi neden ilgilendiriyor?
İpek Simay Gökulu
Üçüncü faz klinik çalışmalarda %90’ın üzerinde başarı oranıyla ilerleyen mRNA tipi COVID-19 aşısının tüm dünyaya dağıtılmasına beklenenden kısa bir zaman kaldı gibi görünüyor. Fakat otoriteler dahil pek çok kişinin aklındaki soru aynı:
Üretimden çıkan aşı bize nasıl ulaştırılacak?
mRNA tipi aşılar, zayıflatılmış virüs içeren aşılardan daha hızlı üretilebilseler de ulaştırma ve saklama koşulları konusunda büyük bir dezavantajları bulunuyor. RNA molekülleri çok ince bir nükleotid zincirinden oluştuğu için hem birçok enzim tarafından parçalanabilme hem de şeker zincirlerindeki reaktif hidroksil grubundan dolayı kendi kendini hidroliz edebilme özelliğine sahip. Bu kırılganlık da Pfizer’in Covid-19 mRNA aşısının Antarktika ortalama sıcaklığından bile düşük -70 C’da saklanmasını gerektiriyor. Bu olağanüstü taşıma ve saklama koşulu gereksinimleri de aşının tedarik zinciri tasarımını, alışılagelmiş aşılardan onlarca kat daha zorlayıcı hale getiriyor. Ne mutlu ki bu daha önce görülmemiş ve üstesinden gelinememiş bir senaryo değil. Bundan yaklaşık beş yıl önce Afrika ülkelerinde on binlerce kişinin ölümüne yol açana Ebola virüsü aşısının da -60 C’da saklanması gerektiği kanıtlandıktan sonra aşı yüksek bir başarı oranıyla ihtiyaç sahibi bölgelere ulaştırılabilmişti. Yani Covid-19 aşısının da buna benzer bir sıcaklık mertebesinde önceden belirlenecek noktalara ulaştırılması mümkün görünüyor.
Şüphesiz özel saklama koşulları, aşının özellikle ulaştırma maliyetini kayda değer bir biçimde yükseltecek. Bu maliyetin farklı bölgelerde aşı fiyatlarına ve bizlere ne kadar yansıtılacağı ve sigorta şirketlerinin ya da hükumetlerin bunun ne kadarını üstleneceği ise merak konusu. Öte yandan Pfizer’dan çok daha yeni bir biyoteknoloji şirketi olan Moderna, üçüncü fazdaki mRNA aşısının çok daha uygun bir sıcaklık olan 200C’de saklanabileceğini duyurmuş durumda. Bu durum Moderna’nın aşısının virüse karşı daha etkili olduğu anlamına gelmiyor fakat daha geniş ölçüde bir moleküler istikrara sahip olduğunu gösteriyor. Moderna’nın yalnızca 10 yıllık, küçük ölçekli ve inovatif bir şirket oluşu, beklenmedik bir duruma karşı mevcut sistemlerini Pfizer’e kıyasla çok daha kolay adapte edebileceklerini gösteriyor. Zaten taşıma koşullarındaki gelişim de Moderna’nın mRNA aşısını lipit nanoparçacık teknolojisiyle birleştiren inovasyonuyla mümkün olmuş. Bunun yanında onlarca farklı aşı da hâlâ geliştirme ve klinik araştırma sürecinde. Onay alan ilk firma hangisi olursa olsun SARS-CoV-2 aşısı; formülasyon, saklama koşulları, maliyet ve virüse karşı etkinlik bakımlarından gelişme yolunda devam edeceğe benziyor.
YEŞİL
TBMM’nin lastik ve plastik yakmayı teşvik etmesi
Yörükcan Erbay
25 Kasım Çarşamba günü enerji alanında düzenlemeler içeren Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Teklifin en tartışmalı maddelerinden biri belediye atıklarının (evsel atıklar) yakılmasından üretilen enerjinin yenilenebilir enerji sayılması ve devletten özel teşvik alabilmesi. Zaten 2016’dan beri araba lastikleri de biyoenerji kaynağı olarak kabul ediliyor. Muhalefet partileri ise bu tanımlamalara karşı çıkıyor ve plastik atıkların yakılmasının çevreyi ciddi oranlarda kirlettiğini savunarak bu kanunların iptalini istiyor. Peki plastik atıkların yakılması gerçekten çok kötü bir uygulama mı?
Doğruluk kontrolü:
Belediye atıklarının yaklaşık yarısı biyolojik (gıda, kâğıt, vb.) yarısı da biyolojik olmayan (plastik, metal, vb.) atıklar. Lastikler ise petrol türevi ürünlerdir ve biyoenerji olarak tanımlanması tamamen yanlıştır. Biyolojik olmayan atıkların yakılmasının yenilenebilir enerji olarak sınıflandırılması da bilimsel olarak hatalıdır, çünkü bu işlem çöpleri tamamen yok ederek bileşenlerine ayırır. Öte yandan çöpten enerji üretimi çöplük kullanımını azalttığı ve ömrü dolmuş bu ürünlerden değer ürettiği için birçok devlet tarafından teşvik ediliyor. Bu bağlamda Avrupa Birliği, çöpten elde edilen enerjiyi yenilenebilir enerji olarak sınıflandırmıştır.
Geri dönüşüm:
Çöp hiyerarşisine göre ideal olan plastik gibi atıkların öncelikli olarak tekrar kullanımı ve geri dönüştürülmesi. Ne yazık ki bazı plastiklerin geri dönüşümü çok pahalı veya mümkün değil. Bu yüzden plastiklerin geri dönüşüm oranı Avrupa’da %30 ve ABD’de ise sadece %9 civarında. İlginç bir şekilde Türkiye plastiklerin %54’ünü geri dönüştürüyor ama ülkedeki yetersiz ayrıştırma kapasitesinden dolayı bunların yarısından fazlası yurtdışından ithal edilen çöplerden oluşuyor.
Seçenekler:
Geri dönüşümü yapılmayan plastikleri bertaraf etmek için doğaya bırakmak dışında kabul edilebilir iki seçeneğimiz var: çöplüklere gömmek veya yakmak. Çöp tepelerine gömülen plastiklerin çözünmesi 100 yılı bulabiliyor. Ayrıca, burada çözünen zehirli plastik moleküllerinin su kaynaklarına karışma riski de var. Plastik ve diğer çöplerin yakılması en azından enerji ürettiği ve çöplük kullanımını azalttığı için tercih edilebiliyor. Öte yandan bu yakma işlemi dioksin, asit gazları ve ağır metaller gibi zehirli kimyasallar üretiyor. Modern tesislerde havaya karışmadan önce bu kirleticileri filtrelemek mümkün, fakat bunun işe yaraması için o ülkede etkili kanunların çıkarılması gerekiyor.
Özet:
Hükümetin lastik ve biyolojik olmayan evsel atıkların yakılmasını biyoenerji olarak kabul etmesi bilimsel olarak hatalı. Fakat çöp yakarak enerji üretme konsepti, muhalefetin iddiasının aksine iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında değerli bir teknoloji. Tabii ki kanunlara tamamen uyulduğu sürece… Kömür elektrik santrallerinin filtresiz çalışmasına uzun yıllar nasıl göz yumulduğunu hatırladığımızda şüphecilerin neden bu teknolojiye karşı olduğunu anlayabiliriz. Kaçınmamız gereken hata, kuralların doğru uygulanmamasının faturasını yöneticiler yerine teknolojilere kesmek.
GELİŞMELER
WhatsApp, yayımladığı son güncellemeyle kullanıcılara yazışmalarının 7 gün sonra otomatik olarak imha edilmesi seçeneğini sundu:
-
Nedir? Kullanıcılar diledikleri yazışmanın ayarlarına girip Snapchat’in kaybolan mesajlarını andıran özelliği aktifleştirerek, yazışmadaki mesajların gönderildikleri anı takiben yedinci günde silinmelerini sağlayabiliyor. Alıcının gönderilen mesajları okuyup okumaması mesajın silineceği tarihi etkilemiyor.
-
Ne olacak? WhatsApp’ın çatı şirketi Facebook, kullanıcıların bu özelliği beğenmeleri durumunda ileride daha fazla zaman seçeneği ekleyebileceklerini belirtti. Yine de alıcıların ekran görüntüsü alma gibi yöntemlerle mesajları kaydedebileceğini hatırlatalım.
Brezilya merkezli internet sitesi Tecnoblog’un haberine göre Samsung; yeni telefonları Galaxy S21, Galaxy S21+, and Galaxy S21 Ultra için Brezilyalı otoritelere yaptığı teknik onay başvurularında cihaz kutularında kulaklık ve adaptör bulunmadığını bildirdi.
-
Geriden: Samsung, Apple’ın iPhone kutularından kulaklık ve adaptörü çıkaracağını açıklamasının ardından Apple’ın bu kararını tiye alan bir Galaxy reklamı yayınlamıştı.
-
Öte yandan: bu olay bir ilk olmayacak. Apple, 2016’da tanıttığı iPhone 7 ile birlikte 3,5 milimetre kulaklık girişini kaldırdığını açıklamış, Samsung ise Apple’ın bu kararını tiye alan reklamlarıyla gündeme gelmişti. Yaptığı reklamların ardından Samsung, ürettiği Note 10 cihazlarla kulaklık girişini kaldırma kararı almış, bu kararını takiben Apple ile alay ettiği reklamlarını YouTube’dan silmişti.
Apple’ın geçtiğimiz günlerde yayınladığı iOS güncellemesi (14.2), iPhone XS ve daha eski modellerde batarya sorunlarına yol açmış yahut telefonların batarya doluluk oranlarını yanlış göstermesine sebep olmuş gibi duruyor:
-
Apple’ın yazılım geliştirme forumlarındaki birçok kullanıcı, iOS 14.2’nin farklı model telefonları için batarya sorunlarına neden olduğunu öne sürüyor.
-
Eğer hâlâ güncellemediyseniz, hâlihazırda deneme sürümleri dağıtılmış ve kısa süre içinde yayımlanması beklenen 14.2.1 veya 14.3 sürümlerini beklemeniz mantıklı olabilir.
Apple, yeni üst sınıf kulaklığı AirPods Max’ı tanıttı. Cihazın başlıca özellikleri:
-
Özellikler: 8’i Aktif Gürültü Engelleme özelliği için ayrılmış toplam 9 mikrofon. Ses, şarkı ve Siri kontrolleri için kullanılabilen ve Apple Watch cihazlardan tanıdığımız Digital Crown. Kafa hareketlerini takip ederek sinema salonundaymış hissi veren Uzamsal Ses özelliği. Tek şarjla 20 saate kadar, 5 dakika şarjla 1,5 saate kadar batarya ömrü.
-
Seçenekler: Uzay Grisi, Gümüş, Yeşil, Gök Mavisi ve Pembe renk seçenekleri; değiştirilebilir kulaklık kumaşıyla toplam 20’den fazla renk kombinasyonu. Cihazın Türkiye fiyatının 5699 Lira, ABD fiyatının 549 Dolar, değiştirilebilir kulaklık kumaşlarının ise 69 Dolar olduğunu belirtelim.